31. Bölüm - Te Amo Carlos

12.6K 766 114
                                    

           Kahvaltı bitmiş, birlikte masayı toplamışlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

           Kahvaltı bitmiş, birlikte masayı toplamışlardı. Serap Ayça pişirebileceği malzemelere göz atmış hemen hemen her şeyin var olduğunu görmüştü. Öğlen yemeğinin planını kafasında kurmuştu. Şimdi el ele yanlarına içecek sularını da alarak ormanda yürüyüşe çıkmışlardı. Carlos sımsıkı sarıldığı Serap Ayça'yı bir an bile yanından uzaklaştırmıyor, onu gözünden bile sakınıyordu adeta. Serap Ayça ise sevmenin ve sevilmenin mutluluğunu yaşıyor, kuş seslerinin ve mis gibi çiçeklerin kokusu içinde börtü böceklerin vızıltısı eşliğinde ırmağın kenarında yürüyordu.

Irmak kenarında yeşilliklere uzanmış, yüksek ağaçların dallarından sızan gün ışığını seyrediyordu. O gökyüzüne bakmaya çalışırken Carlos da ona aşkla bakıyordu. Carlos oturduğu yerden uzanarak genç kızın üzerine eğildi. Yavaş yavaş öpmeye başladı yüzünün her bir uzvunu. Serap Ayça'sına sahip olmayı çok arzuluyordu fakat onu korkutmaktan da çekiniyordu. O isteyince birlikte olacaktı, bunda kararlıydı Carlos. Arzuları ne kadar coşarsa coşsun kendine hakim olması gerektiğini biliyordu.

Carlos yine de fazla ileri gitmeyi düşünmeden genç kızın boynunu, gerdanını öpmeye başladı. Ellerine hakim olmak istese de beceremeyip Serap Ayça'nın elbise gibi üstüne bol gelen tişörtünün altından ellerini sokarak göğüslerini avuçladı. Sabahtan beri tişörtün üzerinden fırlayacakmış gibi diklenen göğüs uçları Carlos'un dayanma gücünü biraz zayıflatsa da Carlos doğasına aykırı olan bir ilke daha imza atmış oluyordu. Sadece dokunuyordu, hafif hafif öpüyordu, asla ileri gitmiyordu. Tişörtün üzerinden hafifçe dişlediği tomurcuklar Serap Ayça'nın sesli inlemesine neden olmuştu. Genç kız ta derinliklerinde hissettiği duygularla ateş gibi yanmaya başlamış, Carlos'un saçlarına tüm gücüyle asılmıştı. İçinde kabaran duygulara engel olamayıp Carlos'un dudaklarına hapsetti kendi dudaklarını. Serap Ayça'nın bu atağı, kendini tutmaya zorlayan Carlos'u artık yularından kurtarmıştı. Haşin ve sert hareketlerle ellerini Serap Ayça'nın vücudunda gezdirmeye başlamıştı. Serap Ayça bu dokunuşlardan onun ne yaptığının farkına varıp korkuya kapıldı birden. Böylesi bir yakınlığa, dokunuşa alışık olmayan Serap Ayça, beklemediği bu ani şehvet karşısında dona kalmıştı. O masum bir öpücük verdiğini sanırken bu aç adamın böyle şehvetli duygularla bedenine dokunması Serap Ayça'yı oldukça korkutmuştu. Birden Carlos'u üzerinden atmaya, iteklemeye çalıştı. "Yapma, dur!" Onu duymayan Carlos, hala bir şeyin farkında değildi. "Carlos yapma dedim, bırak beni!" diye bağırdı. Carlos nihayet onun çığlığıyla kendine geldi. Serap Ayça'nın korkmuş ve kanı çekilmiş yüzünü görünce, esaslı bir küfür savurdu kendine. " Ben üzgünüm, üzgünüm." diyerek sarıldı Serap Ayça'ya, "Por favor, perdona mi amor. Llütfen affet sevgilim.)"

"Ah ben düşüncesizin biriyim, senin de istediğini sandım, yoksa ileri gitmek değildi niyetim. Bu düşüncesiz adamı affet. Te amo, te amo. (Seni seviyorum, seni seviyorum.)" Farkında olmadan İspanyolca konuşuyor, bir yandan Serap Ayça'yı avutuyor bir yandan da onun üstünü başını düzeltiyordu. Genç kızın yüzünü avuçlarının içine alıp "Tamam, korkma. Hadi evimize gidelim, seni daha fazla üzmek istemiyorum." diyerek ellerinden tutup ayağa kaldırdı genç kızı. Serap Ayça onun kendisi için aşırı endişelendiğini anladığından az evvelki korkusunu bir yana bırakıp sımsıkı sarıldı belinden, başını göğsüne yasladı. 

       "Carlos benim için endişelenme, evet korktum ama bu tür ilişkilere alışık olmadığımdan korktum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

       "Carlos benim için endişelenme, evet korktum ama bu tür ilişkilere alışık olmadığımdan korktum. İnan bana benim hiç tecrübem yok. Bütün bunları ilk kez yaşıyorum. Başını yukarı kaldırıp onun şaşkınlıkla bakan mavi gözlerine odaklandı. Carlos duyduklarıyla kendini üzgün hissederek bakıyordu. "Ben hiçbir erkekle beraber olmadım Carlos, hiçbir erkeğin eli elime değmedi bile. O yüzden sabah bana duygularını dökerken öyle mutlu oldum ki beni sevdiğini duymak, beni sadece ben olarak istediğini bilmek nasıl bir duyguydu anlatamam. Benim korkum senin oyuncağın olmaktı. Beni ne için istediğini bile anlayamamıştım, beni tanımıyordun. Gerçi, neden peşime düştüğünü inan hala anlamış değilim. O yüzden senden uzak durmaya çalışıyordum. Ama itiraf ediyorum, seninle karşılaşmış olduğumuz o ilk çarpışmadan beri ben de sana ilgi duydum. İnanır mısın elime tutuşturduğun o dergide senin resmini gördüğümde aklımın ucundan bile geçmeyen şeyi yaptım ve seni dudaklarından uzun uzun öptüm, hatta seninle iki aşık olarak hayallere bile daldım. Senin kim olduğunu ilk o zaman öğrendim. Yani seni tuzaklara falan düşürüp planlar yapmıyordum, merak etme." Bunu söylerken güldü. Onu suçladığı anlar ve sözler gelmişti aklına.

Sonra birden ciddileşti ve genç adamın gözlerinin içine odaklandı. Carlos onun bu itiraflarını dinlerken hareket etmeye bile çekiniyordu, ürkek ceylanını korkutmadan, ona sarılmış dikkatle dinliyordu. "Carlos şimdi ben söylüyorum, artık senden kaçmayacağım, sen ne istiyorsan onu yapacağım, nerede olmamı istiyorsan orada olacağım. Ama benim geleceğimi elimden alma olur mu? Ömrümü seninle geçirmeyi ben de istiyorum ama korkuyorum. Sana yetemezsem, bir gün benden bıkarsan, beni tecrübesiz bulup kullanılmış bir mendil gibi bir tarafa atarsan diye... İşte bunlardan korkuyorum. Ayrıca seninle az evvel yaşadığımız şey çok şiddetliydi. Ben bakire olduğum için de çok korkuyorum. Seninle sadece böyle sarılsak, öpüşsek olmaz mı Carlos? Biliyorum sen bununla yetinmeyebilirsin ama ben evlenmeden biriyle asla birlikte olamam. Bir anlık heves uğruna bunu yapamam, yapmak istemiyorum."

Carlos duyduklarından pekâlâ da memnundu. Onun hiçbir erkekle öpüşmemiş olması bile mutluluğuna mutluluk katıyordu. Carlos'un göğsüne bir öpücük kondurarak onun şimdi şefkatle sımsıcak bakan gözlerinden kendini alamadan "Te amo Carlos, te amo." diyerek Carlos'a sımsıkı sarıldı. Duyduklarına inanamamış gibi Carlos, Serap Ayça'nın ayaklarını yerden kesti ve tutkuyla öpmeye başladı. Şimdi onu bırakası gelmiyordu. Hızını alamayıp etrafında döndürdü. " erap Aycha, seni seviyorum, hadi şimdi evimize gidelim." diyerek, Serap Ayça'yı kucağına alıp hiç yorulmak bilmeden eve kadar kucağında taşıdı.

" diyerek, Serap Ayça'yı kucağına alıp hiç yorulmak bilmeden eve kadar kucağında taşıdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin