30

8.7K 435 116
                                    

Medya-Hakan

Küçük ailem 120 kişi olmuş...

(Hakan)

Nefesim kesilmiş karşımda konuşan adamı dinlemeye çalışıyordum. Olmuyordu. İdrak edemiyordum. Kalbim acı ile kasılırken tekrar dinlemeye çalıştım.

Ege yok diyordu. Ulaşamıyoruz diyordu. Başına bir şey gelmiş olabilir diyordu.

"Hakan bey. Duyuyor musunuz? Hemen gelmeniz lazım."

Karşıdaki kişinin sesi ile kendime geldim. Hemen onu bulmalıydım.

"Ben... Hemen gelmeye çalışıyorum."

Karşımda oturan Bekir merakla konuşmamın bitmesini bekliyordu. Ama ona açıklama yapacak durumda değildim. Hızlıca ayağa kalktım ve koşar adımlarla arabaya gittim.

Bekir arkamdan sesleniyordu ama şuan onunla konuşup vakit kaybedemezdim. Ege'ye zarar gelmiş olabilirdi.

Ege'nin matematik öğretmeni beni aramıştı. İlk önce normal konuşsada bir anda sesi kesildi. Hemen anlamıştım bir şey olduğunu. Sonra kendisi anlatmıştı zaten.

Şermin Ege'nin okuluna gitmiş yetmemiş gibi onuda yanına çağırmıştı. Sonra içerde ne olduysa birden atışma başlamış sonra Ege Şermin'in boğazına yapışmıştı.

Öğretmenin dediğini göre müdür bey araya girmese Şermin neredeyse ölecekmiş.

Ama biliyordum. O kadın yine birşeyler yapmıştı. Ege ne kadar belli etmese de seviyordu Şermin'i. Ona bile isteye zarar vermezdi. Çok zorlanmış olmalıydı. Benim endişemde bu yüzdendi.

Şuan tek başına ve gözü dönmüş bir şekildeydi.

Yiyeceğim cezaları umursamadan kırmızı ışıklarda geçmiştim. Biliyorum bu çok tehlikeliydi ama söz konusu Ege'ydi. Bir şey yapamazdım.

Nihayet tanıdık okula vardığım da okul kapısında telaşla bekleyen Ege'nin arkadaşları yanıma geldi. Durumu onlardan öğrenmeliydim.

Beni tanıdığı için Selim girdi söze. Göz altları kıpkırmızıydı. Onun ağlaması ile telaşım giderek arttı.

"Haber aldınız mı Ege'den?"

"Hayır nerede olduğunu bilmiyorum. Onu bulmaya geldim bende size soracaktım." dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle ama beceremiyordum.

Benim olumsuz cevabımla Selim'in gözünden birkaç yaş daha aktı.

"Yalnız bırakmamalıydık, peşinden gitmeliydik." diye sitem etti ağlarken.

Bir dakika onu o halde tek mi bırakmışlardı.

"Peşinden gitmediniz mi?"

Selim utanarak bana baktı. Suçlu hissediyordu. Hissetmeliydi de. En yakın arkadaşıydı. Onu bu halde nasıl tek bırakabilmişti.

"Selim'i itince biz basit bir sinir sandık. Sonra müdür söyledi olanları. Aradık ama açmıyor." dedi adının Koray olduğunu bildiğim çocuk.

Kafamla onayladım onu. Sonra Selim'e döndüm.

"Üzülme ben onu bulacağım."

Tereddüt etmeden bana sarılan beden ile ellerim havada kaldı. Beklemiyordum. Hala ağlarken kollarımı beline sardım. Cidden diğerlerinden daha küçük bir çocuk gibiydi.

"Teşekkür ederim. Onu yalnız bırakmamalıydım. Çok pişmanım. Lütfen onu bul ve destek ol Hakan. Ona iyi gelen tek şey sensin."

Ağlayarak konuşan çocuğa gülümsediğimde gözlerim Koray'da takıldı. Biraz sinirli gibiydi.

Üvey Babam - GAYWhere stories live. Discover now