Eh Artık Duyulsun Bari "Biz Nişanlıyız"

8.4K 514 159
                                    

            İçeri girip de bu ilginç manzarayla karşılaşan gençlerden Alberto okkalı bir ıslık öttürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

            İçeri girip de bu ilginç manzarayla karşılaşan gençlerden Alberto okkalı bir ıslık öttürdü. Adriano ve Carmita şaşkın bakışlarla oldukları yerde kalakalmışlardı. Islık sesini duyan Carlos ve Serap Ayça aniden birbirlerini bırakıp toparlanmaya çalıştılar. Carmita ağabeyini aşçısıyla bu vaziyette gördüğü için hepten şaşkın, kocaman açılmış kahve gözlerini onlara dikmişti." Sevgili ağabeyim, sevgili Tao'cuğum neler oluyor burada, sizin hastaya bakmaya çıktığınızı öğrenince biz de çıkıp bakalım dedik. Ama görüyoruz ki burada başka durumlar varmış meğer, bizim bilmediğimiz neler oluyor ağabeyim, siz siz öpüşüyordunuz. Bu ne demek oluyor acaba? Açıklama bekliyoruz." diyerek ağabeyinin karşısına dikildi. Carlos Carmita'nın eli belinde tehditkar bir havada ayağını yere vuruşunu izlerken ne diyeceğini bilemeden yutkundu. Sonra artık bu işin suyunun çıktığını anlayıp kardeşlerine dönmeden önce Serap Ayça'nın elini tuttu ayağa kaldırdı ve kolunu omzuna atarak kendine çekti. Serap Ayça'nın kulağına eğilerek "Artık bunu sır olarak saklayabileceğimizi sanmıyorum sevgilim, o yüzden açıklamama izin ver." Diyerek Serap Ayça'nın elini sıktı. Serap Ayça başını sallayarak onayladı onu. Oda gözlerini özellikle tehditkar bakan Carmita'dan ayıramıyordu.

       "Gördüğünüz gibi çocuklar, Serap Ayça ve ben sevgiliyiz. Hatta sevgiliden de biraz ileri, biz nişanlıyız." diyerek Serap Ayça'nın parmağındaki yüzüğü gösterdi. Carmita iri gözlerini daha da irileştirerek Serap Ayça'nın parmağını yakaladı ve yüzüğe baktı inanamıyormuş gibi. Sonra abisine bakarak "Bunu bizden niye sakladınız, madem nişanlanmışsınız neden sakladınız ki. Hani sana küsmek istemiyordum ya ağabeyim, işte şimdi küstüm, bizi bir şeye katmadığın için." diyerek kendi kadar duyduklarına inanamayan Alberto ve Adriano'nun yanına gitti tekrar. Yüzlerinde şaşkın gülücüklerle tebrik etmek için yanına yaklaşmak isteyen Adriano ve Alberto'yu elleriyle durduran Carlos " Önce beni dinleyin.Babam daha kendine geldiği ilk gün biz onunla ilişkimizi paylaştık Serap Ayça'yı ona gelini olarak tanıttım. Oda bizi onayladı ve kabul etti.O yüzden biz bu sabah nişanlandık, babamızın da izniyle biz nişanımızı kendi aramızda yaptık. İlişkimizin nasıl başladığı hikayesi biraz uzun sonra anlatırız size ama, Serap Ayça burada bu çiftlikte gerçekten aşçı olarak işe başladı, işini etkilememesi açısından ve çalışanlar tarafından nasıl karşılanacağını bilemediğinden, benden torpilliymiş gibi yanlış anlaşılmalara sebep olmamak için gizlemek istedi ilişkimizi. Ben de anlayış gösterdim bu kararına ama, bunu saklamak çok saçma olmaya başladı bu yüzden, bunca yaşanılan olaylara ve durumlara bakarsak ve artık siz de öğrendiğinize göre, herkese bildirsek iyi olacak. Şunu da söyleyeyim bir an önce evlilik işlemlerine başlamak istiyorum çocuklar, umarım beni destekler arkamda olursunuz." Bunları der demez yine sarıldı Serap Ayça'ya artık daha rahat olmasını istermiş gibi...

        Alberto ve Adriano olgunlukla karşılamışlar,   ağabeylerini  desteklediklerini belli eden sıcak sarılmalarla kucaklamışlardı  ama Carmita'nın gözleri dolmuştu. Carlos bu sefer kız kardeşine sarıldı ve yanaklarından öptü. "Seni üzmeyi hiç düşünmedim güzelim, lütfen ağlama, yanımda olmanı çok istiyorum." Diyerek sırtını sıvazladı kardeşinin. Carmita Carlos'a sarılmış , hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Ağlamaklı ama gülerek, "Beni üzdüğünden değil, senin için çok sevindiğimden ağlıyorum. O Laura denen çirkefin birgün seninle evleneceğini düşünmekten geceleri doğru dürüst uyku uyuyamazdım. Şimdi bu sürprizin bana çok iyi geldi ağabeyciğim  senin mutluluğunu hep bekledim, gerçekten aşık olmanı bekledim, işte en sonunda senin aşık olmuş , sevdiğini bulmuş halini gördüğüm için ağlıyorum." diye abisinin boynuna sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başladı Carmita. Onu bırakıp bu sefer Serap Ayça'ya sarıldı ve " Seni aşçımız olarak zaten sevmiştim , şimdi yengem olarak daha çok seveceğim tebrik ediyorum seni de." Diyerek iyice sarıldıktan sonra Serap Ayça'nın yüzüklü elini eline alıp sulu gözlerini koluyla silerek yüzüğün çok güzelmiş, ben de olsam böyle bir şeyi tercih ederdim." Dedi ve Serap Ayça ile Carlos'un arasına girdi. İkisinin de kollarına girerek "Hadi bakalım öyleyse bir kutlamayı hak ediyoruz. Ama önce nişanınızı herkese açıklayacağımız bir parti yapmamız lazım. Önümüzdeki hafta sonuna ne dersiniz böylece hastamız da iyileşir o güne kadar." diyerek Şeyma'nın hayretler içerisinde Tao'ya sokulmuş vaziyette oturuşuna baktı ve yanlarına gitti hemen. "Siz yoksa siz de mi sevgilisiniz? İnanmıyorum ya burada bu kadar dolap dönmüş benim hiçbir şeyden haberim bile olmamış. Senin de alacağın olsun Tao, demek sen de bana bir şey söylemedin. Öyle olsun ben de size aynısını yapmazsam görürsünüz siz."  Şeyma'ya elini uzatıp "Ben Carmita, bu yakışıklı adamların baş belası kız kardeşleriyim" diyerek ağabeylerini gösterdi. "Geçmiş olsun, umarım çabuk iyileşirsin. Ve sizi de tebrik ediyorum, Gerçi Tao nasıl olsa evlenmez onunla ben evlenirim diye kafamda hep kurardım ama kısmet sanaymış madem, bana da başka aşklara yelken açmak düşer artık." dedikten sonra Tao'nun boynuna  sarıldı ve onu da tebrik etti. Tao Şeyma'nın ellerini bırakmadan Carmita 'dan kurtulmaya çalışıyordu bu sırada. "Dur be deli kız, biraz uzaklaş boğacaksın beni, daha koca olmama imkan vermeden öldürecek misin beni?" deyince Carmita hemen onu bırakıp "Yoksa sen de mi nişan yaptın?" Şeyma'nın parmağına bakıyordu ama bir şey göremedi.

UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin