Pucey's Discomfort

217 29 28
                                    

"Uza Pucey. Seninle harcayacak zamanım yok." Ash gitarını kılıfına koyarken yanına yılışan çocuğu kovmaya çalışıyor, ama anlaşıldığı üzere pek başarılı olamıyordu. "Hadi ama, bir kere de benim için çalsan ölür müsün?"

"Bir düşüneyim. Evet! Git başımdan." Adrian elindeki bitmiş meyve suyuyla oyalanıp sinir bozucu sesler çıkartırken Ash hızla fermuarını çekip kılıfı sırtına almıştı bile. "Ne bekliyorsun, ikile."

"İki haftamız kaldı Ash, ne düşünüyorsun?"

"Merlin, bilerek mi yapıyorsun!"

"Hey, ne dedim ki?"

"Zaten onun stresinden kurtulmak için geldim buraya, neden eziyet etmeyi bırakıp kendi arkadaşlarının yanına gitmiyorsun?" Cebinden çıkardığı gözlüklerini dikkatsizce gözüne takmış, sinirle Adrian'a bakar bir hal almıştı. Genç çocuk gülümseyerek elindeki meyve suyu kutusunu uzaktaki bir çöp kutusuna doğru basket attı ve iki eliyle de genç kızın suratına yaklaşmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?" Rahatsız olmuşça kendini çektiğinde Adrian kıkırdadı. "Sakinleş, sadece gözlüğünü düzelteceğim. Her şeye pimiriklenmeyi kesmen gerek." Eli gözlüklerine gidip düzelttiğinde Ash kendini bir kere daha geriye atıp suratını büzüştürdü. Rahatsız olmuştu, anlaması bu kadar mı zordu?

"Sadece gözlüklerini düzelttim Ash! Ne diye bu kadar tepki veriyorsun?"

"Rahatsız oluyorum sadece, yapmak için benden izin aldığını hatırlamıyorum bile!"

"Gözlüğünü düzeltmek için senden izin mi almam gerekiyordu Bayan Pimpirik?"

"Pucey, bana herhangi bir sebepten dolayı dokunmak istediğinde izin almak zorundasın! Bu herkes için böyledir." Adrian bıkmış gibi nefesini dışarı verip göz devirdi ve arkasını döndü. "Sakinleş tamam mı? Kimse senin için delirmiy-"

"Kes sesini tamam mı! Beni rahatsız ettin ve tepki gösterdiğim için beni ezikleyemezsin! Bana dokunmak için izin bile almamıştın!" Lafını kesmiş, omzundan düşen gitarıyla Adrian'ın üzerine yürümeye başlamıştı. Şimdi bahçedeki birkaç kişi onlara bakıyordu.

"Merlin, küçük zavallı şey seni. Sadece gözlüğünü düzeltmiştim."

"İstersen sadece saçımı düzelt. Rahatsız olduğum sürece bana dokunam- Bir saniye ya, ben neden sana açıklama yapıyorum ki? Bana dokunmanı istemiyorum tamam mı? Bana o güveni vermiyorsun bile, bir daha asla bana dokunma!"

"Hey, Ash? Neler oluyor?"

"Evet, kim kime dokunuyor? Bu yılan seni rahatsız mı etti?" Fred ve George hızlı adımlarıyla ikisinin yanına yaklaşmış, George'de sahiplenici bir tavır takınmak için elini Ash'in omzuna atmıştı.

"Ah, küçük George elini senin omzuna attığında problem yok, ben gözlüğünü düzeltince problem mi oluyor?" Ash kaşlarını çatıp alaycı bir gülümsemeyle ellerini göğüsünde birleştirdiğinde Fred ve George hala olayı anlamaya çalışıyorlardı.

"Onların saniyesinde verdiği güveni dakikalardır veremediğin için beni mi suçluyorsun Pucey? Neden bu kadar zırladın ki, bana dokunmanı istemiyorum sadece. Ben sana izin vermeden bana dokunduğunda rahatsız olmam dünyanın en normal şeyi."

"Şimdi, bir saniye. Bu yılan sana dokunarak rahatsız mı ediyordu?" Fred'te kolunu Ash'in omzuna atmış, önüne doğru eğilmişti. Eh, Ginny onlar için neyse Ash, Hermione, Lia ve Luna'da hemen hemen aynısıydı.

"Hem de uzun bir zamandır Fred. Ona rahatsız olduğumu söylememe rağmen." Fred ve George kızgın gözlerle Adrian'a döndüklerinde Ash olacakları izlemek için gitarını sırtına tam oturttu ve tekrar kollarını göğüsünün üstünde birleştirdi.

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionWhere stories live. Discover now