51. Bölüm - Kraliçe Hazel

1K 80 105
                                    


Krallar, kraliçeler ve diğer tüm kralliyet aileleri dışarıdan her zaman özenilen kesim olmuşlardır. Yaşadıkları hayatı lüks, giydikleri kıyafetleri şık, hayatlarını huzur dolu diye düşünürler. Ancak bunun aksine hiçbir şey böyle değildir.

Aksine ölüm sarayın koridorlarında dolanır. Kimin hangi ihanet sebebi ile öleceği belli olmaz.

Düşmem dediğin anda düşer, şaşmam dediğin anda şaşar, ölmem dediğin anda da ölürsün kralliyette.

İşte bu yüzden hep uyanık, hep atakta olmalısın.

Bunun için Jordan'ın söylediği bir söz vardı.

"Kralliyette yasın bile en fazla bir saat sürmelidir ki sana bağlı başka aileler binlerce yas yaşamasın."

İşte Alex bu şekilde kralliyete olan bağlılığını ortaya koyuyordu.

Babası olarak gördüğü kişiyi kaybetmişti. Oğlunu kaybetmişti. Eşini kaybetmişti.

Oysa önlerinde uzun bir hayat var sanıyordu.

Her şey bittiğinde hayatlarına mutlu devam edecekler diye düşünüyordu. Ama Alex hayatının acısını yaşıyordu. Bu dünyadaki çilesini dolduruyordu.

Cadının anlattıkları bir bir aklında dolanıyordu. Jordan'ın cadıyı çağırıp kaderlerine baktırmasını, eğer kaderimde ondan önce ölüm varsa bir sözü ile kaderi değiştirmesini isteyişini... Hepsi yenilir yutulur şeyler değildi Alex için. Bunlara rağmen güçlü durmaya çalışıyordu.

Ancak bir yanı vardı ki kan ağlıyordu, içi paramparça oluyordu. O gün olsa o gün isterdi ölümü. Artık acıya dayanma bünyesi yükseldikçe yükselmişti. Birileri hayatından bir bir eksiliyor ve Alex yalnızlaştıkça yalnızlaşıyordu.

Prensler Sarayı'nın koridorunda yürürken duvardaki resime takıldı gözü. Prens Joseph ile prensesin düğün resmiydi.

Buraya ilk geldiği gün aklına geldi.

Bu resmi gördüğü ilk gün. Jordan'da buradaydı. Baş başa sakince konuştukları sonrasında Victor'un her şeyi öğrendiği gündü.

Sonra ilerideki odaya ilerledi. Yatak odalarına. Duvarda birlikte olan resimleri vardı çerçevede. Bunu bir ressama yaptırtmıştı Jordan. Alex karşıya bakarken Jordan Alex'e bakıyordu fotoğrafta. Başka bir fotoğraf daha vardı karşıda. O diğerine göre daha yeniydi.

O resim yapıldığında Margaret yeni doğmuştu.

Jordan kolunu Alex'in omzuna atmış ve kendine çekmiş haldeydi. Diğer eliyle de başından düşmek üzere olan tacı tutuyordu. Yüzünde kocaman, samimi ve içten bir gülüş vardı. Alex'e kollarını Jordan'ın beline sarmıştı.

Bugünü dünmüş gibi hatırlıyordu.

Ressam geldiğinde ciddi bir poz verirken Jordan birden gülerek Alex'i kendine çekmiş ve bu resim oluşmuştu.

Alex bu resmi çok seviyordu. Ancak bu resimdeki güler yüzü bir daha göremeyecek olmak onu çok üzüyordu.

Alex yutkundu ve kenarda duran Jordan'ın yılan armasını aldı. Odayı süzerek kapıyı yavaşça kapattı.

Elindeki armaya baktı sonradan.

Bu armanın aynısını çocuklarına da yaptırmıştı.

Her birinde bunun aynısından vardı.

Patlama gününde Dorris'in yakasında olduğu gibi...

O an Dorris'in sesi yankılandı kulaklarında.

DELTAKde žijí příběhy. Začni objevovat