A Little Liked

276 25 36
                                    

"Ah, Ash! En azından bana söyleseydin, yani- tek kalmazdın!" Harry endişe ve korkunun verdiği sinir ile bir sağa bir sola ilerlerken Ash doğruldu ve gözlerini devirdi. Remus, kapı pervazından onları dinliyordu.

"Jeyjey, o panik içinde sana nasıl haber vermemi bekleyebilirsin?" Harry'e dedikleri mantıklı gelmiş olacak ki, Ash'a bakınıp yanına oturdu ve elini tuttu.

"Tamam, doğru söylürsun ama babam ve Sirius'a haber gönderirken ben ne güne duruyordum?" Ash Lily'e bakıp kıkırdadı ve Harry'e döndü.

"Ne yani, Lily beni öldürse miydi?" Lily, kafasını sağa eğip kıkırdadı ve James'in koluna yaslandı. Nefesi biraz da olsa hızlanmıştı. Genç kızın dedikleri kaşlarını yumuşatmasına neden oldu.

✨✨✨

Ash pelerinini da bağlayıp salondan çıktı ve koşarak bahçenin önüne geldi. Bugün, provalar vardı.

"Ash, hemen içeri giriyorsun. Bugün oyunda değilsin." Ginny Ash'in kolundan tutup geri çekti ve kaşlarını çatıp sesini yükseltti. "Hadi."

"Ginny saçmalama, iyiyim. Kaç gün önce olan şey, bırak prova yapayım."

"ASH! İçeri!" Ron koşarak yanlarına gelmiş, çoktan Ash'in gözleri ile temas kurmuştu. Kolu ile sağ kapıyı gösterirken inanılmaz komik gözüküyor gibiydi. "Hızlan, hadi."

Ash gözlerini devirip elini uzatmıştı ama Ron elini tutup çevirdi ve kaşını kaldırdı. "Provada yoksun Ash, boşuna süpürgeni çağırma."

"Ron saçmalamayın. Üç beş küçük sıyrık, bu provalar çok önemli."

"Canından önemli değil Ash, hadi."

"Provadayım Ron, bu kadar."

"Evet öyle. Provadasın Ash." Harry süpürgesi ile yanlarına gelip Ginny ve Ron'a bakındı ve gözlerini kıstı. "Eğer ısrar edersek saçma saçma hırslanacak. Gelsin, oynasın."

Ginny ve Ron birbirine bakarken Ash sevinçle süpürgesini çağırdı ve olabildiği kadar hızla bahçenin ortasına kadar yürüdü. "Merak etmeyin, bu sefer gözüm üzerinde olacak."

"Ash? Ne oyunu, saçmalama."

"Ne var Pucey?"

"Oyunda mısın?"

"Evet. Neden?"

"Ash, hastane kanadından çıkalı birkaç gün oldu."

"Ee, tamam?"

"Delirdin mi? Seke seke yürüyorsun ve sağ kolun yüzünden yazı bile yazamazken oyuna mı gireceksin?"

"Yazı yazabiliyorum Pucey, bu yazmamak için bir hile."

"Her neyse! Oynamıyorsun."

"Sanane Pucey?"

"Git başımdan Potter, Ash ile konuşuyorum." Adrian gözlerini devirerek tekrar Ash'a döndü ama Ash Harry'e bakıyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.

"Dediğim gibi, bu prova da yoksun."

"Ash, sen bu konu hakkında birinden izin mi aldın? Birine mi bağlı oynayıp oynamaman?"

"Onun iyiliği için sersem herif."

"Ash'i zerre kadar tanımıyorsun. Tanısan, oynardı. Zaten oynayacak." Harry küçümseyerek Adrian'ın gözlerine bakındı ve süzerek kafasını sağına eğdi. "Yazık, Pucey kendini çok önemsiyor."

"Harry!" Ash sinirle Harry'in kolunu sıktı ve gözlerini belertti. "Sussana!"

"Her neyse, gidelim." Ash'in kavradığı kolunu çekiştirdi ve arkasını döndü. "Konuşmasana şununla. Sevmiyorum."

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionWhere stories live. Discover now