30. Bölüm // Tehlikeli sır

65 8 2
                                    

O parlak ışıktan başka bir şey göremiyordum başta. Yavaşça gözümü açtığımda beyaz bir tavan gördüm. Evet! Uyanmayı başardım.

Gözlerimi kırpıştırıp netleşmesini sağladım. Görüş düzelince etrafa baktım. Odada tanıdık biri vardı.

"Aizawa-sensei?" dedim uykulu sesimle.

"Demek uyandın. Seni kontrole gelmiştim, tam gidiyordum." dedi. O an aklım durmuş, hiç bir şey algılayamaz, hatırlayamaz oldum.

"Ben niye hastanedeyim yine?"

"Son olanları unuttun herhalde."

"Şuan beynim durdu." dedim gözlerimi ovuştururken.

"En son bize enerjinden verdin. Sonra sen halsiz düştün ve Overhaul kolunu parçaladı." dedi kolumu işaret ederken.

Kafamı çevirip baktım. Sargıdaydı. Fark etmediğimden sızladığını da hissetmemiştim. Tekrar ona çevirdim bakışlarımı. Kendime gelmiştim sonunda. Beynim tekrar çalışmaya başladı. Yattığım yerde ayaklanıp oturmaya çalıştım. Sargıdaki kolumu kıpırdatamadığımdan zorlanıyordum. Hemen gelip yardım etti.

"Kıpırdamaman gerekiyordu."

"Niye ya! Bir şey olmaz." diye sızlandım ona.

"Bunu ben değil doktor söylüyor." dedi ciddileşerek.

"Aman bana hiç bir şey olmaz. Asıl diğerleri nasıl?" dedim alaycı halimden çıkıp ciddileşerek.

"Midoriya, Uraraka, Tsu ve Nejire iyi. Mirio ve Tamaki biraz hasarlı ama onlar da iyi. Kirishima fazlasıyla hırpalanmış ama toparlandı. Eri'nin kollarında ve ayaklarında bir sürü kesikler var, başka da bir yarası yok. En kötü yaralananlar sen ve Nighteye idi." dedi bizimkileri özetlerken.

"Bende iyi olduğuma göre tek Nighteye kaldı. O nasıl?" dedim gözlerimi ondan ayırmadan. Biraz duraksadı. "Aizawa-sensei, Nighteye iyi mi?" dedim tekrar. "Nighteye öldü..." dedi sonunda. Algılayamadım başta. Öldü, kelimesini basmadı kafam. "Ne? Öldü mü?" demişim fark etmeden. Kafasını salladı hafifçe.

Omu son gördüğüm anı hatırladım. Kendi acısını geçmiş benim yarama bakıyordu gözlerini dikip.

Mirio ile de yakınlardı. Mirio onu çok severdi. "Mirio'nun iyi olduğuna emin misiniz?" dedim.

"Fazlasıyla enerjik. Nighteye ölmemiş gibi davranıyor."

Konuyu kapatsam daha iyi olacak. Ona karışmamalıyım.

Kapı tıklatıldı. İçeri Izuku, Uraraka ve Tsu girdi. "Uyanmışsın Luna-san!" dedi Uraraka sevinçle. "Ya yüzyıldır uyuyorum gibi davranmasanıza!" diye dalgamı geçtim. Her zamanki gibi.

"Hemen toparlamana sevindik." dedi Tsu. "Siz bir şey soracaksınız belli." dedim biraz onlara doğru döndüm. "Hepimizin merak ettiği tek bir şey var zaten." dedi Aizawa-sensei. "Üf, hadi! Tahmin etmemi mi istiyorsunuz? Söylesenize!" dedim onları daldıkları düşüncelerden uyandırmak için.

Uraraka telefonunu çıkarıp bir şeyler aramaya başladı. Sonra bana yaklaşıp bir fotoğraf gösterdi. Yüzümdeki sabırsız sırıtma bir anda kayboldu. Telefonu onun elinden aldım ve fotoğrafı yaklaştırıp baktım.

Bu Overhaul bizi ezerken 018'in göründüğü o 4-5 saniyenin fotoğraflı kanıtıydı.

"Bu fotoğraftan başka var mı?" dedim hala telefona bakarken.

"Luna-san bu-"

"Bu fotoğraftan başka var mı?!" diye sorumu yinelerken hırsla kafamı onlara çevirdim.

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin