31. Bölüm // Çıkış

66 7 0
                                    

Vücudum kendini iyileştirebildiğinden kolum çabuk toparlamıştı. Gerçi biraz izi kaldı ama olacak o kadar. Sonunda sürekli kontrole gelen doktorların bir boşluğunu bulup odadan kaçtım. Yetti 2 saat yatmak ya...

Danışmaya gittim ve Eri'nin odasını sordum. Önce kadın söylemeyecek oldu ama kahramanlık lisansımı gösterdiğimde hemen öttü. 'Şu katta şu oda efendim'den başlayarak 'Umarım hemen iyileşirsiniz efendim'le gelişme yapıp 'Bir ihtiyacınız olursa söyleyebilirsiniz efendim' ile bitirdi. Hiç sevmem böyle tipleri. Yalakalar...

Eri'nin odasını aramaya koyuldum. Olduğunu düşündüğüm odaya geldiğimde kapının aralık olduğunu gördüm. O küçük boşluktan içeri baktım. Izuku ve Mirio, Eri ile konuşuyorlardı. Onları dinlemeye başladım.

"Benim yüzümden oldu değil mi?" dedi Eri kısık sesiyle. Tam içeri dalıp 'Hayır Eri!' diye bağıracaktım ama bizimkiler söze girdi.

"Hayır Eri. Hiç bir şey senin suçun değil. Nighteye bana ne dedi biliyor musun?" dedi Mirio. Eri kafasını kaldırıp ona baktı. "Onun gülümsemesini görsek yeter..." dedi Mirio. Çok etkileyici...

Bizim minik Eri yanaklarından çekerek gülümsemeye çalıştı. Çok tatlı görünüyordu. Daha fazla dayanamadım ve içeri girdim.

"Kendini zorlama Eri. Bırak refleks olarak gülümse. Zorla gülersen olmaz ki." dedim ona yaklaşırken. Izuku hemen atıldı. "Luna-san! Senin odanda olman gerekiyordu!" dedi hızla. "Üf... İki saat kaldım işte o yeter." dedim. "İyi de biz daha yarım saat önce konuştuk." dedi. Sadece yarım saat odada kalabilmiştim. "Tamam her neyse. O kadar yeter bana." dedim.

Eri'nin önüne eğildim. "Sana bize güven demiştim değil mi?" dedim gülümseyerek. Sırıtmaya benzer bir şey oldu. Onun kadar tatlı bir kız... Overhaul tam bir canavar.

"Kolunuz iyi mi Bayan Luna?" dedi tatlı şey. Ah, bir o kadar da düşünceli!!!!

"Beni merak etme. Ben hemen iyileşirim. Sen kendi iyileşmene bak. Hem, biz seninle daha çok takılacağız." dedim burnuna dokunarak. "Değil mi çocuklar?" diyerek arkamdakilere döndüm.

"Evet! Senin gülümsemen için her şeyi deneyeceğim!" dedi ve bir kaç bir şey saymaya başladı Mirio. "Elma şekeri!" dediğinde hepimiz irkildik. "Elma şekerini herkes sever!" diye ekledi sonra. Kıkırdamaya başladım.

*****

"Oh be!" dedim hastane kapısının önünde. Eri ile taburcu olmuştuk sonunda. Aynı gün olmamızda ayrı bir tesadüf. "Temiz hava gibisi yok" dedim.

Aizawa-sensei, beni ve Eri'yi almaya gelmişti. Gerek yok ben getiririm gibi itirazlarımı umursamayarak gelmişti. Okula döndüğümüz de burayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Onlar ana binaya bense yurda gittim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde diğerleri kafalarını uzattıp bana baktılar. İlk yanıma gelenler Uraraka ve Tsu oldu. "Luna-san! Sonunda hastaneden çıkmışsın!" diyerek bana sarıldı Uraraka. "Bana kalsa daha da önce çıkardım ama çok bilmiş doktorlar bugün saldılar." dedim her zaman ki gibi alaycı sesimle. Diğerlerinin yanına geçtik.

Doktorlar kolumdaki sargının bir süre daha kalmasını söylediler. O an 'Emredersiniz efendim!' dememek için kendimi zor tutmuştum.

Nitekim bizimkiler de sargıyı fark ettiler ve ona gözlerini diktiler. Ellerimi kaldırıp dalmış gözlerinin önünde salladım. "Heeey! ben iyiyim çocuklar. Neden bu kadar garip bakıyorsunuz?" dedim. İlk konuşan Kaminari oldu. "Ne yapalım, seni hiç böyle görmemiştik. Şaşırdık." dedi. Bakışlarımı aşağı indirdim. Sonra yine alaycı sesimi takınarak. "E bende insanım sonuçta." diyerek gülmeye başladım. Onları da güldürmeye başarmıştım.

Bize gülmek yakışıyor sonuçta.

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicWhere stories live. Discover now