Will you be able to pay the price for waking up a sleeping demon?

180 18 6
                                    

Yanımda duran devasa bedeninin bir hamle yapmasını beklerken gergin değildim.

O umurumda bile değildi...

Babamın tamamen üstünlük sağlamak için bir piyon olarak kullandığı kızı hiçbir şeyi umursamamalıydı değil mi?

Sadece yapması emredilen şeye ilgi duymalıydı...

Bakışlarını benden çektiğini ve benim baktığım yere, babama baktı.

"Senin hakkında çok şey duydum, ama galiba en ilginci de annen hakkındaydı..."

Dişlerimi sıktım.

Üvey annem garip bir hazla ikimize bakarken babam ve diğer davetlilerin bakışı meraklıydı.

Beni sinirlendirmeye, büyük ihtimalle üvey annem olacak o kadının yaydığı saçma dedikodularla yaralamaya çalışıyordu.

Sasuke durakladığımı gördüğü gibi üstüme atılmaya hazırlanan bir kaplan gibi devam etti...

"Annenin bir fahişe olduğunu ve ölmesinin nedeninin yattığı adamlar yüzünden olduğu söyleniyor."

Nefesim kesildi.

Ellerimin terlediğini hissedebiliyordum.

Benim annem...

Ona atılan böyle iftiralar...

Ve bu pezevengin canımı acıtmak için ailem dediğim insanların önünde, bununla bana şov yapması...

Ama en kötüsü, yıllardır belki de kurtulduğumu sandığım o şeyin tekrar Günyüzü'ne çıkmasıydı.

Babam hala ailesini koruyamayacak kadar pasif ve aptal bir adamdı.

Üvey annemin tatminkar yüzü irrite edici bir şekilde bana döndü.

O anda ne yaptığımı düşünecek kafada bile değildim.

Bacağımdaki silahı kemerimden kurtarıp yanımdaki koca bedenin kafasına doğrulttum.

Gözlerim, canımı acıtan öfkemin basit bir kontrol mekanizması olarak kocaman açılmıştı.

Salon bir anda sustu.

Herkes benden gelecek sonraki hamleyi bekliyordu.

Tetiği çekmek için karıncalanan ellerim bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Eğer o tetiği çekersen, buradan sağ çıkamazsın."

Arkamdan yükselen gür bir ses sırtımı daha da dikleştirmeme neden oldu.

Sasuke'nin tüm bu dediği iğrenç şeye rağmen bana baktığını hissediyordum.

Yan gözle ona baktım.

Bakışlarındaki karanlık soğukluk içime işliyordu, beni serbest bırakmak için çırpındığım onca şey için körüklüyordu...

O anda nedensizce kalbimdeki bu öfke yükünün bir kısmı gitmiş gibi hissettim.

Aklıma gelen ilk şey psikoloğumun bana düşünmemi istediği şeydi...

Annemin sıcak bir yaz günü gülümseyen yüzüyle beraber uçuşan uzun pembe saçları, elimi tutması ve beni ne kadar çok sevdiğinden bahsedip benimle oyun oynaması...

Acı veriyordu ama şimdi sakinleşebilmiştim.

Sırıttım.

"Kusura bakma ama böyle asılsız dedikoduları kimden duyduysan keşke iyice kontrol edip bana söyleme zahmetinde bulunsaydın."

Sasuke'nin dudakları karanlık bir şekilde kıvrıldığında amacında yanılmadığımı anlamıştım.

Onu öldüremeyeceğimi biliyordum.

Çünkü Uchiha ailesi tüm ABD'yi etkisi altında tutan çok köklü bir aileydi, eğer ki o aileyle düşman olursam...

Olacakları düşünmek bile istemiyordum.

Şimdiki planlarımda bu yoktu.

Ancak silahımı uyuduğu yerden çıkmasına sebep olan kişi bir cezayı hak etmeliydi.

Namlu Sasuke'den uzaklaştı ve dedikodunun kaynağı olan üvey annemin üzerinde durdu.

Üvey annem namlu ona doğrulduğu anda titremeye ve gerilmeye başladı.

Onu öldürmeyeceğime inanıyordu.

Hmm?

Masadaki herkes gerildi.

Birkaç kişinin göz ucuyla silahlarını tuttuklarını gördüm.

Babam hemen ayağa kalktı ve üvey anneme sarıldı.

Sesi gergin ve öfkeliydi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!!"

Sırıtmam daha da genişledi ve psikopatça bir hal aldı.

"Öz kızının annesini korumak yerine, senin ailen tarafından dedikodu yayan bu fahişeyi tuttuğuna inanamıyorum, baba."

Dudaklarımı üzüntüyle büzdüm.

"Beni üzüyorsun..."

Babam ne diyeceğini bilemeyerek bana baktı.

Basit, işlevsiz yaratık...

Tetiği çekmeden önce tek bir şey söyledim.

"Hepsinin bedelini ödeyeceksin."

Silahım kulakları rahatsız edecek bir sesle patladığında kadın davetlilerden çoğu çığlığı bastı.

Ancak kimse hareket edemiyordu.

Silahımı indirdim ve üvey annemin silahımla ateş ettiğim şarap kadehine baktım.

Kadehteki koyu renkli sıvı onun 'masumiyetini' simgeleyen beyaz elbisesine dökülmüştü.

Babam üzerine kapaklandığı üvey annemin üzerinden kalktı.

Çok komik bir görüntüydü.

Çocuğunu doğuran kadını koruyamayan bir adam onun yarı ilgisine bile sahip olmaması gereken başka bir kadın için can çekişiyordu.

Elimi ağzıma getirip gülmemek için savaş verdim.

Ama bilerek yenildim.

Eğlenceli kahkahalarım salonda yankılandı.

Gözlerimden hafifçe yaş gelmeye başladığında bana psikopatmışım gibi bakan babama baktım.

"Bu sadece bir uyarıydı...Lütfen bir dahakine namlunun onun beynini dağıtırken görmeme izin verin."

Arkamı döndüm ve çıkmak için hareketlendiğim sırada bana bakan Sasuke'yi göz ucuyla yakaladım.

Durakladım ve bakışlarına karşılık verdim.

Sanki bu cüretim hoşuna gitmişçesine dudaklarının kenarı yine kıvrıldı.

Sinir bozucuydu...

Kesinlikle öyleydi...

Göz devirdim ve yanından geçip salonun çıkışına doğru yürüdüm.

Tüm gözler üzerimdeydi.

Bunu bekliyordum ama kimse böyle bir şamatanın benden çıkacağını beklemiyordu.

Ancak bu daha başlangıçtı.




Sasusaku ile kalın...

She And Her Sacrifice♟️/SASUSAKU FANFICTION [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now