33. Bölüm // Şarkı

63 7 0
                                    

(Bölüm şarkısı eklenmiştir. :)) Bölümün ilerleyen kısımlarında neden eklediğimi anlarsınız zaten)

"Hadi Iida ne olur!!" diye yakındım sevgili sınıf temsilcimize.

"Yasak olduğunu biliyorsun. Yakalandığımızda aldığımız cezayı da biliyorsun. E sen yakalanırsan bende ceza yiyeceğim!" dedi Iida ısrarlarımdan bıkmış bir şekilde.

"Konu ne?" diyerek yanımıza geldi Mina. "Sadece 10 dakikalığına eve gitmek için izin istiyorum. Zaten ışınlanacağım. Hemen gidip geleceğim. Aizawa-sensei gelirse de beni idare etsin diye Iida'yı ikna etmeye çalışıyorum." dedim gözlerimi Iida'ya dikerek.

"E bana söylesene. Ben idare ederim seni." dedi sevgili Mina. "Ciddi misin?! Sağ ol!!" diyerek boynuna atladım onun.

"Ne yapacaksın?"

"Çok önceden alıp da okumadığım 4-5 tane kitap vardı. Onları alacağım, buradakiler bitti." diye açıklamamı yaptım Mina'ya. "Tamam hadi hızlı ol." dedi ve içeri gitti Mina. Ben de hemen eve ışınlandım tabii.

Odama ışınlanmayı başarılı bir şekilde yapmıştım. Hemen kitaplığıma yöneldim.

Kitaplığın yanında duran çantayı kaptım ve içine kitapları atmaya başladım. 3, 4, 5 derken 17 tane okumadığım kitabı çantaya atmıştım. Kendime şaşırdım. Benim gibi bir kitap kurdu ve bu kadar çok alınıp da okunulmamış kitap? Gerçekten şaşırtıcı.

Çantayı sırtıma taktım ve yurda, odama ışınlandım. Çantada ki kitapları kitaplığa dizmeye başladım. Sonunda 4. rafı da doldurmayı başarmıştım. Geriye 3 raf kaldı.

Yerleştirme işlemi de bitince içeri gittim. Aizawa-sensei bizi kontrole gelmişti. Herkesi görmüş, beni soruyordu. Iida kollarını kenetlemiş kenarda dururken Mina bir şeyler uydurmaya hazırlanıyordu.

"Buradayım." diyerek onu kurtardım. Biraz bana baktı ve arkasını dönüp gitti. Mina yanıma geldi. "Birine idare için ihtiyacın bile yokmuş ki." dedi. "İşimi sağlama almayı severim." dedim. Kıkırdayıp kızların yanına gittik.

Bir kaç saatlik sohbetin ardından Iida saati hatırlattı da hepimiz odalara dağıldık.

Ama, tabii ki uyuyamadım. Bu aralar uyku düzenim fena dağınık. Bir uyuyorum bir uyuyamıyorum. Bugünde uykunun bana ihanet ettiği günlerden.

Her uykusuz gece de yaptığım gibi önce 30 dakika tavana boş boş baktım. Sonra kalkıp bilgisayara geçtim. Haber sitemi açıp ilginç haber var mı diye gezindim. Kötü şans, ilginç bir şey yoktu. Bilgisayarımı kapattım ve kitaplıktan rastgele bir kitap alıp okumaya başladım.

Biraz okudum ki 88. sayfada bir kağıt buldum. Dikkatlice katlanıp koyulduğu belliydi. Kitabı kapatıp heyecanla kağıdı açtım.

Başta ne olduğunu anlamadım. Bir şarkının sözleri yazılıydı. Altlarına da notlar alınmış dans hareketleri vardı.

"Bundan kurtulmamış mıydım ben?" diye mırıldandım. Bu Tina'yla en sevdiğimiz şarkıya yazdığımız dans koreografisiydi. Az bilinen bir şarkıydı bu yüzden bizim şarkımızdı. O dans eden bense şarkı söyleyen olurdum hep. Sesimin güzel olduğunu söylerdi ama ben pek beğenmezdim açıkçası. Biraz kağıda göz atınca hangi şarkı olduğunu hatırlamıştım. Aslında melodisini ve söz uyumunu severdim. Çok uzun bir zamandır dinlemiyorum sadece.

Garip bir şekilde uykum gelmişti. Kitabı ve kağıdı çalışma masama koyup yattım.

Sabah her zaman ki gibi herkesten önce kalkıp okula gittim. Bugün nedense hiç kitap okuyasım yoktu. Telefonumu açıp kulaklığımı taktım. İnternetten rastgele bir müzik açıp dinlemeye başladım.

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα