14. Bölüm - Bahar Şenliği

7.6K 537 167
                                    


Uyandığımda yanağımdaki baskıyı hissettmem bir oldu. Kaşlarımı çatıp hafifçe gözlerimi açtım. Bir kaç saniye bulanık görüntünün gitmesi için gözümü açıp kapadım.

"Ölmedim mi daha?"

"Uyumamanı söylemiştim diye hatırlıyorum." dediğinde güldüm.

Sonra göz ucuyla omzuma baktım.

"Bana gerçekleri söyleyin doktor. Kolum hala yerinde mi?'

Bu sefer gülen Victor'du.

"Yerinde ancak iz kalacak gibi."

Kafamı çevirip omzuma, omzumdaki sargıya baktım.

"İyiki uyuyormuşum o zaman."

Victor saçlarımı geri itti. "Bu kadar uyku fazla bile."

Olduğum yerde gerinip etrafa bakındım. Kendi odamda değildim.

"Ne zamandır buradayım?"

Victor yanıma oturdu.

"Bir gün oldu daha." dedikten sonra yanıma uzandı. Kolunu yastığa dayadıktan sonra yanağınıda eline yaslayıp bana baktı.

"Tüm işlerimi yaparken sürekli gözümün önünde olman ne kadar güzel bir duygu anlatamam. Günbatımını izlemek gibi. Zamanın nasıl aktığını farkedemiyorsun."

"Daha önce hiç gün batımını izlemedim."

Kaşlarını havaya kaldırdı.

"Gerçekten mi?"

"Delta'nın duvarları çok yüksek. Güneş'in doğuşu ile batışını göremeyecek kadar. Benim şehrimde hayat geç başlayıp erken biter. Belki Thomas'ın gökteleninden görünebilir. En büyük bina Thomas'a ait."

"Oradaki zamanların nasıl geçti? Yani anladığım kadarı ile halk seni çok sevmiyordu."

"Halk sisteme çok bağlı. Bazılarıda sisteme karşı. Ama caydırıcı güç fazla olduğu için susuyorlar."

Aklıma Victor'un planı geldi. Soykırım. İnsanları yok etmek.

"Ama tanıdığım çok iyi insanlar var. Mesela ailem orada. Arkadaşlarım. Eğitimden bir iki arkadaşım vardı. Yan komşumuz. Mark adında yaşlı bir amcaydı. Arka bahçesinde ufak bir serası vardı. Sürekli orada çiçeklerine bakardım. Veya beraber o minik serada büyüyen meyvelerden toplardık. Delta gibi beton bir şehir için o sera büyük bir nimetdi."

Victor bana bakmaya devam etti.

"Neden Delta'ya ülke demiyorsun? Sürekli şehir diyorsun. Yuva ile ayrıldılar."

"Delta bir şehir. Bir ülke olabilmesi için bazı duvarları yıkması gerekiyor. Hem gerçek anlamda, hem de mecaz anlamda."

Olumlu anlamda başını salladı. Sonra tekrar doğrulup sırtını yatak başlığına dayadı.

"Buraya geleceğin aklının ucundan bile geçmemiştir."

"Geçmedi. Ben Delta'nın dışına bile yeni yeni alışırken okyanusu geçmek şaka gibiydi. Ve okyanusun ortasında bir baskına uğramak daha da korkutucuydu."

"Ne baskını?"

Omzumu tutup doğrulmaya çalıştığımda Victor destek verdi. Sırtımı Victor gibi yatak başlığına dayadım.

"Gemideki kadınlar için. Senin için saraya getirildik. Bu yüzden gemiye baskın yapılmıştı."

Victor kaşlarını çattı.

DELTAOù les histoires vivent. Découvrez maintenant