Who would want to do business with this guy?

151 14 4
                                    

Mikoto, Fugaku ve İtachi sürecin nasıl işleyeceğini konuşmamız için Sasukeyle beni yalnız bıraktıklarında Sasuke'nin yaptığı ilk iş bara yönelip kendine bir viski doldurmak oldu.

Kristal bardağını alıp karşıma oturduğunda buradan çabucak ayrılmak istediğime karar verdim.

"Ne konuşacaksak konuşalım, işlerim var."

Sasuke bakışlarını kristal bardaktan çekti ve gözlerine baktı.

"Yalan söyleme, sadece buradan hemen ayrılmak istiyorsun."

'Uchiha Sasuke...Ailenin çözülemeyen tek sır küpü olan üyesi. Az konuşur, genelde iş odakladır ve aynı kadınla asla iki kez beraber olmaz...'

Bu kadar kolay anlamasını beklemiyordum.

"Tahmininde yanılıyorsun, beni tanımıyorsun bile..."

Kristal bardağı elinde çevirdi.

Siyaha yakın koyu renkli sıvıdan tek bir yudum bile almamıştı.

"Sen öyle zannet."

Bu bilmiş tavırları daha da sinir bozucuydu.

Ama sinirlenemezdim.

"Dış çevremle ilişkimi bilebilirsin ama insanların düşüncelerini bilemezsin."

İçki bardağını yan taraftaki küçük masaya bıraktı.

"Ben her şeyi bilirim."

Derin bir nefes aldım.

Görünüşe göre onunla anlaşmanın bir yolu yoktu.

Ayağa kalktım ve tepeden ona baktım.

"O zaman bay çok bilmiş, izleyeceğimiz yolu da bilirsiniz değil mi? Bu işte bana gerek olduğunu düşünmüyorum."

Arkamı dönüp bir adım attığımda sırtımdaki bakışlarının ağırlığını hissettim.

"Eğer buradan gidersen uzun süredir planladığın amacın ne olacak..?"

Söyledikleriyle beraber hızla ona döndüm.

O...

Nasıl..?

Nasıl bilebilirdi..?

Babamı ve üvey annem olacak o kadını öldürüp tüm mirasına, hakkım olan her şeye el koymak istediğimi nasıl bilebilirdi ki?

Blöf yapıyordu.

Beni korkutmaya çalışıyordu.

Hızlı adımlarla ona yaklaştım ve yüzüne baktım.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Tepkime karşı sırıttı.

"Sana demiştim, ben insanların düşüncelerini bile okuyabilirim."

İşte şimdi sinirlenmiştim.

Ona vurmak için elimi kaldırdığımda ben daha ne olduğunu anlamadan kolumu tuttu ve koltuğa doğru beni savurdu.

Sırtım koltuğun yumuşak derisine ciğerlerimdeki havayı boşaltacak şekilde çarparken gözlerimi refleksle kapatmıştım.

Gözlerimi bu savunmasız halimden yararlanmaması için hemen açtım ama çok geç kalmıştım.

Bacakları arasına aldığı bacaklarımı ve başımın üzerinde birleştirdiği bileklerimi birer mengene gibi sıkıyordu.

Canım yanmıştı ve bu uzun zamandır hissetmediğim bir şeydi.

She And Her Sacrifice♟️/SASUSAKU FANFICTION [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now