Lüzumsuz

7.8K 328 62
                                    


Biliyorum bu bölümü biraz geç yayımladım, üzgünüm ama oy sayısı artarsa yeni bölümler daha çabuk gelecek :)

İçimden kapıyı çalan kişiye lanet ettim. Sırası mı şimdi? Hayır kim yine bu densiz. Biz ne zaman romantik bir an yaşasak illa mahveden biri çıkıyor. Selim bu sırada tekrar beni öpmeye başlayınca şaşkınlıktan ona karşılık bile verememiştim. Dudakları dudaklarıma değiyor ama benden karşılık alamıyordu. Selim bir süre daha karşılık alamayınca duraksadı. Kendini geri çekti.

"Sanırım duymadın ama kapı çaldı." dedim elimle kapının olduğu tarafı işaret ederek.

"Duydum ama bu anı kimse bozsun istemiyorum." dedi. Sanırım şu an otuziki diş birden sırıtıyorum. Rezilim ben rezil. Kapının bir daha çalınmasıyla yüzümdeki gülümseme yerini somurtmaya bırakmıştı.

"Artık mecburuz. Kimse artık çok ısrarcı çalıyor." dedim. Selim zar zor ve bıkkın bir şekilde kalkmaya çalışırken ben kapıya doğru yürümeye başladım. Kapı deliğinden dışarı baktığımda kan beynime sıçramışa döndüm. Ne işi var bunun burada? Selim'e dönüp dudaklarımı oynatarak 'Tuba hoca' dedim. Selim yüzünde büyük bir şaşkınlık ve sanırım biraz da stres vardı. Tabi strese girmesi normal az sonra bu evde kıskançlık rüzgarı ortalığı kasıp kavuracak.

Selim yanıma geldiğinde kulağına yaklaştım ve

"Ne yapacağız? Ya bizi anlarsa.Hem bu niye geldi?" dedim. Son cümlemde ses tonumu sinirden biraz yükseltmiştim.O da benim kulağıma eğildi

"Bak şimdi ben kapıyı açacağım senden tek istediğim şu kıskançlığını bir kenara at."dedi. Kulağıma öyle fısır fısır konuşunca içim bir tuhaf olmuştu. Selim'in eli kapıya giderken kendimi telkin etmeye çalışıyordum. Selim kapıyı açtı ve Tuba hoca hemen konuşmaya başladı.

"Nasılsın Selimcim?" dedi.O cimi alır senin... Neyse sakinim. Derin nefes al ver İpek. Kaçtı ona kadar mı sayıyorduk içimizden. Bir..iki üç... Yok yok geçmiyor bu sinirim daha doğrusu kıskançlık.

"İyiyim Tuba sen?" dedi. Bu sırada Tuba hoca içeri girmiş ve beni görmüştü. Ağızı açık bana bakıyordu. Ağzını kapatda sinek kaçmasın cici kız. Ohhh...

"İpek ne işin var burada?" dedi. Hayır bu kim ki bana hesap soruyor, anlayamıyorum.

"Muhtemelen sizinle aynı sebepten." dedim gözlerimi devirerek. Şimdi ne anlarsan anla.

"Yani tabi maksat hasta ziyareti." dedi. Ben biliyorum senin maksatını. Buraya gelecek Selimle ilgilenecek falan sonra tekrar sevgili olacaklar. Oldu canım başka.

"Ya evet eminim öyle." dedim. Hani ben kıskançlığımı saklayacaktım Selim halledecekti ama adamda tık yok. Dilini yuttu sanki.

"Ne demeye çalışıyorsun İpek?" dedi. Ne dediğimi anladığına eminim çünkü o kadar aptal bir kadın değil.

"Ne demek isteyebilirim? Hayır anlayamadım da." dedim. Saf kız ayaklarına yattım. Yüzüme anlamamış ifadesini takındım.

"Oturalım mı?"dedi Selim. Ortadaki soğuk havayı dağıtmaya çalışıyordu ama nafile. Sonra ben bir koltuğa oturdum karşı koltuğada Tuba oturdu. Selim ayakta yavaş yavaş yürüyordu. İşte şimdi olan olacak. Benim yanıma oturursa Tuba anlar ama onun yanına oturursa ben kıyameti koparırım. Yani şu an aramızda ufaktan bir çekişme var sanki. Selim nereye oturursa otursun her türlü sonuç kötü. Selim'in benim yanıma oturmasıyla rahat bir nefes alıp,kazanmış olmanın verdiği gururla Tuba'ya pis pis gülümsedim ve zaref benim. Yaa canım kalırsın işte öyle gülüşümdü bu benim. Hayır yani sen kimsin?

Hocama Aşık Oldum (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin