26

104K 3.3K 653
                                    


ASAL

Bahar'ın sarılmasıyla kaskatı kesildim. Daha bir saat önce, bir kaşık suda boğmak istediğim kızı, şimdi boğulmasın diye suyun yüzeyince tutmaya çalışıyordum. Ağlamaya başladığında sarılışına karşılık verdim. Haykırarak ağlamaya başladığında ise onu sabit tutabilmek için, kendime iyice çekip, sıkıca sardım. Hıçkırıkları ikimizi de sarsıyordu. Formamı kavrayan eli yumruk oluştu. Çığlıklarını bastırmak için yumruğunu ısırıyordu. Islandığımı hissediyordum. Gözyaşları formamdan tenime geçiyordu. Neden bilmiyorum ama ağlamasını istemiyordum. Dışarıdaki tüm adamların ne olduğunu sorgulayan bakışları üzerimizdeydi. Başımla dağılmalarını işaret ettim. Adamlar işlerine dönerken, Bahar'ı kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama o bana daha sıkı sarıldı.
''Bahar,'' diye fısıldadığımda başını iki yana salladı. İçimi rahatlatmak istercesine derin bir nefes aldım. Bir adamın elimi şaklatarak dikkatini çektikten sonra ''Araba,'' dedim. Anında mesajı alan adam başını tamam anlamında salladı. ''Maganda,'' dediğimde kısa bir an duraksadı. Sanırım ağlamamasını nasıl sağlayacağımı bulmuştum. ''Senin diğer kızlardan farklı olduğunu düşünüyordum.'' Bahar iç çekerken ''Güçlü, hiçbir şeyin seni kolay kolay yıkamayacağını dalan,'' diye devam ettim. Yumruk yaptığı eli yavaşça gevşedi ama hala beni bırakmıyordu. Hoş, benim de kollarım onu bırakacak gibi durmuyordu.
''Yanılmışım.''
Sanırım işe yaramıştı. Yüzünü göremiyordum ama ağladığını da işitmiyordum. Sadece ara ara iç çekiyordu, genelde de burnunu. Garip olan şey, şu anda bana bağırması gerekirken hiçbir şey söylememiş olmasıydı. ''Sende diğer kızlar gibiymişsin,'' diyerek son golümü atarken derin, tüm havayı ciğerlerine doldurmak ister gibi bir nefes aldı. Güç bela kollarımın arasından çıktı. Yüzüme bakmıyordu. Parmak uçlarıyla kirpiklerinin ucunda biriken yaşları sildi. Kızarmış burnunu çekti. Başını önüne eğilmiş, tırnaklarıyla oynarken ''Duygu-,'' deyip boğuk sesini geçirmek istercesine boğazını temizledi. ''Duygusuz biri mi olmamı isterdin?''
Bana bakmamasını fırsat bilerek ''Ağlamamanı isterdim,'' diye fısıldadım. Bahar parmaklarına işkence yapmayı aniden bıraktı. Yavaşça gözlerini bana kaydırdı. Kızarmış, griliklerinde şaşkınlığı rahatlıkla okuyabiliyordum.
Gittikçe yaklaşan araba sesiyle ''Buradan gitmek ister misin?'' diye sordum. Başını gelen arabaya doğru çevirdi. Gözleri, arabayı takip etti ve benim gözlerimde durdu. Tıpkı arabanın tam arkamda durması gibi...
Başını belli belirsiz tamam anlamında salladı. ''Hadi,'' diyerek ayağa kalktım ve Bahar'a elimi uzattım. Önce elime, sonra bana bakan kızın afalladığını görebiliyordum. Titreyen eliyle elimi kavradı. Tek seferde onu kendime doğru çektim. Ayağa kalkan kız, dengesini sağlayamayınca tekrar kendini kollarımın arasında buldu. Göğsüme çarptı, tepki olarak nefesi kesilmiş gibi duruyordu. Gözlerini kaçırdı. Utanmış mıydı o?
Beni ittirerek kollarımın arasından çıktı. ''Teşekkür ederim,'' dedikten sonra önüne düşen saçını kulağının arkasına soktu. ''Hadi,'' diyerek arkamı döndüm ve kapının önünde beni bekleyen adama teşekkür ederek arabaya oturdum. Bahar yanımdaki yerini aldı. Kemerini takarken gözlerini arabanın içinde dolaştırdı. Burukta olsa yüzünde bir gülümseme belirdi. O an aklıma, bu arabaya benden bile önem verdiği geldi. Belki de onun da hayali, Audi R8'di.
''Deniz görebileceğimiz bir yere gidebilir miyiz?''
Sorusu karşısında kaşlarım çatıldı. ''Şu anda huzura ihtiyacım var ve bana huzur veren tek yer deniz.'' Şaşkınlığımı gizlemekte zorlanıyordum. Bir ortak nokta daha...
Yola çıktık ve akan trafiğin arasında ilerlemeye başladık. Bahar'ın başını koltuğa dayayarak yolu izlediğini gördüm. Dalmış gibiydi. Tekrar ağlaması ihtimalini göze alamadığım için radyoyu açtım. Belki kafasını dağıtmasına yardım ederdi.'Pera – Ağla' çalmaya başladığında kanalı değiştirdim. ''O kalabilir mi?'' diyerek başını bana çeviren Bahar'ın gözlerinin yine dolu dolu olduğunu gördüm. ''Lütfen,'' diye fısıldadığında derin bir nefes aldım ve ne kadar istemesem de önceki kanala döndüm. Teşekkür edip, buruk bir şekilde gülümsedikten sonra tekrar akan trafiği izlemeye koyuldu.
''Uyansam bu kabustan değişir mi söyle dünya
Kalbim anla, anla ve ağla yeniden...''
* *
Empati kurmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yine de Bahar'ı anlamaya çalışmak için, bir an babamızın olmama ihtimalini düşündüm. Hiç tanımadığımızı. Yalnız annemle büyüdüğümüzü...Oldum olası anneme düşkün olduğum için, beni Masal kadar etkilemezdi sanırım ama zordu. Hele de onca seneden sonra, babanın olduğunu öğrenmek, hayattaki tek güvendiğin insanın sana yalan söylediğini anlamak, daha zordu.
Sahil kenarında uygun bir yere arabayı park ettim. Durmama rağmen Bahar pozisyonunu bozmamıştı. Kemerimi çözerken başımı öne doğru eğdim ve yüzünü görmeye çalıştım. Telaşla ellerini gözlerine götürmesi yine ağladığını gösteriyordu. Tek farkla; bu sefer hıçkırıklarını içine gömmüştü.
Benimle göz göze gelmek istemediğini anladığım için arabadan indim. Martı ve dalga sesleri birbirine karışıyordu. Bahar'ın kapısı açılınca arkamı döndüm ve arabaya en yakın banka doğru yürüdüm. Peşimden geldiğini burnunu çekmesiyle anlıyordum. Bankın bir ucuna oturdum. Baharda diğer ucuna oturdu. Aramızda birkaç santim olmasına rağmen, sanki kilometrelerce uzağımda gibiydi.
Sustuk. İkimiz de aramızdaki sessizliği doldurma ihtiyacı hissetmiyorduk. Havayı ciğerlerimize hapsetmek ister gibi derin derin nefes aldık. Dalgaların sesini dinlerken, geçen gemileri izledik. Martıların süzülür gibi uçmasını seyrettik. Etrafımızdaki insanların gelip geçen seslerini duymazdan gelmeye çalıştık.
Bahar'ın iç çekişini duyunca başımı ona doğru çevirdim. Rüzgar, saçlarını bir kırbaç misali kullanarak yüzünü dövüyordu. Yayılan koku muazzamdı. Kollarını sıkı sıkıya birbirine kenetlemişti. ''Üşüyor musun?'' diye sorduğumda başını hayır anlamında salladı. Tekrar sessizliğe gömülmeden önce bakışlarımı denize çevirdim. Hava kararmak üzereydi.
''Küçükken anneme, babamın nerede olduğunu sorduğumda çok uzaklarda derdi.'' Bahar'a döndüm. Gözlerini denizden ayırmamıştı.''Ne kadar uzak olduğunu sorduğumda bana denizi gösterirdi. Denizin gökyüzüyle buluştuğu yeri görüyor musun Bahar, o kadar uzak kızım.''
Buruk bir ifadeyle gülümsedi. ''Hani çocuklar hep neden diye sorar ya,'' deyip titrek bir nefes aldı. ''Benim tek bir nedenim vardı. Neden ben?''
Bir damla göz yaşı yanağından süzüldü. Çenesine ulaşamadan o yaşı elinin tersiyle silen Bahar, omuzlarını yukarı kaldırıp yavaşça indirdi. ''Ama hiçbir zaman cevabını bulamadım. Babam yoktu. Annemden başka kimsem yoktu. Sevilmedim. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım değer görmedim. Önüme hep engeller çıktı.'' Birkaç sefer daha yaşların süzülmesini engellemeye çalıştı ama gözyaşları galip gelince, silmeyi bıraktı. Başını bana doğru çevirdi. İlk kez gözlerimin içine bakıyordu. ''Neden ben?'' derken ki tek damla yaş, içime kor gibi düştü.
''Sevilmeyi bile hak etmeyecek kadar kötü biri miyim ben ki böyle-''
Cümlesini hıçkırıkları kesti. Titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. Daha fazla dayanamayacağımı anladığım an onun yanına kaydım ve sarıldım. Kendimi onun yerine koymaya çalıştıkça Bahar'ı daha çok sarıp sarmalamak istiyordum.''Eksik hissettim hep ama bu babasızlıktan dolayı değil. Yapmak isteyip yapamadığım şeylerden dolayıydı. Annem hep çalışırdı. Eve o kadar az uğrardı ki...'' Birden benden ayrıldı ve sertçe gözlerini silmeye başladı.''Ona çok kızgınım,'' deyip kaşlarını çattı. ''Çocukluğumu çaldığı için anneme çok kızgınım.''
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Öfkeyle başa çıkabilirdim ama şu anda gördüğüm şey öfke değildi. Ne kadar öyle göstermeye çalışırsa çalışsın değildi. Kırgınlıktı ve bununla başa çıkmam imkansızdı. ''Beni babasız dünyaya getirecek kadar sevmesinden dolayı çok kızgınım. Onu dinlemeyen bir adamın çocuğunu dünyaya getirmek isteyecek kadar aşık olmasına çok kızgınım. Annemi dinlemediği için hayatımı elimden alan adama çok kızgınım!''
''Haklısın,'' dediğimde sanki benim yanımda olduğunu unutmuş gibi bakmaya başladı. ''Haklı olmam bir işime yaramıyor. Haklı olmam bana eksik geçen yıllarımı geri verecek mi?'' deyip arkasını dayandı ve gözlerini tekrar denize çevirdi. ''Hiç sanmıyorum!'' Olayları tam bilmediğim için yorum yapmanın doğru olmayacağını düşünerek sustum ve onun gibi gözlerimi denize çevirdim.
''Gideceğim buradan,'' Başımı hızla kırgın meleğe çevirdim. ''Bahar nerede diye soran olursa... Hah sanmıyorum ama. Denizle gökyüzünün buluştuğu yeri gösterirsin... Orada.''
* *
HALE

VELİAHTLAR 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin