Deniz Kulübündeyiz

6.1K 423 289
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


          Carlos' un Serap Ayça'ya verdiği destek ve moral onu kendine biraz olsun getirmişti. Birlikte dışarı çıkmışlar ve Alberto ile arabaya kadar gidip getirdikleri hediyeleri ve yolda gelirken aldıkları simit ve ekmekleri alıp gelmişlerdi. Çardağın altındaki masa şu anda sıra sıra getirilen eşyalar ve hediyelerle dolmuştu. Serap Ayça annesinin gülmeyen yüzüne bakıp "Anneciğim sen seversin bak sana Devrek ekmeği ve simidi getirdik." diyerek annesine simit uzattı, Nazlı Hanım hiç yüzünün ifadesini değiştirmeden "Teşekkür ederim zahmet etmişsiniz, bu kadar niye çok almışsınız kızım, kim yiyecek bunca ekmeği simidi." Diyerek kızının elinden simidi aldı ve masaya tekrar koydu. Serap Ayça yine de umutla "Olsun anneciğim, komşulara da götürürüz birazını." diyerek annesinin yüzünü gülümsetmeye çalışıyordu ama nafile Nazlı Hanım havaya giremiyordu artık, sönmüştü bütün şevki hevesi, kızının burada yanında olması bile toparlanmasına yetmiyordu. Karısının anormalliği dikkatini çekmişti Melih Bey'in ama şimdilik susuyordu. Neler olduğunu anlamak için yanıp tutuşuyordu aslında, ama hissettirmiyordu.

        Carlos Melih Bey'e en güzel ve kaliteli şaraplarından özel olarak beş çeşit şarap getirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

        Carlos Melih Bey'e en güzel ve kaliteli şaraplarından özel olarak beş çeşit şarap getirmişti. Şarapların yanında manuka balı ve yemeklik olan hem de cilt bakımı için iki çeşit avokado yağından da getirmişti. Nazlı hanıma da özellikle şeffaf paua kabuğundan yapılmış kolye saç tokası bileklik gibi takılar ve yine süs olarak kullanabileceği bu deniz kabuğundan yapılmış minik objeler getirmişti. Ayrıca Koyunculuğu ile meşhur Yeni Zelanda'ya has koyun yününden yapılma küçük halı ve kilimler de getirmişti Carlos. Serap Ayça her birini ilk defa gördüğü için hayretle bakıyordu, bunları ne zaman almıştı Carlos hiç bilmiyordu. Hediyelerini Melih Bey ve Nazlı Hanıma sunan Carlos lafa girerek, "Beğeneceğinizi düşündüğümüz bu hediyelerimizi kabul ederseniz çok mutlu olacağız." Carlos birden hatırlamış gibi masanın kenarına dayanmış olan özel kılıfına sarılı Gümüş asalı Devrek Bastonunu da Melih Bey'e uzatarak, burada kullanılan hitap şekli ile, " Melih bey, bunu sizin için özellikle seçtim, umarım beğenirsiniz." dedi. Serap Ayça bir yandan çevirmenlik yapıyor bir yandan da Carmita gibi hediyelik eşyalara beğenerek ilgiyle bakıyordu. Nazlı Hanım aslında hepsini beğendiği bu çok harika değerli hediyelere bakıp, zoraki bir gülümsemeyle, "Ne zahmet etmişsiniz, çok teşekkür ederiz. Gerçekten hepsi çok güzel, çok naziksiniz." Diyerek kızının hatırına nezaket gösterdi sadece. Melih Bey bu kadar hediyenin ve cömertliğin altında ne yatıyor diye düşünmeye başlamıştı, bir tuhaflıklar olduğunu seziyordu ama o da şimdilik sesini çıkarmıyordu, "Dur bakalım çıkar kokusu." diyerek teşekkür etti. Serap Ayça çevirmenliği bırakıp " Anne hadi sofrayı hazırlayalım uzun bir yoldan geldik, onları aç bırakmayalım değil mi ama, senin yemeklerini öyle bir özledim ki." diyerek annesine sarıldı, kalkıp sofra hazırlamak için. "Ah kusurumuza bakmasınlar söyle de masayı hemen kuracağımızı bilsinler ayıp oldu gerçekten de." Diyerek hemen kalktı ve içeri gitti.

UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin