Teşekkür

7.7K 314 44
                                    


Canlarımm...
Benim bir fikrim var ama size sormadan hayata geçirmek istemedim. İlk bölümden Tek Gerçeğim adlı bölüme kadar hikayeyi düzenlemek istiyorum. Bölümdeki konu aynı kalacak ama biraz daha betimleme gibi şeyler yapacağım. İki güne bir, bir tane bölüm düzenleyeceğim. Böylelikle sizde hikayenin başlarını hatırlamış olursunuz. Sizin fikriniz ne ? Bölüm hakkındaki yorumlarınızı ayrıca bekliyorum.

Zoraki de olsa "Hoşbuldum." diyebilmiştim ama hoş bulmak şöyle dursun, şu an bayılmak üzereyim. Ben hayatımda hiç bu kadar rezil olmamıştım. Selim'e nasıl da bağırdım. Off yine her şeyi berbat ettim.Bu sırada herkes şaşırsada gülmeye çalışıyordu .Sonunda Selim'in babası olduğunu düşündüğüm kişi

"Kızım otur şöyle, sen de yemek ye." dedi.

"Yok ben yemeyim. Size afiyet olsun." dedim yüzüme zoraki bir gülümseme koyarak.

"Olur mu yavrum öyle şey otur bir lokma bir şey ye." dedi Selim'in annesi yani müstakbel kayın validem. Sevgilisinin ailesiyle bu kadar tuhaf bir karşılaşma yaşayan tek insan benim herhalde. Ben ve meşhur kıskançlık krizlerim. Bu huyumdan acilen vazgeçmem gerekiyor. Yoksa bundan dolayı başıma çok iş açılacak.

Selim'in ailesinin ısrarları üzerine sofraya oturmuş ve bir şeyler yemeye başlamıştım. Selim'in kız kardeşi mutfaktan bana tabak getirmişti ve biraz çorba koymuştu.Çorbadan bir kaşık aldığımda böyle bir şeyi daha önce hiç tatmadığımı fark ettim. Tadı farklı ama gerçekten çok lezzetliydi.

''Tadı çok güzelmiş.'' dedim çorbamdan bir kaşık daha alırken.

''Daha önce içtin mi ?'' diye sordu görümcem.'Görümcem' ne hoş bir kelime. Selim'in ailesi artık benim de ailem sayılırdı. Gerçi benden haberleri bile yok ama yine de belki ileride bu ailenin bir parçası olacağım ve bu aileye torunlar doğuracağım. Sahi böyle bir şey olabilecek mi ? Gerçi Selim çocuk olmadığımın bile yeni farkına varmışken benimle evlenme fikrini düşünmemiştir bile. Hele çocuk olarak gördüğü birinden çocuk yapmak imkansız. Bak yine düşünmeye daldım bana sorulan bir soruyu daha havada asılı bıraktım.

''Hayır hiç içmedim.''dedim ve annesi bu çorbanın yöresel olduğunu falan söyledi. Sonra bombayı patlattı.

"Yavrum Selim'in yaralandığı gün benimle konuşan kız sen miydin ?"

"Evet bendim." dedim yutkunarak. Selimle birbirimize söz vermiştik bir daha o geceyle ilgili konuşmayacaktı ama olmamıştı, o berbat geceden kaçamamıştık. Bir şekilde yine önümüze çıkmıştı.

"Anne biz o konuyu konuşmuyoruz."

Selim gözümün dolmasından üzüldüğümü anlamış ve annesini güzel bir dille uyarmıştı. Selim sırf benim için bu konuyu hiç açmamış, benim yanımdayken yarası sızlasa bile elini yarasına götürmemişti. Oysa ara ara sızladığına o kadar emindim ki.

"Özür dilerim kızım." dedi gerçekten de söylediğine pişman olmuş gibi bir hali vardı.

"Yok sorun değil."

Yemeklerimizi yedikten sonra sofrayı kaldırdık. Ben izin istedikten sonra salondan çıkıp kapıya doğru gittiğimde Selim'in de arkamdan geldiğini fark ettim. Kapıya açıp ayakkabılarımı giyerken Selim bir eliyle kapıyı tutuyordu ama vücudunun geri kalanı dışarıdaydı ve bu da konuşacaklarımız var anlamına geliyor.

"İpek." dediğinde kafamı bağladığım bağcıklarımdan kaldırıp gözlerimi masumca kırpıştırarak

"Efendim canım." dedim.

"İpek..." dediği sırada elimi dudaklarına sus anlamında koydum. Selim yine allak bullak olmuş bir şekilde bana baktı. Bu aralar bu adamın benden hiç beklemediği hareketler yapıyorum.

Hocama Aşık Oldum (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin