Melih Bey'in Son Kararı

Start from the beginning
                                    

      Babası kızının saçlarını okşayıp öptü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

      Babası kızının saçlarını okşayıp öptü. "Sen bana Alper'in her yaptığını şikayet ettiğinde, Ben Alper'in kulağını çekerdim kızım, onu uyarırdım ve ondan söz alırdım hep. Seni koruması için ona emanet ettiğimi söylerdim. Çocuk aklı işte demek ki, kendince tutamıyordu sözünü ya da işte sana olan düşkünlüğünü sana takılarak böyle gösteriyordu. Zaten en son lise de konuştum onunla Seni artık rahat bırakmasını, seni üzdüğü için artık hoş görülü olamayacağımı söylemiştim. Bana seni sevdiğini ve aklından çıkaramadığını söyledi. Büyüdüğünde işini gücünü kazandığında, hala seviyorsan gelir istersin demiştim o zamanlar, ama zamanla unutur gider diye düşünüyordum. Çocuk senden vazgeçmemiş demek ki." Kızını sıkıca sararak, "Şimdi bu baban seni tutup bu deli oğlana verecek diye korktuğunu anlıyorum, ama korkma, biz de namertlik olmaz kızım, ilk Carlos denen delikanlı istedi seni benden, hem de o kadar hediyenin arasında çikolata ve çiçeğini eksik ederek. Sen de onu seviyorsun anladım. Biricik kızımın mutluluğunu, yılların arkadaşlığının hatırına bile değişmem kızım. Hadi çayları götür onları yalnız bırakmayalım bizim damadın gözleri fer fecir okuyor, Alper'i çiğ çiğ yiyecek gibi." diyerek kıs kıs güldü ve karısına baktı "Nazlı Hatun bizim kızların Nazmiye ve Sevgi'nin hatırımızı kırmayıp çarşıya kadar inip aldıkları şu çikolatayı, çiçeği ver de bizim damadın eline tutuşturalım adetlerimizi bir öğrensin, kızımızı benden usulünce tekrar istesin." Karşılıklı gülüştüler ve Nazlı Hanımın uzattığı çiçek ve çikolatayı alıp tekrar içeri geçti Melih Bey. Serap Ayça sevinçle annesine sarılıp, öptü yanaklarından, hevesle çayları hazırlamaya başladı.

        Melih Bey, onlar evden çıkınca ilk önce biricik kızının evlenmek istemesini sindirememişti, biricik kızının bir gün evlenmek için karşısına geçeğini, bu günün geleceğini biliyordu ama kızının hiç erkek arkadaşım sevgilim diye kendisine tanıştırdığı hiç kimse olmamıştı bu güne kadar. Şimdi ise seviyorum diye bu yabancı genç adamı getirmişti karşısına. İlkin bunu kabullenmek zor gelmişti Melih Bey'e, hazırlıklı değildi bu duruma. Bir gün elbet kızının evleneceğini biliyordu ama bilmezden gelmek istemişti, o yüzden öyle bir tepki vermişti. Nazlı Hanımla eni konu konuşmuştu. Kızının bu oğlanı çok sevdiğini, Oğlanın da onu sevdiğini ve onunla evlenmek istediği için dünyanın bir ucundan buralara kadar kızını istemeye geliş hikayesini Nazlı hanımın ağzından daha yumuşak dinlemiş ve ikna olmuştu, kızı için bu evliliğe sıcak bakmıştı. Mahallenin en değerlisi olan Nazmiye ve Sevgi kardeşleri arayıp istediklerini aşağıdan bir koşu alıp gelmeleri için rica etmişti onlardan. Serap Ayça'nın bu sevgili arkadaşlarını karısı da kendisi de çok severlerdi. Kızları da davet etmişti akşam kız istemede onlar da olsun istemişti, ama onlardan önce bu serseri ve sevgili arkadaşı gelmişti ve ne yapacağını ilk anda bilememişti. Ama şimdi kararlıydı, ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

          Elindeki çiçek ve çikolata kutusunu Carlos'un şaşkın bakışlarının altında gülümseyerek eline tutuşturdu. Dönüp yerine oturduktan sonra arkadaşı Kasım'a dönüp, kadim dostum, sevgili arkadaşım, sevgili Haşim Amca, Hasan Amca, Fahriye Hanımcığım ve sevgili Alper oğlum, sizleri evimde görmek beni sevindirdi. Lakin çiçek ve çikolata'dan anladığım kadarıyla hayırlı bir iş için geldiğinizi anlıyorum. Sevgili dostum sen beni bilirsin sözünün eri bir insanım ve dostluğumuza asla nifak sokacak bir adım atmam. Ama sizden önce gördüğünüz gibi kızımla birlikte gelen yabancı bir damat adayımız var, o da kardeşlerini de alarak çok uzaklardan, kızım Serap Ayça 'yı benden istemek için buralara kadar gelmiş." Cesaretine ve azmine hayran kaldığım bu delikanlı yarım yamalak bir Türkçeyle ezberlediği sözlerle kızımı benden usulünce istedi. Ve ben de kızımın da rızası ile bu yabancı damada kızımı verdim gitti. Şimdi sen söyle sevgili dostum, ben bu sözümden dönmeli miyim sence. Üstelik benim kızımın gönlü bu delikanlıdayken sizin teklifinizi yapmanıza müsaade etmeli miyim? Bu benim anlayışıma uymuyor, üstelik seven gençlerin arasına kara kedi gibi de girilmez değil mi Alper oğlum? " diyerek Alper'e ayağını denk al der gibi baktı.

UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPWhere stories live. Discover now