51. Bölüm - Tao'nun Teklifi

Start from the beginning
                                    

Tao, balkonda oturmuş etrafı seyrediyordu. İçinde gerçekten tuhaf bir huzur vardı, ait olduğu yerdeymiş gibi bir histi bu. İçeri bu sefer çaydanlığıyla gelen Şeyma'ya yardım edip elektrikli ocağı çalıştırdı. Yüreğini taşıran duyguları ve içindekileri boşaltmaya başladı. "Şeyma, ben seninle bir ilişkiye başlamak istiyorum. Kabul edersen, seninle sadece birbirimize ait olalım istiyorum. İleride zaman ne gösterir bilemiyorum ama ben seninle bir ömür geçirebilirmişim gibi hissediyorum. Biliyorum, biliyorum benim gibi çapkın bir adamdan bunları duymak seni ikna etmez ama durum bu, ben sana çekiliyorum. Her an, her zaman aklımı kurcalıyorsun. Hiç fark etmeden bir bakıyorum kendimi senin yanında bulmuşum. Hem ayaklarım hem yüreğim beni sana çekiyor Şeyma. İnan ki ben bu hisleri başka hiçbir kadına hissetmedim, hiçbir kadın için pervane olmadım. Oysa senin etrafında olabilmek için yer ve saati bile fark etmiyorum. Bana inanıyor musun? Eğer öyleyse soruyorum şimdi, benimle beraber olmaya ve benimle yaşamaya var mısın? Lütfen bana "Evet" de, benim aklım sadece sende, beni geri çevirme Şeyma. Sana söz veriyorum artık benim çapkınlığımı da başka kadınları da duymayacaksın. Beni kabul ediyor musun?" Tao bunları öyle sıcak ve samimi söylüyordu ki Şeyma elinde lokması öylece kalakalmıştı. Yüzü çatalındaki domates gibi kırmızı olmuştu şimdi. Zaten birkaç saat önce kendisi de buna karar vermişti, aşkı Tao ile yaşayacak, onun ilgisini kabul edecekti. O da ona çekiliyordu, ondan etkileniyordu. Şeyma elindekileri tabağına bırakıp yavaşça "Bu zamana kadar hayatıma pek çok kişi girdi ama senden başka bana bu duyguları yaşatan olmadı. Seni o masada, o kadınla beraber gördüğümde fark ettim hislerimi. Seninle bir ilgim yoktu güya ama o sırada içimdeki kıskançlığı sana anlatamam. Hem kadını hem seni parçalamak geçmişti içimden, o yüzden zavallı Maui'yi sevgilim diyerek seni kandırmaya ve kıskandırmaya çalışmıştım. Hem arkadaşımı dövdüğün hem de cümle aleme nam salmış çapkınlığın için senden uzak durmaya çalıştım. Seni kendimden uzak tutmaya çalıştıkça sen burnumun dibinde bittin ve her bir davranışınla beynime kazındın. Sen bana bu teklifi yapmadan önce de ben zaten kabul etmiştim, seni daha fazla benden uzaklaştırmayacaktım, denemek istemiştim. Şimdi söylüyorum Tao, bunu ben de çok istiyorum, seninle olmayı, seni sevmeyi kabul ediyorum. Senin bana benim sana ait olacağım bu ilişkiye evet diyorum." diyerek onun ellerine uzandı. Tao onun parmaklarını zarif bir şekilde tutup tek tek öptü ve yerinden kalkıp onu da sandalyesinden kaldırdığı gibi deliler gibi öpmeye başladı. Şeyma aynı şekilde karşılık verdi ve onu içinden geldiği gibi, doyasıya öptü.

İşte şimdi çiftliğe neşe dolu bir halde gidiyorlardı. Şeyma çiftliğe giden yolları, geçtiği bağları sanki cenneti izliyormuşçasına ışıltılı gözlerle takip ediyordu. Galiba bağlara yaklaşmışlardı; bir araba durmuş, etrafında iki yetişkin adam bir şeyleri araştırarak konuşuyorlardı. Tao hemen arabayı adamların yanına çekip "İstersen arabada bekle." diyerek indi arabadan. İki adamla tokalaşıp konuşmaya başladı. Şeyma, bunun etrafı izlemek için iyi bir fırsat olduğunu düşünerek dışarı çıktı ve istemeden kulak kabarttı konuşmalarına. Yangın mı dediler, bağlarda yangın mı çıkmıştı? Serap'ına bir şey olmuş muydu? Sohbetin ortasına dalıp "Yangın mı dediniz, Serap'a bir şey oldu mu? Onun için mi beni buraya getirmek istedin ona bir şey oldu değil mi?" diyerek telaşlanmaya başladı. Tao birden afalladı, "Yok öyle bir şey arkadaşın iyi merak etme, herkes iyi. Yangının nasıl çıktığını araştırıyoruz, bu beyler onun için buradalar." diyerek Şeyma'nın içini rahatlatmaya çalıştı. O sırada Hugh kaç gündür takip ettiği, üstelik beğendiği kızı görünce bir kaşını havaya kaldırıp Tao'ya baktı imalı imalı. "Ben dedektif Hugh Jackman, bu da arkadaşım Mark Sanders. Evet biz yangını çıkaranın nereden içeri girmiş olabileceğini araştırıyoruz. Gördüğünüz gibi ana giriş kapısında nöbetçiler var. Etrafı inceliyoruz, o alarmlı çitleri aşıp nasıl içeri girmiş olabilir ona bakıyoruz." Şeyma kendine geldikten sonra "Memnun oldum, ben de Şeyma Salihoğlu." dedi. Hugh içinden "Biliyorum güzelim, üstelik tüm şecereni biliyorum" derken başını salladı sadece. Şeyma devam etti konuşmasına,"Ne yani, yangını dışardan birinin kasten çıkardığını mı söylüyorsunuz? Eğer içeriden biri değildiyse tabi... Burada kaç aile, kaç çalışan var acaba? İçlerinden biri Bay Carlos'a nefret besliyor olabilir ve bu yüzden yangın çıkarmış olabilir değil mi?" diyerek onları bu söyledikleriyle şaşırttı.

 Burada kaç aile, kaç çalışan var acaba? İçlerinden biri Bay Carlos'a nefret besliyor olabilir ve bu yüzden yangın çıkarmış olabilir değil mi?" diyerek onları bu söyledikleriyle şaşırttı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPWhere stories live. Discover now