Boğazımdan çıkmayan hıçkırıklar, nefes alış verişimin hızlanması ne kadar uzun süredir agladığımı bilmesem de hissetmesemde başıma giren ağrı artık dur diyordu.
Ağrılar içinde ayağa kalkmaya çalışmak, karanlık içinde bir umut ışığı aramaktı. Ama hayat her yerden yaralamıştı. Yetim, Dilsiz, üvey kız şimdide yetim olan Gurur'u...
Biraz ilerleyip aynanın önündeki kağıt kaleme uzandım. Kendimi ifade edeceğim tek yol olan kelimeler dilsiz kelimeler...
Yere çöktüm. Sırtımı yatağa yasladım. Gözümden akan yaşları kolumla sildim. Saçlarımı geri atıp, burnumdan derin bir nefes aldım. Uzun süre ağladığımı göz yaşlarımı silmeme rağmen bulanık gördüğüm gözlerimden ve ağrıdan kırpmakta zorlandığım göz kapaklarımdan anlıyordum.
Aklıma gelen tek şey buydu; elimden gelen herşeyi yapmalıydım. Korkmak, kaçmak bana göre değildi.
***
Uzun bir mektup yazdım Ege'ye kelimelerin kısa, anlamlarının uzun olduğu ve bir tek onun anlayabileceği. Aynanın önüne bırakmaya karar verdim. Ama ya odaya hiç gelmezse! Bu mektubu görmeye mecbur oysa. Telefonu elime alıp Elif'e sabah benimle buluşması için bir mesaj attım. Bir yerden başlamalıydım. Eğer Ege kabul etmezse ne yapacağımı düşünürken yanımda biri olmalıydı. Ve şu an Elif'den başka kimse yoktu. Onu da tanımıyordum ama içimde ki ses ilk defa birine güven diyordu. Ben anneme bile güvenememiş bir insanım arkadaş da kim? hızlı kararlar alıp çabuk uygulayamaya koyuluyordum belki boşa çabalıyorum belki bizim sonumuz gelmişti. Herşey buraya kadardı. Hızlı bir şekilde banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Odaya girip üstümü değiştirdim. Sabah ezanı okunmaya başladı. Ne zaman sabah olmuştu. Ege uyanmadan mektubu bulacağı bir yere bırakıp çıkmalıydım. Yatak odasında yerde duran çantamı alıp aynanın önündeki Ege'nin bıraktığı paradan da bir miktar aldım ve sessiz adımlarla merdivenlerden indim yazdığım mektup kağıtlarını üst üstte koyarak ikiye katladım. Kesin çözüm ayakkabısının üstüne bırakmaktı başka çarem yoktu. Bunu yapmak zorundaydım. Ona ulaşmak varlığımı kabul ettirmek zorundaydım. Ege'nin hayatında nerdeyim, nasılım, kimin ve ne olarak devam edecegimi bilmek zorundaydım. Bazı şeyler belirsiz kalsada ben nerede kalacağımı bilmek zorundaydım. Içimdeki asi Gurur yine gün yüzüne çıkmış akıntının tersine doğru bütün duygularma kürek çekme emrini çoktan vermişti. Asi Gurur severdi kanı, kan kokusunu, kanatmayı. Asi Gurur derin yaraları da severdi o yaraları açanları da çünkü en yakınları idi hep o yaraların mimarları, mühendisleri, işçileri o yaraları Gurur da bırakmak için canla başla çalışmışlardı.
Yazdığım notu ayakkabısının üstüne bırakarak sessizce kapıyı çektim. Derin bir nefes alıp dik, dar, mermer merdivenlerin trabzanalrından tutarak aşağı indim. Dışarıya çıktığında tatlı bir esinti vardı. Yaz esintisi yağmur yağacaktı belliydi hava aşkı çağırıyordu ben ise Ege'yi....
Her adımım da onu düşünüyordum. Ona yazdığım satırları...
MEKTUP...
Balık yüksekten korkar mı?
Sence?Bence; yaşamadan bilemez bence o derinleri bilir. Karanlık soğukları, renkli mercanaları. Çok bilirim Ege ben, çok saçmalarım.
Bakma dilsiz olduğuma, sevin bence!
Yine saçmalamaya başladım bile bak! Ege, özür dilerim. Neden bilmiyorum ama özür dilerim...
Özür dilerim. Bana böyle davranmanı gerektirecek ne yapıtımsa özür dilerim...Seni özledim Ege....
Zaman Ege! Birazcık sabır, her ikimizede gerekli olan tek şey bunlar.
Bana sabır edip, Birazcık dayanamaz mısın? Senden sadece güler yüz, sıcak bir sarılış istesem çok mu şey istemiş olurum.
Bana düşman gibi bakmayan gözlerini özledim Ege!
Koruyup kollayan kollarını özledim.
Acıdan çekip çıkaran ellerini özledim.
Ben, Bana ait olan Ege'yi özledim.
Seni özledim.
Bana geri gelemez misin?
İki iyi anlaşan dost olamaz mıyız?
Korkuyorum Ege, sensiz kalmaktan, tekrar tarifsiz acılar yaşamaktan korkuyorum.
Ege, Beni duyamaz mısın?
Konuşan dilim olmanı istesem, çok mu bencilim?
Yorgunum Ege, bu yorgunluk geçer mi? En önemlisi şu aralar sensizim, bu sensizlik geçer mi?
Bana geri gelemez misin? Sana ihtiyacım var.
Sen konuşmak isteyene kadar seni üzen, seni düşündüren şeyleri yokmuş gibi davransam, kimseye birşey belli etmesem, bu dünya da sadece sen varmış gibi yaşasam! Yinede benimle mutluluk oyunu oynamaz mısın?
Bir çıkar yol bulamıyorum Ege, bütün yollarım sana çıkarken, senden kaçamıyorum. Sende benden kaçmasan olmaz mı?
Çok soru soruyorum değil mi? Ne olur benden bıkma Ege. Biraz yanımda olsan yeter aslında.
Belki tesadüf değildir, ikimizin bir araya gelmesi. KADERİDİR ikimizin, kaçınılmaz.
Biz de yüksekten korkar mıyız Ege? Ne dersin denemeden bilemeyiz sanki...
Dener miyiz?
Bana gelir misin?
Benim bi çare hayatıma misafir olur musun?
Seni bekliyor olacağım Ege akşam olduğunda evimize beraber dönmek istersen seni beni ilk bulduğun kalbimi ilk gördüğün , ilk kaçırdığın yerde bekliyor olacağım beni bul Ege? Gelmezsen seni bir daha rahatsiz etmeyeceğim söz veriyorum. Zamansız girdiğim, izinsiz konakladığım hayatında devam etmek için senden izin istiyorum Ege.
Seni özgür bırakıyorum Ege...
***
Evden çıkıp hızlı adımlarla yürüyor arada nefesim kesilene kadar koşuyor sonra tekrar yürümeye başlıyordum Ege'nin beni bulmama bana gelmeme ihtimalini beni istememesi durumunu düşündükçe akan göz yaşlarımı durdurmaya çalışıyordum.
Ege bana gelmeliydi!
Başka çıkar yolum yoktu. İleride çarşının içinde elinde telefon ile bekleyen Elif'i görünce aniden durdum göz yaşlarımı silip. Ellerimin içini yüzümde gezdirdim. Biraz sakinleşip, adımlarımı yavaşlattım.
Elif'den bana sırdaş, arkadaş olur muydu? Bilmiyorum ama şu an beni dinleyecek olan tek kişi oydu.
Yanına yaklaşıp elini omzuna koydum. İrkilerek aniden bana döndü. Korkmuştum onu belliydi. Ama beni görünce "ah! GURUR, SEN miydin? " diyerek içten bir şekilde sarıldı. Ellerini sırtımda birleştirip aysıyla ufak darbeler bırakmaya başladı.
Anne gibiydi! Sıcak şefkatli, içtendi sanki.
Gözlerim perde perde olmaya buğulanmaya başladı. Sonunda yer ayaklarımın altından kayarken Elif'in tiz sesi kulaklarımda çınladı.
"GURURR! ..... "
YOU ARE READING
DİLSİZ (bitti!)
General FictionHiçbir zaman tam bir aile olamadık biz her doğan çocuğun hakkıydı halbuki sıcak bir yuva, sevgi dolu bir anne ve yuvasına bekçi bir baba... O mutlu çekirdek aileyi hiç bir zaman olamadık.... Annem babama kaçarak evlenmiş sonra da askere gitmiş...
18. Bölüm
Start from the beginning