74. Bölüm: 'Mutluluk'

Start from the beginning
                                    

"Anlatacak mısın?" Gözlerimi kaçırdım ve demliği yanıma çekip, çayları doldurmaya başladım.

"Neyi?" Sinsice gülümsedi.

"Yüzünü kızartan şeyi canım, ne olacak?" Boğazımı temizledim. Gözlerine bakmamakta ısrar ediyordum.

"Yok bir şey. Sana öyle gelmiş." Dedim çayıma iki kaşık şeker atarken. O da çayını önüne çekti ve 'tabi tabi' dercesine başını salladı.

"Dün gece neredeydin sen?" Ağzımdaki çayı duyduğum şeyin şaşkınlığı ile püskürtürken, ne yapacağımı şaşırmıştım. Tuğçe yüzüne gelen çay damlalarını silmek için masadaki peçeteliğe uzandığında, bana da iğrendiğini belirten bakışlar atıyordu.

Nasıl anlamıştı?

Hayır cidden anlamıyordum, camış gibi uykusu varken nasıl anlamıştı?!

"N-ne?" Sahte, çok sahte bir kahkaha attım.

"Nerede olacağım canım, uyuyordum. Yani sen de Allah aşkına Tuğçe, bir alemsin ya." Diyip, gülmeye devam ettim. İnanmışa benzemiyordu. Gülüşüm yavaş yavaş yüzümde dondu.

"Yemedi mi?" Kaşlarını kaldırıp, başını iki yana salladı. O kolları göğsünde bağlı benim anlatmami beklerken, ben diket üstündeydim ve oturduğun yerde kıvranıyordum.

"Cık. Yemedi."

"Sonra anlatsam?"

"Çatlarım." Hani ben cidden anlatmak istemesem, anlatmazdım ama içimde tutmak da istemiyordum ki.

"Dün gece şey oldu..."

"Ney oldu?"

"Şey..." Derin bir nefes aldım ve gözlerimi sımsıkı kapattım.

"Dün gece, Ateş ile birlikte dışarı çıktık." Dedim bir çırpıda. Gözlerimi açmadım bir süre. Dışarı çıkmamız, konuştuklarımız, beni öpmesi hepsi bir bir aklıma geliyor bukalemun gibi renk değiştirmeme neden oluyordu. Tuğçe'nin yüz ifadesini ve tepkisini görmek için yavaşça açtım gözlerimi.

Transa girmiş gibiydi. Sadece bakıyordu. Elimi gözlerinin önünde salladığımda, gözlerini bana çevirdi.

"Ne yaptım dedin?" Sıkıntıyla ofladım.

"Duydun işte. Tekrar ettirme." Gözleri şaşkınlıkla irileşti.

"Ha sen ciddisin... Oha oha oha! OHA!"

"Sofradayız be sakin olsana biraz." Ellerini ağzına kapatıp, bir şeyler daha mırıldandığında göz devirdim. Diğer olanları anlatsam ne tepki verirdi acaba? Düşünmek bile istemiyorum.

"Sana bir sır vereyim mi Cansu? İkinci bahar... Aşk her zaman vardır bence." Kulaklarımda hissettiğim nefes ile durmuş kalbim tekrar son hız marathona koşmaya başladı. Kalbim sanki annesi gelmeye 10 dakika kala, buzluktan eti çıkaran çocuk gibiydi.

"Senin ikinci baharım olmanı isterdim. Kaderim eğer bana bir şans daha verecek olsa, bu şansın sen olmasını isterdim."

"Belki de o şansı, kaderin sana çoktan vermiştir." Dedim bir deli cesaretiyle. Bu açık açık 'sev beni, aşık ol bana, karşındayım' demekti.

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Where stories live. Discover now