27.Bölüm- Kan Kraliçesi

4.8K 383 35
                                    


Sessizliğin sürmeye devam ettiği masada Alex dalgın bir şekilde masaya bakıyordu. Herkes ne yapacağını bilemez haldeydi.

En sonunda konuşan Malik oldu.

"Bu evlilik iki kralı birbirine bağlayacak."

Jordan "Ve tahta bir varis bırakıcak. O yüzden Marcus'un etrafında daha çok insan toplanacak. Çünkü prens var. Marcus'a bir şey olursa ardında durulacak bir prens." dedi ve elini sakalında gezdirmeye devam etti.

Arthur "Ya prens olmazsa. Yani-" Jordan Arthur'un lafını hemen kesti.

"Biz çocuk katili değiliz Arthur! Bebeğe de kıza da bir şey yapılmayacak."

Alex ve yardımcıları sessizdi. Sadece alınacak kararı bekliyorlardı. Ancak Ivor "Sizinde bir ittifak bulmanız gerekiyor." dediğinde Alex Ivor'a baktı.

Ivor ise onaylanmak istercesine "Sonuçta yılların kralısınız ve son savaşta galibiyet sağladınız. Bu yüzden yanınızda olmak isteyenlerde olacaktır." dedi.

Malik başını salladı.

"Lord Ivor haklı kralım. Belki de önceden konuşulan evlilik mevzularını değerlendirme vaktiniz gelmiştir." dediğinde Alex Jordan'a baktı.

Jordan sessizdi. Dalgın bir şekilde masaya bakıyordu.

Bu Alex'in daha fazla daralmasını sağlamıştı. Göğsü sıkışıyordu.

Arthur "Çöl Krallığı zaten destekçimiz. Ancak Zeta bu durumlara uzak. Zeta Kralı ile bir ittifakta bulunursak güneyi kontrol altına almış oluruz." dediğinde Jordan hala sessizdi.

En sonunda ayağa kalkıp "Bunu düşüneceğim. Dağılabiliriz." dedi ve kapıdan çıktı.

Alex ise şaşkınca arkasından bakıyordu. Ancak kendine gelmesi fazla uzun sürmedi. Masadan hızla kalkıp odadan çıktığında kabarık eteklerini tutarak önünde ilerleyen Jordan'a yetişti.

Kolunu tutup Jordan'ı sinirle kendine çevirdiğinde Jordan önce etrafa baktı, sonra kolunu çekti.

"İnsanların içinde bu şekilde davranma Alex." dedi sessiz bir şekilde.

Alex de aynı şekilde sessini kısıp alçak bir ses tonu ile "Ne demek düşüneceğim?!" dedi.

"Ne deseydim? Şu an nasıl bir durumda olduğumuzun farkındasın, değil mi?"

"Jordan sen benimle dalga mı geçiyorsun? Ne yani? Evlenecek misin?"

"Bak bu konuşulan evlilikler sadece diplomasi için. Seni sevdiğimi biliyorsun."

Alex bir kaç saniye şaşkınca Jordan'ın yüzüne baktı. Sonra ise sinirle güldü.

"Ne yani? Sen evlen bende senin metresin mi olayım?!"

"Öyle bir şey demediğimi biliyorsun."

"Hayır. Dediğin şey tam olarak bu."

"Alex... Bak anlamıyorsun. Şu an bir ittifaka ihtiyacım var."

"Ve bu ittifakı yatak odana bir kızı alıp, hamile kalmasını sağlayıp bir prens doğurtarak mı sağlayacaksın? E sonra ne olacak? Sevgisiz bir kralliyet ailesi olarak mı devam edeceksin hayatına?"

Jordan derin bir nefes aldı. Saçlarını karıştırıp "Bilmiyorum." dedi.

"Eğer böyle bir şey olursa ben bunun içinde bulunmam Jordan. Benden böyle bir şey bekleyemezsin!"

Bir süre sessiz kaldılar.

Jordan "Prens doğarsa olacakları biliyorsun. Daha fazla insan kaybedeceğiz. Şimdiden Yuva'nın yarısı boşaldı. Sarayın sessizliğini fark etmiyor musun?" dediğinde Alex derin bir nefes alıp camdan dışarı baktı.

DELTAWhere stories live. Discover now