15

19.8K 789 249
                                    

Sıraya başımı koymuş uyumaya çalışıyordum. Ama imkansızdı. Başımda dikilen Koray ve Necmi varken uyumak ne haddimeydi?

Uyanmam için sürekli tikimle oynuyorlardı. Etkilenmediğimi görünce bu sefer pes etmeyip açık olan enseme yapıştırmaya başlamışlardı.

Tekrar kolumu dürttüklerinde sinirle kafamı kaldırdım.

"Ne var lan!"

İkiside far görmüş tavşan gibi kalmıştı. Az önceki sırıtışları gitmişti. Kendine ilk Necmi geldi.

"Sabahtan beri uyuyorsun oğlum."

Bu sefer az öncekine kıyasla normal çıkan sesimle "Sizene, rahatsız etmeyin beni" dedim.

Kafalarını sallayıp önlerine döndüklerinde başımı tekrar sırada birleştirdiğim kollarıma gömdüm. Bu kadar çabuk pes etmeleri kıyamet alametiydi. Ama galiba moralimin bozuk olduğunu fark etmişlerdi. O yüzden beni rahat bırakıyorlardı.

Bir haftadır her şey bok gibi gidiyordu. Hakan yoktu. Bi anda ortadan kaybolmuştu. O gün eve geldiğimde gitmişti. İşi vardır diye düşünmüştüm ama gelmemişti.  Uyumamıştım ve sabaha kadar onu beklemiştim. Ne hakla onu beklemiştim bilmiyordum. Ne sevgilisiydim ne de onun için özel biri.

Bir sarıldık diye aptal düşünceler kurmuş, en azından bana haber verir diye umut etmiştim. Ama ne aramıştı. Ne bir mesaj atmıştı.

Anlamasın diye Şermin'e de soramıyordum. Oda hiç merak ediyor gibi durmuyordu. Sanırım haberleşmişlerdi.

Onun Hakan'ın nerede olduğunu bilip benim bilmemem beni delirtiyordu.

Patlama noktasına gelmiştim. Uyumaya çalıştıkça düşünceler peşimi bırakmıyordu. Aklıma hep kötü şeyler geliyordu. Acaba bir daha gelmeyecek mi? Başına bir şey mi geldi? Neden aceleyle gitti? Pişman mı oldu? Yoksa Şermin'le mi kavga etti? Ya da beni mi görmek istemiyor?

Bunun gibi sorular zihnimin duvarlarında yankılanıyordu.

Uyuyamayacağımı anladığım için kafamı kaldırdım. Bizimkiler toplaşmışlardı bir sıraya. Şu an öğlen arasıydı o yüzden rahat bir şekilde kasavan atıyorlardı. Aklıma hemen bu kelimeyi Serkan'dan duyduğum gelmişti. Mersin'de olduğu için çok kullanıldığını söylemişti.

Sahi Serkan acaba ne yapıyordu. Beni dün aramış dışarı çağırmıştı. Açıkçası beklemiyordum. Bu kadar çabuk normaline dönmesi.

Hakan'ın gidişi yüzünden moralim aşırı bozuktu. O yüzden reddetmiştim. Umarım oda iyi olmuştur diye içimden geçirdim.

Buraya gelmişti ama buranın tadını çıkaramamıştı. Bir rahat takılamamıştık ki. Her gün bir olay oluyordu.

Bakışlarım bu sefer Selim'de takıldı. Gruplaydı ama onlarla konuşmuyor sadece boş boş izliyordu. Benden farkı yoktu. Galiba yine kötü bir şey olmuştu. Onuda iyice boşlamıştım. Kendime çeki düzen verip onuda düzeltmeliydim.

Anamın karnından Hakan ile doğmamıştım. Bir zamanlar yanımda o yoktu. Buna alışmam lazımdı. Zaten biz hiçbirşeydik. Daha yeni tanıdığım birini bir hafta görmedim diye bu kadar üzülmemeliydim.

Onları daha fazla izlemeyi bırakıp yanlarına gitmeye karar verdim. Acil kendime gelmem gerekiyordu. Hakan elbet geri dönecekti, şimdi kendimi yıpratmamın bir anlamı yoktu.

Sıradan kalktım ve onların olduğu sıraya gittim. Mustafa gülümserken Koray ve Necmi bana burun kıvırdı. Onların bu haline bu sefer Selim gülümsedi. Aynı anda ikisinin kafasına da bir tane yapıştırdım. Hem kendileri beni dürtüklüyordu hem de trip atıyorlardı.

Üvey Babam - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin