42. Bölüm // 017'nin yeni kimliği

52 5 1
                                    

(Italik yazılar: 3. kişi anlatımıdır)

Kafamı kaldırıp cama baktığımda havanın aydınlanmaya başladığını gördüm. Hâlâ hafta sonunda olduğumuzdan diğerleri geç kalkar diye düşünüp yavaşça mutfağa gittim. Kendime bir şeyler hazırlayıp yemeye koyuldum. Fakat düşündüğümün aksine diğerleri de uyumamıştı.

"Günaydın Luna-san!" diyerek yanıma geldi Uraraka. "Günaydın, günaydın da... Siz uyumadınız mı tüm sınıf karşımda sabahın köründe?"

"Soruya bak! Sanki sen uyudun." dedi Kaminari.

Diğerleri onun bu lafı üstüne gülmeye başladı.

"E o zaman hep beraber kahvaltı yapalım." dedim sustuklarında.

Beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Odama gidip telefonumu aldım. Sonra dış kapıya yöneldiğimde arkamda Iida belirdi. Ne söyleyeceğini bildiğimi bildiğinden gözlerini dikmiş bakıyordu sadece.

"Hiç öyle bakma, Eri'ye sabah uğrayacağım diye söz verdim." dedim ve dışarı fırladım bir şey söylemesine izin vermeden.

Ana binaya doğru biraz hızlı adımlarla yürüyordum. Yolda acaba Eri'ye yine bir şey götürsem mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Tam ana bina yakınlarında mükemmel bir şey buldum. Üstümde ki hırkaya sardım ve yoluma devam ettim.

Sonunda Eri'yi dün gördüğüm yere gelmiştim. Kapıyı yavaşça açıp kafamı içeri uzattım. Tek başına odada ki oyuncaklarla oynuyordu. Kapı sesini duyunca kafasını çevirip kim olduğuna baktı. Beni görünce yüzüne bir gülücük oturdu. "Bayan Luna! Gelemeyeceğinizi düşünmüştüm."

"Ama bak geldim! Ve sana yine bir şey getirdim. Bu seferkine çok çok iyi bakman gerekecek."

Merakla bana bakıyordu. Ona yaklaştım ve hırkamın altındaki biraz üşümüş yavru kediyi gösterdim ona. "Ne kadar tatlı değil mi?"

Kediye odaklanmış hayranlıkla bakıyordu. "Hem de çok!" dedi sonunda. "Kucağına almak ister misin?"

"Korkmaz mı?"

"O korkmaz. Sen?"

"Bende korkmam ki!"

"Tamam al o zaman." diyerek ona uzattım yavruyu. Biraz çekinerek aldı.

Kucağına koydu bir süre. Dokunmadı, ne yapacak diye bekledi. Kedi Eri'nin kucağına yatıp gözlerini kapattı. Çok kısa bir sürede de uyuyakaldı. "Ama uyudu!"

"Olsun. Yine de sevebilirsin o rahatsız olmaz."

Biraz çekindi ama elini yavaşça kafasına koydu ve sevmeye başladı. Kedicik hiç kıpırdamadan öylece yattı ve Eri'nin onu sevmesine izin verdi. İkisi de çok mutlu görünüyordu.

"Adını ne koyacaksın?" dediğimde ayaklarında oturan kediyi kollarının arasına alıyordu. "Adını mı..?"

"Evet. Bir ismi olmalı sonuçta. Ona seslenmek istediğinde ne demek istersin mesela?"

Biraz düşündü. "Sizce ne koymalıyız?"

"Şuan aklıma sadece Karamel geliyor. Karamele yakın bir rengi var zaten. Ne dersin?"

"Karamel olsun o zaman!"

"Harika!"

Biraz onunla oturup yeni kedisi Karamel ile oynadık. Saate baktım. 1 saattir onunlaydım. "Eri, şimdi gitmem gerek canım. Daha sonra gelebilirsem tekrar geleceğim tamam mı?"

"Peki..."

Benim de vedalaşma şeklim böyle... Hediyeler falan alıyorum. Sadece böyle gerçekten vedalaşmış hissediyorum. Bizimkilerle vedalaşmıştım zaten. Ama Eri... Eri ile ne kadar vedalaşsam az gibi hissediyorum.

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicWhere stories live. Discover now