11

22.7K 916 190
                                    

Eve geldikten sonra ne Serkan'ı ne de diğerlerini aramamıştım. Nerede olduklarını bile bilmiyordum. Ya da biz gittikten sonra ne yaptıklarını. Açıkçası pek de merak etmiyordum. Çünkü Selim gerçekten çok kötü bir haldeydi. Büyük ihtimalle Mustafa'nın evine gitmişlerdi. Evde sadece ablası kalıyordu annesi ile babası yurt dışındaydı. En müsait yer orasıydı.

Artık uykusuzluğa ben değil gözlerim dayanamıyordu. Bana yavaş yavaş ihanet edip kapanıyorlardı. Son ve en güzel çare olan kahveyi denemem gerekiyordu. Selim yanımda mışıl mışıl uyurken üstünü iyice örtüp ayaklandım. Mutfağa gidip kendime kahve yapacaktım. Odamdan çıktığım anda mutfağın ışığının yanık olduğunu gördüm.

Hakan mutfak masasında elinde kahvesiyle oturuyordu. Masada bir tane daha kahve vardı. Şermin'e yaptığını düşünmüştüm ama mutfağa ilerleyince tek olduğunu gördüm. İster istemez bana yaptığını düşünüyordum. Ama uyanacağımı nereden bilebilirdi ki.

Mutfağın kapısında beni fark edince gülümsedi.

"Bende gelmeni bekliyordum." 

Yanılmamıştım kahveyi bana yapmıştı.

Çenesi ile karşısındaki sandalyeyi işaret edince bir şey demeden karşısına oturdum. Söze nereden girsem bilmiyordum. Belli ki bir saat önceki halimizi merak ediyordu. Onu terslemek istemiyordum ama bu konu hakkında konuşmak da istemiyordum. O yüzden o konuyu açmadığı sürece açmayacaktım.

Ortam fazla sessiz olunca konuşmaya karar verdim.

"Uyanacağımı nereden bildin?"

Yine gülümsedi.

"Hislerim kuvvetli." dedi.

Kafamı salladım. Tekrar gülümsedi. Neden bu kadar çok gülüyordu?

"Az önce gördüğümde arkadaşın çok kötü bir haldeydi. Anlaşılan sen de ona çok değer veriyorsun. Bu yüzden uyumayacağını düşündüm" 

İyi analiz yapıyordu. Hepsi doğruydu.
Gözlerine baktım. Oda yorgun duruyordu.

"Bu arada arkadaşım olduğunu kim söyledi." dedim.

Kendisini birazcık şaşırtmaktan zarar gelmezdi. Söylediklerimle suratı düzleşti. Gülmemem gerekiyordu. Ama çok komikti.

"Değil mi?"

"Tamam morarma hemen arkadaşım tabiki."

Bir yandan da gülüyordum aklıma bir laf çakma fikri daha gelmişti.

"Aaa pardon sana böyle şaka yapmamam gerekiyor. Sen homofobiktin değil mi?" dedim.

Suratıma çok tuhaf bir şey duymuş gibi bakıyordu. "Ne alaka?" dedi.

"E kendin söyledin."

Hala gülüyordum. Ama o çok ciddiydi.

"Ben öyle bir şey demem. Ayrıca hatırlamıyorum bile."

Gülmem durdu. Artık ciddi bir konu konuşuyor gibiydik.

"Sarhoşken sana sorduğumda homofobik olduğunu söyledin."

Anlar gibi kafasını salladı.

"Yanlışlık olmuş ben homofobik değilim."

Güldüm. Suratıma dik dik baktı. Utandırıyordu. Ben duygusuz Ege şuan utanıyordum.

"İstemezsen cevaplamayabilirsin ama gittiğiniz yerde önemli bir şey mi oldu?"

Anlatmak istemiyordum. Tamamdır anlaşmaya başlamıştık. Hatta gayet iyi anlaşıyorduk ama hala içimde ona güvenmeyen bir tarafta vardı. Sanırım o da çekildiğini anladı ve kafasını salladı.

Üvey Babam - GAYWhere stories live. Discover now