9. Bölüm // Son bir şans

123 11 11
                                    

Kazanın üstünden 9 yıl geçti... Bir cuma günü ölmüştü Tina... Eskiden cumaları severdim ama artık nefret ediyorum. Birkaç ay önce 16 yaşıma girdim. Artık doğum günlerimi kutlamıyorum. Çünkü doğum günlerim Tina'nın da doğum günü oluyor. Onsuz kutlamayı kestim. Artık 5 Şubat (doğum günü) ve 17 Nisandan (kaza günü) nefret ediyorum.

Annem kazadan sonra kendini işine fazlasıyla kaptırdı. Artık eve neredeyse hiç gelmiyordu. Babamda iş gezilerine döndü. Bense evde kendi kendime bakıyordum. Bir ailem hem vardı hem yoktu. Bir buçuk aylık bir suskunluktan sonra tekrar konuşmaya başladım. Haftada 2 kez büyülü yere gittim. Sanki Tina oradaymış gibi onunla konuştum...

018 ile birbirimize çok alıştık. Onun bana verdiği güçleri kullanmayı da öğrendim. Şuan işimde usta olmuş kendi halimde iyi bir kahramanım. U.A. sınavına girememiştim. Çünkü babam iş seyahatine gittiği şehirde çok hasta olmuştu. Ona birinin bakması gerekiyordu. Annemde çalıştığından ona bakmaya ben gitmiştim. Bir hafta kadar yanında kalıp döndüğümde sınava giriş süresi çoktan bitmişti.

Şimdiyse akşam yürüyüşüne çıkmıştım. Akşamları yürümeye bayılıyordum. Bana huzur veriyordu. Kendimi bıraktım, ayaklarım beni nereye götürürse oraya gitmeye karar verdim. Bir süre sonra bir ara sokağın önünde nedensizce durdum. Sokaktan bir ses geliyordu. Sonra o ses beni kolumdan tutup kendine çekti.

Sokağın içi fazlasıyla karanlıktı. Hemen elimle küçük bir ışık küresi yaptım. Etraf az da olsa aydınlanmıştı. "Demek özgünlüğün bu... Ne kadar zayıfsın" deyip kötü bir kahkaha attı beni içeri çeken ses. "Bak bu zayıf kız şimdi sana neler yapacak" dedim alaycı bir sesle. Işık küresinden binlerce yaptım. Etraf sanki gündüzmüş gibi aydınlandı. Sesin sahibini görür görmez üstüne hücum ettim. Elektro şok gücümü kullanıp adamı şokladım.

Adam sersemlemişti. Ayağa kalktım ve bir süre ayağa kalkacak mı diye ona baktım. Kalkmayacağını düşündüm ve arkamı dönüp gitmek için hamle yaptım. O sırada beni saçımdan tuttuğu gibi yere yapıştırdı.

"Hâlâ çok zayıfsın. Rakibini asla küçümseme küçük kız" dedi. Pis bir sırıtışı vardı. "Bana başka çare bırakmadın. Kendinde söyledin rakibini asla hafife alma!" dedim ve ışınlandım. Nereye gittiğimi arıyordu. Bense az yukarıda bir camdaydım. Dikkatinin dağıldığına tamamen inandığımda arkasında belirdim. Çok yüksek derece olan ateşimi kullanarak onun sırtını yaktım. Çok küçük bir yanmaydı ama acısı en dayanıklı insanı bile ağlatabilecek boyuttaydı.

Adam yere yığıldı. "AH! SIRTIM ÇOK ACIYOR! SENİ KÜÇÜK VELET!" diye bağırmaya başladı. "Sana beni küçümseme demiştim" dedim gururla. Adamın canının yanması hoşuma gitmişti. Yerde acı içinde kıvranan bu yarım akıllı kötüye yaklaştım.

Ayağımı kafasının üstüne koydum. Çok hafif bastırıyordum. "Özellikle kadınları SAKIN hafife alma." dedim hırsla. "Tamam, tamam! Sen daha güçlüsün" dedi. Acısı biraz azalmışa benziyordu. "Ama ben DAHA ZEKİYİM!" dedi ve eliyle ayağımı tuttu. Acıyla ayağımı çektim. Pençe izleri vardı ayağımda. Demek özgünlüğü 'Pençe' idi.

Ben kendi acımla ilgilenirken adamda ayağa kalkmıştı. Hâlâ canının yandığı belliydi ama anlaşılan saklamaya çalışıyordu. "Ne oldu velet? Buna verecek cevabın yok mu?" dedi küçümser bir bakışla. "Hımm... Bunun canımı yakabileceğini mi düşündün? Kendine zeki demeyi kes çünkü hiç değilsin." dedim yaraladığı ayağımı yere vurarak.

"Sen... Nasıl... CANIN NEDEN YANMIYOR?!" diye çıkıştı bana. Çok şaşırdığı belliydi. "Aynı şeyi söylemekten bıktım." dedim ve ona doğru şok küresi attım. İnsanları şoklamaya bayılıyorum! Küre ona ulaşır ulaşmaz onu şokladı. Yaktığım yerin acısıyla birleşip ölüm acısına benzer bir şey yarattı. Adam muhteşem bir çığlık kopardı. Yarattığım binlerce ışık küresinin ışıkları solmaya başladı. Yanma süreleri dolmuştu...

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin