41. Bölüm-Aile

2.9K 229 49
                                    


Nişan günün ardından kralliyet ailesi dışındaki herkes saraydan ayrılmışlardı ve saray tekrardan yavaş yavaş sessizliğine gömülüyordu.

Ancak o günler daha gelmemişti çünkü Nastya hala saraydaydı.

Çığlık atarak koridorlarda koşarken Rainy ise peşinden yavaşlaması konusunda bağırmakla meşguldü. Nastya ise onu pek takmıyordu.

Bir kaç muhafızı ittirip sarayın bahçesine vardığında gördüğü şey ile olduğu yerde kaldı. Ve o an hızını alamayan Rainy arkadan Nastya'ya çarptı. Nastya ise karşısında duran şeye büyük bir heyecanla bakıyordu. Gözleri kocaman açılmış, ağzı yuvarlak şeklini almıştı.

"Aman. Tanrım!" dedi şaşkınlıkla.

"Bunlar kuğu mu?" dedi bembeyaz kuğulara bakarak.

"Aynı hikayelerdeki gibi!"

Nastya heyecanla koşarak kuğulara ilerlediğinde Nastya'yı fark eden kuğular ondan kaçmaya başladı. Ancak Nastya'nın pek pes etmeye niyeti yoktu. Kuğular önden koşuyor, Nastya onların peşinden, Rainy ise Nastya'nın peşinden koşuyordu.

Kızlar bahçede koşuştururken Dorris ile Joseph'de yukarıda kahvaltı masasının kurulduğu terastan onları izliyorlardı.

Dorris gülüp "Yakın zamanda seninkininde böyle çığlıklarını duyarız." dedi.

Joseph kaşlarını kaldırıp "Hiç sorma." dedikten sonra terasın kenarına yaslandı.

"Hala tam alışamadım bu şeye. Bir kadına veya bir çocuğa alışmak zor olacak."

Joseph'in bu cümlesi üzerine Dorris'in ifadesi yavaşça değişti.

"Joseph..." dediğinde Joseph başını kaldırıp abisine bakı.

"Sen ve o kız... Bu bir aşk evliliği değil, farkındayım ama bu çocuk mevzusu biraz farklı. Sonuçta birlikte bir çocuğa sahip olup onu büyüteceksiniz. Ve ona bir şekilde sevginizi hissettirmelisiniz. Özellikle bizim bulunduğumuz konumda doğacak bir çocuk için bu çok önemli. Yani... Bu kız... Doğru kişi mi?"

Joseph hafifçe gülümseyip "Günlerdir herkes benimle bu konuda konuşuyor." dedikten sonra başını eğdi.

"Bilmiyorum. Açıkcası çok aniden gelişti tüm her şey. Daha onu tam olarak tanımıyorum bile. Bir anlık intikam planı ile ani bir karar verdim."

"Bu senlik değil kardeşim."

"Biliyorum ve artık hata yaptığımı düşünmeye başlıyorum. Özelliklede dünkü nişandan sonra bunu oldukça net bir şekilde fark ettim. Belkide annem haklıydı. Sonuçta intikamımı aldım. Bebeği aldırıp ailesine geri gönderebilirdim. Ama yapmadım."

O sırada gelen öksürük sesi ile ikiside kafasını kaldırdı ve karşılarına baktılar.

Daphne ile Hazel tam karşılarında duruyordu. Daphne endişeli bir şekilde Hazel'a bakarken Hazel tam olarak düz bir ifade ile Joseph'e bakıyordu.

Joseph Hazel'ı gördüğünde afalladı ve doğruldu. Bir an ne diyeceğini bilemedi. Az önceki söylediklerinin devamı vardı ancak o an devam ettiremedi. Öne bir adım atıp "Hazel." dediğinde Hazel başını eğdi ve "Kusura bakmayın, ben yemeğe katılamayacağım." dedi. Reveransını yaptıktan sonra ise arkasını dönüp hızlı adımlarla yanlarından ayrıldı.

Joseph hala şaşkınca ardından bakarken Dorris "Bu çok kötü oldu." diye fısıldadı. O sırada Daphne üzüntülü bir şekilde Hazel'ın arkasından bakıyordu.

Sinirle Joseph'e dönüp "Gerçekten mi beyler?!" dedi ve Dorris'e baktı.

Dorris "Ne?" dediğinde Daphne eli ile Joseph'i işaret edip "Şuna söyle! Kızın peşinden gitsin ve gönlünü alsın!" dedi.

DELTAOnde as histórias ganham vida. Descobre agora