51. Bölüm - Tao'nun Teklifi

8.1K 536 143
                                    

Tao ve Şeyma bağ evine doğru yola koyuldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tao ve Şeyma bağ evine doğru yola koyuldu. Tao içindeki coşkuyu dışarı taşırarak mutluluğundan ıslık çalıyor, bir yandan da Şeyma'ya bakıp göz kırpıyordu. Şeyma da onun neşesine ortak olmuş, Tao'nun ıslıkla çaldığı melodiye sesiyle eşlik ediyordu. İkisi de çok mutluydu, ilk defa birbirlerine ait olmalarının tadını çıkarıyorlardı. Şeyma'nın aklına yüzünü al al yapan anlar geldi yine. Sabahların böyle güzel olabileceğini hiç bilmezdi, insanın sevdiği biriyle aynı evi paylaşması ne kadar güzel bir duyguymuş meğer. Serap Ayça'yı ve onun Carlos için hissettiklerini şimdi anlıyordu Şeyma. Aşık bir insanın mantığı asla yoktu. Eğriyi de doğruyu da gözü görmüyordu çünkü. Bu nedenle Şeyma'nın aklından  sabah yaşadıkları da bir türlü çıkmıyordu.

Zaten sabahın beşine kadar oturmuşlardı. Şeyma, Tao'ya Serap Ayça için hazırladığı odayı vermek istemişti ama uzandığı kanepede uyuyup kalmıştı Tao. Tao'nun üstüne ince bir pike örtüp odasına geçmişti. Yatağında kapıya sırtını dönüp uzanarak olanları düşünmeye başlamıştı ki arkasında bir hareket hissetti.  Üzerindeki havluyu fırlatıp atarak yatağa giren Tao, Şeyma'yı belinden doğru kendine çekerek sımsıkı sarılmıştı ona. Şeyma hırsla dönüp "Sen uyumuyor muydun? Nasıl izinsiz gelirsin odama? Ayıp denen bir şey var bay Kazanova, lütfen yatağımdan ve odamdan çıkar mısın?" diyerek içine yerleşen bir korkuyla sesini bile kontrol edememiş, titreterek konuşmuştu. Tao onu kendine çevirip sırt üstü yatırdı. "Sen burada yatarken mümkün değil ben o kanepede uyuyamazdım güzelim, o yüzden hiç sesini çıkarma ve uslu dur tamam mı? Eğer uslu durmaz ve kıpır kıpır edersen küçük Tao'yu zapt edemem ama ona göre. O yüzden uslu dur ve uyumamı sağla. Tek istediğim şu anda  sana sarılarak, koynunda huzurla birazcık uyumak sadece." diyerek yan döndü ve ona bakmaya başladı. Alacakaranlıkta Şeyma'nın kahverengi gözleri pırıl pırıl parlıyordu. Şeyma, Tao'nun söylediklerini düşündükçe Tao'nun yüzüne bakıp adeta kıkırdamaya başladı. Şeyma'nın cezbedici kıkırdamalarına dayanamayan Tao "Ama sen böyle yaparsan ben kendimi tutamam ki, sana dokunmadan nasıl yapacağım şimdi? " diyerek dudaklarına kapandı. Elleri de onun vücudunda keşfe çıkmıştı bir yandan, Şeyma'nın her yerinde geziniyor, onu narince okşuyordu. Genç kızın az evvelki rahatlığı kaybolmuştu birden, ileri gidip gitmemekte kararsızdı. Daha erken olduğuna karar vererek, isteksizce kendini geri çekti. Nefes nefese, "Tamam Tao, şimdilik sözünü tut. Dediğin gibi sadece uyuyacağız. Önce iyi bir uykuya ihtiyacın var senin." diyerek başının altına koyduğu çift yastıklardan birini alarak onun başının altına koydu, bedenini de ondan geriye çekerek kıpırdamadan durdu sonra. "İyi uykular Tao" deyip gözlerini kapadı. Tao için bu Türk kızı beraber olduğu kadınlar gibi değildi, onun da isteyeceğini sanmıştı ama yanılmıştı. Şeyma'nın neden devam etmek istemediğine başta anlam veremedi ama nedense bu geri çekilmeye ve onun iradesine hayran kaldı. Tao sözünü tuttu ve onun güzel, biçimli yüzüne özlemle bakarak hafızasına işledi. Gözlerini kapatıp onun görüntüsünü örttü gözlerine perde olarak. Zaten yorgun ve uykusuz olan Tao derin ve huzurlu bir uykunun kollarına bıraktı kendini.

UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPWhere stories live. Discover now