"Farkındaysan eski Türkçe öğretmeninle konuşuyorsun."

"Peki peki düzelttim.Sen sinirlenme abicim."

Aslı böyle tatlı tatlı davranınca İpek aklıma geliyor.Özledim.Kısa bir sürede nasıl da bağlandım.Ben aşık oldum sanırım.Kendimi bu yaptığımdan dolayı günlerce sorguladım ama bütün olanaksızlıklara,yanlışlara,itirazlara rağmen aşığım.Onu asla bırakmayacağım.O benim kalbim,aklım,nefesim kısacası herşeyim.Tek istediğim o,teni,kokusu.Kokusunu doya doya içime çekmedikçe,tenine dokunmadıkça ne anlamı varki aşık olmanın.Bu tuhaf bir his.Aşkı bir öğrencimle tadacağımı söyleseler söyleyen kişiyle bir daha konuşmaz,muhattap dahi olmazdım ama şimdi şu durumum içler acısı.

Bu sırada cebimdeki titremeyle irkildim.Telefonu cebimden çıkardım ekrana baktığımda İpek 'ÖZLEDİM' yazmış.Kalp kalbe karşıymış gerçekten.

'Ben de.Hem yakın hem uzak...' yazıp gönderdim.Gece geç saatlerinde annemlerde bende yatıp uyuduk.Ertesi sabah annemler akrabaları ziyaret için kahvaltıdan sonra çıktılar.

İPEK

Akşam annemler konuşurken duydum.Annem erkenden arkadaşına gidip akşam gelecekmiş,babam da zaten işte.Ben de Selim'in yanına giderim.Sabahın köründe elim öyle boş boş gidemem.Tabi ya kek.Her kızın sevgilisine bir kere de olsa yaptığı,bir nevi ilişki sembolü,günlerin baş tacı,annelerimizin kurtarıcısı ve en önemlisi Nil Karaibrahimgil'in mükemmel şarkısı.Akşam erkenden yattım.Tabi alarmımı kurdum.

Sabah alarmımın en güzel tonuyla uyandım.Normalde sinir olduğum bu ton şimdi Selim için olunca dinlediğim en güzel melodi oldu.Koşarak mutfağa gittim ve telefonumdan günün şarkısı olan keki açtım.Yumurtaları ve geriye kalan tüm malzemeleri çıkarttım.Şu an bir dizi sahnesinde gibiyim.Arkada fon müziği,üstümde tatlı pudra geceliklerim,önümde çırptığım portakallı kekim.Bugün her şey Selim için,tek aşkım için.

Keki hazırladım kaba döktüm ve fırına sürdüm.Tabiki de günün anlam ve önemine yakışır şekilde kalpli kek kalıbına koydum.Kek fırındayken odama gidip hazırlanmaya karar verdim.Altıma pantolon giydim ama yok sıcaktan yapışıyor pantolon.Sonra siyah bir şort giyindim.Üstüne rengarenk bir askılı bluz giydim.Aynanın karşısına geçip rimel ve pudra sürdüm.Hem Selim beni doğal,masum seviyor makyaja gerek yok.Böyle iyi,abartısız.Gerçi her kız bunu kendine söyler,beni her halimle seviyor diye.Hem Selim daha seksi istiyorsa beni.Sonuçta aşk,aşk nereye kadar o bir erkek.Adamla doğru dürüst öpüşebildiğim bile söylenemez.Uff ya.

Tabi bu sırada ben keki tamamen unutmuştum.Hızlı adımlarla mutfağa gittim.Keki fırından zar zor çıkarıp özene bezene tabağa koydum.Üstünüde güzelce kapattım.Son kontrolleride yaptıktan sonra kekimi de alıp evden çıktım.

Selim'in evine geldim kapıyı çaldım,çaldım açan yok.Bir iki dakika bekledikten sonra Selim anca kapıyı açabilmişti.

"Kusura bakma hayatım.Ben içeriyi öyle dağınık gör istemedim."

"Sorun değil hayatım.Oyy ama ben sana kıyamam."dedim elimi yüzüne koyarak.

"Hoşgeldin evimize."dedi.Evimize dedi evimize.Bizim evimiz ama ben seni yerim ki.

"Hoşbuldum evimize."dedim sırıtarak.Tam sarılacaktım ki elimdeki keki hatırladım.

"Kek yaptım sana.Portakallı."

"Hmmm.Mis gibi kokuyor."

"Ee tabi marifetliyim."

"Ellerine sağlık.Çay vardı,gel hadi yiyelim."

"Tamam."dedim peşinden mutfağa giderken.Almış eline tabağı keki kesmeye çalışıyor.

"Dur ben yaparım."diye araya girdi Hamarat İpek.Elinden bıçağı almaya çalışıyordum.İster istemez birbirimize çok yakındık ve Selim'in elini tutuyordum.

"Tamam ben yapıyorum hayatım."dedi.Tamam gayet düzgün kesiyor ama olsun.İki tabak çıkardım,Selim'in elinden aldığım bıçakla keki kestim ve tabağa koydum.Tabakları masaya koyup,çayı da yanlarına koyduktan sonra Selim'in yanındaki sandalyeye oturdum.

"Benim küçük sevgilim bana kek mi yapmış?"dedi.Kesin beni seksi bulmuyor.Çocuğu gibi seviyor beni daha doğrusu öğrencisi gibi mi demeliyim.

"Beni şöyle çocuk gibi sevmesene ya."

"Niye ki?"dedi şımara şımara.

"Ya ben çocuk muyum?"

"Değil misin?"dediğinde gerçekten de hala çocuk olduğumu fark ettim.İşte bu gerçekten sinir bozucu.

"Çocuğum yani sana göre öyle mi?"

"Evet.Yani birazcık."

"Emin misin?"

"Biraz öylesin."

"Pişman ederim bak."

"İpek ya güldürme.Bu öyle bir an da değişecek bir şey değil ki.Hem sen nasıl izin aldın annenden?"

"Konuyu değiştirme."dedim.Sen görürsün Selim Bey.

"Merak ediyorum.Malum baban."

"Tamam ilk önce merakını giderelim.Annemler evde yok.Sonuç olarak ben buradayım."

"Anladım."

"Şimdi ben çocuğum öyle mi?"

"Yanii sanki."dedi hala bu işten zevk alıyordu,yani beni gıcık etmekten.Bu sırada Selim'e iyice yaklaştım ve ilk defa ben ona öpüşmek için yaklaşmıştım.İyice yaklaştım ve bu sefer benim kontrolümde olan bir öpüşme olacaktı ki öyle de oluyordu.Tam Selim gözlerini kapamıştı, bu da demek oluyor ki daha yeni başlıyoruz.Ben Selim'in alt dudağını şu her hikaye ve filmde olan gibi dişlerimin arasına alıp çektim.Tabi bu sırada Selim gözlerini açmıştı,hem de fal taşı gibi.Kim çocukmuş?Ohh.

Bir anda Selim dudaklarıma tekrar yapışmıştı.Yapışmıştı dedim çünkü tam anlamıyla bu oldu.Biraz öpüştükten sonra Selim normalden daha hızlı nefes alıp veriyordu ve bende öyle çünkü bu diğer öpüşmelerimizden farklıydı.Selim bacaklarımdan tutup tezgaha oturtmuştu.Bu sırada bacaklarımda olan ellerini her yerimde hissediyordum.Artık Selim çok çok hızlı nefes alıyordu.Bu sırada eli bacaklarımda hafifçe dolaşıyordu.Ben de buna istemsizce karşılık veriyordum.Benim de nefes alış verişim çoktan değişmişti.Selim'de benim ona uyguladığımı yaparak alt dudağımı dişleriyle çekti.Ben de o sırada belini iyice sıktım.Kendimi artık durduramayacakmışım gibi geliyordu.Dudaklarımın arasından sadece tek kelime çıktı.O da zaten inleme gibiydi.

"Selim."dedim zar zor.Selim kendini durduramaz diye düşünürken Selim kendini yavaşça çekti ve nefesini düzenlemeye çalıştı.

"E..fendim?"dedi soluk soluğa.

"Ben..."

"Durmak istersen dururuz." dedi kendini geri çekmişti.Bu sırada ona yaklaştım ve tam o da karşılık verdiği sırada dudaklarımı geri çektim.

"Kim çocukmuş?"

Hocama Aşık Oldum (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now