18

19.5K 730 180
                                    


(Selim)

Düşünmekten artık beynimin uyuştuğunu hissediyordum. Hala dudaklarım yanıyordu. O öpücüğü atlatamamıştım.

Neden oldu, nasıl oldu bilmiyordum ama Serkan beni öpmüştü. Hemde bana ibne deyip yanımdaki adamı dövdükten sonra.

İlk başlarda dalga geçtiğini düşünsemde artık öyle değildi. O öpücük dudaklarımı öyle bir yakmıştı ki bunun oyun olduğunu düşünmek istemiyordum.

Bu huyumdan da nefret ediyordum. En ufak bir ilgi gördünmü bünyem hemen ona kapılıyordu. Ama Serkan farklıydı.

O homofobikti. Kadınlardan hoşlanıyordu. Bana ibne demişti. Kavga etmiştik. Şimdi böyle beni öpmesi çok tuhaftı. İster istemez hep kafamda ona karşı bir kalkan olacaktı.

O günden sonra hiç görmemiştim onu. Eğer bu öpme olayı eğlence için değilse belkide pişman olmuştur diye düşündüm. Eğer eğlence içinde karşılık vermediğimi görüp belki vaz geçmiştir oyunundan.

Neyse ne bunları düşünmeyecektim.

Bu arada dünden beri Ege'den haber alamıyordum. En son toplantıdan Hakan'la çıkmışlardı. O ikisinin birlikte olduğu çok belliydi. Tabi benim için yoksa dışarı yansıtmıyorlardı. Ama bende eşcinsel olduğum için çabucak anlamıştım. Sadece Ege'nin bana anlatmasını bekliyordum.

İkisinin birlikte olmasına şaşırmamıştım. Ege zaten daha önce de erkeklerle birlikte olmuştu. Birlikte olmasının nedeni zevk alınması ile ilgili sorunları olsa da sonuçta bir erkekle yatmıştı. O yüzden kendini keşfetmesi gayet normaldi.

Yalnız Hakan'a gerçekten şaşırmıştım. Çünkü kendisi Şermin teyze ile evliydi. Onunla boşanmadan Ege ile böyle bir şey yaşamasını desteklemiyordum.

Ama birliktelerse elbet Şermin teyzeyle ilişkisini bitirecekti. Ege'nin de böyle bir şeye tolerans göstermeyeceğini düşünüyordum.

Hafta sonu olması nedeni ile bugün bir şey yapmayı planlamıyordum. Zaten artık kafamı dinlemem gerekiyordu.

Üstümü giyindikten sonra annemin hazırladığı kahvaltı sofrasına oturdum. Patlıcanlı menemen yapmıştı. Bayılırdım. Bugün güzel geçecek gibiydi.

O tavayı önüme koyarken babamın çoktan işe gitmiş olduğunu gördüm. Annemde onunla yemişti. Yani ben tek kahvaltı yapıyordum.

Annem çıkan bulaşıkları yıkarken "Bugün bir planın var mı?'' diye sordu.

Aslında yoktu ama temiz hava için sahile gidecektim.

"Sedece sahile gitmeyi düşünüyorum."

Beni başıyla onayladı. Arada böyle sorguları vardı. Çok önemsemedim.

Hızlıca kahvaltımı yaparken telefonum çaldı. Cebimden çıkartıp açtım. Kulağıma yerleştirip yemeye devam ettim. Karşıdaki kişinin ''Benim Serkan.'' demesiyle yediğim lokma boğazıma durmuştu.

Annem korkuyla bana dönünce ona başımla birşey yok dedim. Pek belli etmese de inanmamıştı. Onu şimdilik es geçip telefona döndüm.

"Ne istiyorsun?"

Annem beni dinlediği için çok atarlı değildim.

"Biraz konuşalım."

Sanırım öpücük ile ilgiliydi. Kendime itiraf etmek istemesem de bende konuşmak istiyordum ama belli edemezdim.

"Seninle konuşacak bişeyim yok benim."

Sesim nazlı çıkıyordu. Ama o anlamamıştı. Derin bir nefes çekerken "Seni öyle izinsiz öptüğüm için çok pişmanım. Lütfen biraz konuşalım." dedi.

Neden yaptığını merak ediyordum.

"Tamam. Nerde konuşalım?"

Sesi neşeli geliyordu. "Sen nerede istersen." Bunu beklemiyordum.

Zaten bugün sahile gitme planlarım vardı o yüzden sahilde dedim. Yeri iyice tarif ettim. Beni onayladı ve telefonu kapattı.

Anneme işim olduğunu söyledim ve hazırlanıp evden çıktım. Artık oda beni fazla sorgulamıyordu.

Yürüyerek sahile vardığımda onu gördüm. Nasıl bu kadar hızlı gelmişti böyle. Bu adam hep mi tuhaf olurdu.
Beni görünce gülümsedi. Bense somurtarak ona bakıyordum. Aramızda hiç kavga olmamış gibi davranıyordu.

Onu biraz süzdüm. Basit bir sweat ve kot giymişti. Oysa kulübe gelirken çok özenliydi.

Yanına tamamen ulaştığımda "Hoşgeldin." dedi.

Cevap yermek yerine başımı salladım. "Ne söyleyeceksin?''

Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

"Seni öyle birden öpmemeliydim. Kendime hakim olamadım. Özür dilerim."

Afallamıştım. Çünkü gerçekten pişman gibi duruyordu.

"Sen böyle şeylere karşı değil miydin? Bu yüzden benle kavga bile ettin."

Düz bir şekilde "Hala karşıyım. Ama seni görünce unutuyorum." dedi.

Ağzım açık kalmıştı. Resmen bana yürüyordu. Ama hala ona güvenmiyordum. Kaşlarımı çatıp "Hiç inanasım gelmiyor. Bir insanın birden değişmesi çok tuhaf." dedim.

"İster inan ister inanma ama ciddiyim. Seni görünce feleğim şaşıyor. Ne ara böyle oldum bilmiyorum ama o günkü sözlerim yüzünden hala pişmanım."

Aslında bir haftadır sürekli onu ve bu öpücüğü düşünüyordum. Onun kadar olmasada bende etkilenmiştim ondan. Hatta buraya çağırmasını bile istemiştim.

Ben konuşmayınca devam etti.

"Bana bir şans ver ve sana kanıtlayayım."

Karşımda başka bir adam var gibiydi. İsteyip istemediğimi bilmiyordum. Ne değişmişti. İki haftada ne olmuştu.

Karasızca yüzüne baktığımda lütfen diye mırıldandı. Pes edip ofladım.

"Peki inandır bakalım ama seninle sevgili falan olmam." dedim. Ardında "Sana bağlı." diye ekledim sessizce ama o bunu duymadı.

Yine aptallık yapıyordum. Daha yeni tanımaya başladığım birine kanıyordum.

"Görüceksin bak. Sana yalan söylemediğimi kanıtlıycam."

Onu başımla onayladım. Ardından bana yaklaştı ve yanağımdan birden öptü. Ona bir tane geçirirken "Ne yapıyorsun sapık." dedim.

"Öptüm sadece." diye sızlandı.

Ona dik dik bakarken "İşin yoksa bir yerlere gidelim mi?" diye masumca sordu.

"Nereye?"

Biraz düşündü ve "Lunaparka." dedi. Ardından devam etti.

"Bizim Mersin'de de var ama buradakiler aşırı büyükmüş."

Ne yani burda yaşamıyormuydu. Onun hakkında sanırım çok şey öğrenecektim.

"Gidelim."

Gülümsedi ve birden elime yapıştı. Çekmeme izin vermeden beni ilerdeki arabaya sürükledi.

O kemerimi bağlarken bende nasıl bir belaya bulaştığımı düşünüyordum.

Özür dilerim Serkan inan hiç pişman değilim. 😔

Üvey Babam - GAYWhere stories live. Discover now