Bölüm 2- İlk Tesadüfler (Düzenlendi)

23.9K 1.1K 595
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                  Ayrılma vaktinin geldiğini anlayan Haru, daha söyleyeceklerini dile getirememişti bile. Bir cesaretle tekrar genç kızın ellerini tuttu ve bakışlarını gözlerinden ayırmadan duygularını dile getirdi.

              "Bak!" dedi. "Bu merasimlerden, seremonilerden binlerce misafir geldi geçti ama benim dikkatimi ilk defa sen çektin. O kalabalığın içinde, ışıldayan bir güneş gibi bana doğru gelişini gözlerimi senden alamadan izledim. Bir an evvel gösterinin bitmesini istedim. Her an kaybolacağını, seni bir daha göremeyeceğimi düşünerek telaşlandım, hareketlerimi şaşırdım. Nasıl oldu ben de bilmiyorum ama sen benim kalbimin sahibi oldun güzellik. Seni tekrar görebilmeyi çok isterim aşk güneşim, lütfen tekrar görüşelim olur mu?" Onun şaşkın yüzüne bakarak genç kızdan ümitle cevap bekliyordu Haru.

                 Duydukları karşısında Serap Ayça ne diyeceğini bilemiyordu, öylece bakıyordu Haru'ya. Daha yeni karşılaşmışlardı ve birbirlerini hiç tanımıyorlardı bile, bu nasıl olabilir diye düşünüyordu. Bu adam yabancıları kendine hedef almış çapkının biri miydi yoksa? Ama öyle olmadığını da görebiliyordu, sezgilerine göre çapkın birine benzemiyordu bu genç adam, kendinden emin bir duruşu vardı sadece. Serap Ayça hislerine inanırdı, hiç yanılmamıştı ve ona güvendiğini hissetti.

              Yanlarında bulunan kadın görevlinin elindeki bloknotu ve kalemi hızlı bir çeviklikle alan Haru, cep numarasını yazıp kağıdı kıza uzattı. "Lütfen beni ara, bu benim numaram." dedi ve  "Sen de bana yaz numaranı." Onun aramayacağını düşündüğünden irtibatı koparmamak için Serap Ayça'nın numarasını da istiyordu. 

              Genç kızın şaşkın gözlerine yavru bir kedi gibi bakarak acındırdı kendini, "Hadi lütfen!" diye ısrar etti. Serap Ayça Yeni Zelanda topraklarına ayak basar basmaz burnunun dibinde biten bu yeni arkadaşını çabucak kabullendi. "Tamam olur..." dedi ve  numarasını yazdı kağıda.

                 Genç adam telefon numarası yazılı kağıdı anında kendine ayırıp, hemen bloknotu aldığı gibi yine çeviklikle görevlinin eline tutuşturdu. Haru'nun bu el çabukluğu ve atılganlığı genç kızın hoşuna gitmişti, sevmişti Haru'yu. Bir de kafa dengi biriydi galiba, arkadaşlığından hoşlanacağından emindi. 

              Serap Ayça, dikkatle genç adama baktı. Kara gözlerini belirginleştiren çıkık elmacık kemikleri vardı genç adamın. Oval yüzüne yakışmış biçimli dudaklarının üstünde yerini alan düz ve hafif kanatlı burnu, fazla kıvırcık olmayan uzun saçları ve yanık esmer teniyle uyumlu dövmeli kasları vardı genç adamın. Genç kız notunu verdi, kesinlikle çok yakışıklıydı Haru.

            Onunla güvenle arkadaş olabileceğini hisseden Serap Ayça, Haru'nun duygularını ve niyetini anlasa da, kendi sezgilerine göre onun umduğu gibi arkadaşlıktan öte aralarında bir şey olacağını sanmıyordu. 

UZUN BEYAZ BULUTLARIN ÜLKESİNDE BİR SERAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin