28

69.3K 2.7K 629
                                    


HALE

Sanırım ömrümden birkaç yılı, yarım saat içinde gitmişti. Ah be kalp sancım... Nasıl korkuttun beni böyle... O kadar uzun zaman oldu ki seni bu şekilde görmeyeli, nasıl bir his olduğunu unutmuşum. Hani kurtulmuştun artık bu fobiden? İçtiğin ilaçları bu yüzden bırakmıştın hani? Yalan mı söyledin bize? Ben bunu nasıl fark edemedim peki? Hoş uzun zamandır kapalı yerde kilitli kalmamıştık. Masal'ın bile fark etmediği şeyi, ben nasıl fark edecektim...
Düzenli hale gelen nefesler ve sessizleşen oda. Nihayet mırıldandığım şarkılar işe yaramış, Asal'ı uyutmaya başarmıştı. O kadar sıkıcı bir ses tonum mu vardı?
'Yarışmada insanları büyüleyen asıl kişi sen olacaksın.'
Sanmıyorum o zaman böyle bir şey söylemezdi. Allah'ım resmen bana olan kızgınlığı geçmişti.Sırf bunun için, fobisine ufak da olsa teşekkür edebilirdim.
Titrek bir nefes aldığında sanki beni duyuyormuş gibi düşüncelerimi susturdum. Uyanmasını istemiyordum. Yeni rahatlamışken tekrar o stresi yaşamasına katlanamazdım ama öte yandan içimde bir his sürekli beni dürtüyordu. İlk kez yanımda uyuyordu. İlk kez bana bu şekilde sarılıyordu. Onu uyurken ilk kez rahat rahat izleyebilecektim. Başımı kaldırıp ona bakmak istiyordum yada üzerinden kalkıp yanına uzanmak. Ama uyandırma düşüncesi kılımı bile kıpırdatmama engel oluyordu. Belki bir başka bahara dediğim an kaşlarım çatıldı. Bahar. En sevdiğim mevsim yazken baharların hep habercisi olduğunu düşünürdüm. Onları da severdim ama şu anda en nefret ettiğim kelimenin bahar olduğunu hissettim. Aklıma sahildeki halleri geldiğinde karnımdaki sancılar eski yerini almıştı. Bunu bana nasıl yapabildin Asal. Ona nasıl dokundun, beni sardığın bu güçlü kollarla onu nasıl sarıp sarmaladın. Ne düşündün? Ne hissettin bilmiyorum ama bana iyi hissettirmediğini bilmeni istiyorum. Şu anda buradan kalkıp avaz avaz bağırmak, hatta seni yumruklamak istiyorum. Benim canımı acıttın senin de canın acısın diye düşünüyorum. Sonra bu düşüncemden dolayı kendime kızıyorum. Senin canın acıyacağına benimki acısın yeter ki sen mutlu ol.
Kulağımın altındaki ritim beni tüm öfkemden arındırıyordu sanki. Bir kalp atışı bu kadar güzel olabilir mi? Yaşıyor. Bu oda da, benimle, sarmaş dolaş... Allah'ım bu bir rüya olmalı. Çünkü bu anı ancak rüyamda yaşayabilirim.Onunla daha önce hiç bu kadar yakınlaşmamıştık. Şu anda çıplak bedeninin üzerinde yatıyordum. Bu kadar sert kasların üzerinde rahatsız olmam gerekirken sanki dünyanın en rahat yerindeymiş gibi hissediyordum. Parfümüyle karışmış ten kokusu o kadar güzeldi ki başımı döndürüyordu. Derin bir nefes alıp kokusunu içime hapsetmeye çalıştım. Ben ne ara bu adama bu kadar aşık olmuştum. Nefesi saç diplerime vurdukça içim gıdıklanıyordu. Başım yavaşça göğsünde inip kalkıyordu. Gözlerimi kapattım. Huzurun bir anlamı varsa o kesinlikle Asal'ın nefesiydi. Sanki uçsuz bucaksız bir denizde bir kayığın içinde uzanıyordum. Dalgalar hafifçe kayığa vururken beşikteymiş gibi sallanıyordum. Güneş tam tepede içimi sıcacık yaparken yumuşak rüzgar saçlarıma dokunuyor, temiz hava ciğerlerime doluyordu.
Kapıda duyduğum anahtar sesiyle hayallerimden uzaklaşırken gözlerimi açtım. Daha ne olduğunu anlayamadan kapı açılınca gözüne far ışığı tutulmuş tavşan gibi dona kaldım.
''Ben geeeellllddiiiimmmmmoohaaaaaa!''
Masal gözleri fal taşı gibi açılmış bize bakarken yanaklarımın kızardığını hissettim. Hala Asal'ın üzerindeydim. Kalkmam gerekiyordu ama elim ayağım boşalmış gibi hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Asal'ın kıpırdanmasından uyandığını tahmin ederek başımı kaldırdım. Yarı açık gözleri benimkilerle buluştuğunda yüzünde milimetrik bir gülümseme belirdi. O sırada Masal dikkatini çekti. Tüm bedeni gerildi.Kaşlarını çatarken beni üzerinden itip ayağa kalktı. Masal ağzı aralık şekilde hala az önce yatığımız yere bakıyordu. Asal üzerinden çıkardığımız gömleği eline alırken gözlerim gerilmiş sırt kaslarına kaydı. Allah'ım bu çocuk ne ara böyle bir vücut yapmıştı?
''Gözlerimi dağlasaydınız da bu sahneyi görmeseydim.''
Asal terden ıslanmış saçlarını geriye itti. ''Sadece konuşmalarını istemiştim.'' Masal sayıklar gibi kendi kendine konuşmaya devam etti. Asal sesini kesmesini söyledi. Masal konuşmaya devam etti. Sanırım birazdan kıyamet kopacaktı ve ben araya girip girmemek konusunda kararsız kalmıştım.
''Sana sesini kesmeni söyledim!''
Asal'ın bağırışıyla Masal kendine geldi ve ''Bağırma bana!'' dedi. Hızla ikizinin üzerine yürümeyen Asal ''Çocukluklarından sıkıldım Masal Kara!'' dedi. Ses tonu sanki karşında düşmanı varmış ve onunla konuşuyormuş gibi çıkmıştı.Masal'ın göz devirmesiyle kolunu kavrayan Asal ''Bir daha böyle bir şey yaparsan,'' dedi. Canının yandığını bal böceğinin gittikçe buruşan yüzüyle tahmin ediyordum. ''Sana zorla yedireceğim şey ölüm fermanın olur.''
''Fındık'' diye fısıldadığımda Asal omzunun üzerinin bana baktı. Gerçekten sinirliydi. Ellerimle ağzımı kapattığımda belli belirsiz tek kaşı kalktı. Özür dileyip tekrar ağzımı kapattım. Masal'a döndü. Hırsla kolundan onu iterek bıraktı. Masal geriye doğru sendelerken beyaz tenindeki parmak izleri gözle görülür kırmızılıktaydı. Acıyla kolunu tuttu. Öfkeyle ikizine baktı. Asal omuz çarparak yürümeye başladı. Odadan çıkmasıyla ardından ''Hayvan!'' diye bağıran Masal yüzünü buruşturarak kolunu sıvazlamaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Asal'ı mı sakinleştirmeliydim, Masal'ı mı sarmalıydım. Olduğum yerde durup sessizce Masal'ı izlemeye başladım. Acı çeker gibi koluna bakıp yavaş yavaş sıvazlarken sanki kendi kolum acıyormuş gibi suratımı buruşturdum.
''İnsanlıktan nasibini almamış kas yığını! Çocukluklarımdan sıkılmışmış,'' diyerek kendi kendine söylenirken birden kapıya doğru döndü. ''Asıl ben senden sıkıldım Asal Kara!'' diye bağırınca olduğum yerde irkildim. ''Kolumu koparacaktı az daha öküz!''
''Masal'' diye seslendiğimde beni takmayıp kendi kendine söylenmeye devam etti. ''Bir dihi biyli birşiy yipirsin sini zirli yidiriciğim şiy ilim firminin ilir. Çok biliyorsun sen!''
''Bal böceği.''
''Sus Hale!'' Sanırım yine günah keçisi rolümün sırası gelmişti. ''Seni de tanıyamamışım,'' dediğinde dudaklarım aralandı. ''Saf duyguların var diye düşünüyordum. Onları konuşmanız için sizi yalnız bırakmıştım!'' dediği an utançtan yerin dibine girmek istedim. ''Masal saçmalama. Göründüğü gibi değil.''
''Doğru. Hepsi benim hayal ürünüm. Sizi alt alta üst üste yakaladığımda, hem de Asal çıplakken, twister oynadığınızı düşünmeliydim.''
''Masal fesatlığı bırak,'' Burnundan soluyan arkadaşım ''Tabi siz işi pişirin. Ben fesat olayım'' dediğinde daha fazla dayanamayacağımı anladım. Beni neyle itham ediyordu böyle. Tamam Asal'a aşık olabilirdim. Onun için canımı bile verebilirdim ama bu diğer kızlar gibi onu elde etmek için altına gireceğim anlamına gelmiyordu. ''Masal!'' diye bağırdığımda öfkemi saklama gereği duymadım. ''Salak saçma düşüncelerden önce anlatacaklarımı dinle'' dedikten sonra derin bir nefes aldım ve her şeyi en baştan anlatmaya başladım.
* *
ASAL

VELİAHTLAR 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin