DELTA

4.Bölüm - Geçmiş

Odada dönüp durdum.

Buradan bir çıkış yolu olmalıydı.

Peki çıkış yolu olsa ne yapacaktım? Bir başıma kalenin etrafında dönüp dolaşırdım artık.

Şuan istesem de istemesemde kabul etmek zorundaydım. Kale tek güvenli yerdi. Buradakilerin dediği gibi diyecek olursak : "Yuva tek güvenli yer."

Odamın kenarındaki büyük cama baktım. Önündeki perdeleri tek tek kenara çektikten sonra tavandan yere kadar uzanan camları açtım. Rüzgar saçlarımın arasında dalgalandığında derin bir nefes aldım.

Sonra aşağıya baktım. Yuva'nın en üst katlarından birindeydik.

Kapım açıldığında arkamı döndüm.

Malik kapının önünde bana bakıyordu.

"Bir şey mi oldu?"

"Kral Jordan seni çağırıyor."

Gülüp camı kapadım.

"Beni görmeden günü tamamlayamıyor herhalde."

Malik cevap vermedi.

Saçlarımı toplayıp yanına gittim. Ardımdan kapıyı kapatıp yanımda yürümeye devam ettiğinde Malik'e baktım.

"Kral Jordan seni neden öldürmedi?"

"Bu seni ilgilendirmez."

"Zaten ilgilendirdiği için değil, merak ettiğim için sordum."

"Merak etme o zaman."

"Dün bülbül gibi ötüyordun. Şimdi de susmaya mı karar verdin?"

Gülümsedi.

Sonra bana baktı.

"Yöneticilerle dolu bir Yuva'nın içinde çok merak bazen tehlike uyandırır."

"Pekala." dedim ve önüme döndüm.

O sırada sütunların şekline dikkat ettim. Sütuna bir yılan dolanmış gibiydi. Aslında bu yılan deseni her yerde vardı.

Kale bile sarılmış bir yılan şeklindeydi. Kalenin en üst katında ise büyük bir yılan kafası vardı.

"Bu yılan sevdası ne?"

"Yöneticilerin simgesi."

"Yılan mı? Pek de şaşırtıcı değil."

"Delta'nın sembolüde zeytin dalı. O inandırıcı geliyor mu?"

"Bizim halkımızda en azından barış için savaşacak insanlar var. Burası gibi intikam dolu değiller."

"Burada barış isteyen kişiler bile intikamla yanıp tutuşuyor. Yöneticileri yönetici yapanda budur zaten. İntikamları."

"Ne farkları var bizden? Senden. Benden. Aynı insan gibiler."

"Değiller."