16. Bölüm // Kafetarya kavgası

102 10 0
                                    

Öğle yemeği vakti gelmişti. Izuku, Uraraka ve Iida ile kafeteryaya gittik. Her yer doluydu. Yemeklerimizi alıp boş bir yer bakmaya başladık. Mina elini kaldırıp bize gelmemizi işaret etti. Anlaşılan yanlarında boş yer vardı. Tabii Mina'nın teklifini ikiletmeden yanlarına gittik.

Tam masaya ulaşmıştım ki bir şeye takıldım. Tam yere düşecekken kendimi telekinezim ile tuttum. Yemeğimde düşüyordu ki onu da yakalayıp masaya bıraktım. Neye takıldığımı merak ediyordum. "İyi misin Luna-san?" dedi Uraraka. "Evet." deyip geçiştirdim onu. Hırsla arkamı döndüm. Sarışın bir çocuk ayağını uzatıp çelme takmış ve düşmeme sebep olmuştu. Mavi gözleri sinsice bana bakıyordu.

"Heey! Sen yeni 1-A öğrencisi olmalısın! Kabul et hepsi birer ezik." dedi bu sarışın çocuk. Uraraka arkadan "Sen bir gün bile rahat duramaz mısın?!" dedi sinirle. İleriki masalardan turuncu saçlı bir kız yanımıza geliyordu. "Yine mi Monama! Artık 1-A'yı rahat bırak!" diyerek geldi. Ensesine vuracaktı ama vuramadı. Herkes şaşırmıştı. Monoma denen bu çocuk bile dayak yemediği için şaşırmıştı. Bu 'herkes' in dışında duran biri vardı. Ben.

"Hey neler oluyor?" dedi kız şaşkınlıkla. "Bunu sen mi yaptın Luna?" dedi Izuku. Yine o öldürücü bakışımı yapıyordum. Kızın kolunu tuttuğumdan gözlerimde parlıyordu. Gözlerimi kısmış pis pis Monoma'ya bakıyordum. Izuku'ya dönüp, evet anlamında, hafifçe kafamı salladım.

"Adın Monoma mı?" dedim buz gibi bir sesle. Çocuk "Evet! Adım Neito Monoma. Sende Luna olmalısın. Bu bakışların anlamı ne beni öldürecek misin?" dedi alaycı bir tavırla. Izuku'ya döndüm. Ondan ayrıntı istediğimin farkındaydı. Hemen aklından bir dolu bilgi geçirdi.

"1-B sınıfının küstah öğrencisi... Sürekli 1-A sınıfına sataşan bir mikrop... Kopyalama özgünlüğü ile oldukça güçlü biri ama tek bir şeyi unutuyor." Ona doğru biraz eğildim ve sesimi alçaltarak "Onun asla kendine ait bir gücü olmayacak. Hep başkalarını kopyalayacak. Ne kadar yazık..." dedim. Son cümlemi söylerken kafamı hafif eğmiş, bir elimi yanağıma yapıştırmış, diğer elimle yanağımı tutan kolumu tutuyordum. Gözlerim sinsice kıstım ve yine sinsice bir gülümsemeyle ona baktım.

Bu kadar çok şeyi nereden bildiğimi bilmeden o alaycı tavrı silinmiş bir şekilde şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ne söyleyeceğini bilemiyordu. Sonra kendini toparlayıp yine o alaycı tavrını takınarak "HAH!! BAŞKA BİR 1-A UCUBESİ!!! BU SINIF BİR AVUÇ UCUBE İLE DOLU! VE SEN. SENSE EŞYALARI HAVADA TUTABİLEN BASİT BİR UCUBESİN!!" deyip bir kahkaha kopardı. Bizim sınıftan bir kaç kişinin olduğu masanın enerjisi düşmüştü. Bu Monoma onları üzmüştü. Kız yine ona vurmaya çalıştı. Onu yine engelleyip biraz uzağa ittim. Onunla ben ilgilenecek tüm o sözlerini ona yutturacaktım. 

"Hadi, Luna-san. Boş ver de yemeğimizi yiyip sınıfa gidelim." dedi Uraraka. Tabii ki onu dinlemedim. "Siz yiyin benim iştahımı buradaki bir mikrop kaçırdı." dedim. Monoma'nın dibine girip şöyle dedim.

"Biliyor musun... Telekinezi, yani senin deyiminle eşyaları havada tutmak tek yapabildiğim değil." 

Biraz geri çekildim ve ince dikenlerle onu formasının omuz kısmından yakalayıp yakınımızdaki duvara çiviledim. Yavaşça yanına gittim. "Mikroplardan, özellikle küstah olanlardan hiç hoşlanmam." dedim. Elini bana uzatıp can haliyle diyebileceğim bir panikle kirpinin özgünlüğünü kullanarak beni patlatmaya çalıştı. 

Duruşumu bile bozamamıştı. Tek bozulan at kuyruğumdu. Tokam patlamaya dayanamamıştı. Uzun saçlarım dağılıp belime kadar indi. Dikkatim saçıma kaymıştı ki o dikenlerden kaçıp bana dokundu. Özgünlüğümü kopyalamıştı.

"BİR KAFETARYA KAVGASINA NE DERSİN?!" diye bağırdı. Hafifçe sırıtmam kahkahalara dönüştü. "BENİM ÖZGÜNLÜĞÜMLE BENİMLE Mİ SAVAŞACAKSIN?!" diye bağırdım ve biraz daha kahkaha attım. "O ZAMAN BAŞLA!!" dedim.

Tam üstüne atlamıştım ki Aizawa-sensei gelip beni atkısıyla tuttu. "Kavga yok." dedi.

"TAMAM! Bırak beni." diye ona da bağırdım. Sınıfa giderken Monoma'ya son bir bakış attım. Daha tanışır tanışmaz nefret etmiştim.

*****

5. haftamdayım. Monoma ile 3. haftada tanışmıştım. 2 haftadır nerede görsem yolumu değiştiriyorum. Ondan nefret etmemin sebebini bana ucube demesi sanıyorlardı. Beni asıl sinir eden o değildi.

Tüm sınıfa ucube demişti. Bizim sınıfla uğraşıp duruyordu. Kendime bunca yıldan sonra arkadaşlar bulmuştum. Onları ezdirmem.

Kahramanlık antrenmanı yapacağımız sahada sınıf 1-B'yi görünce gerilmiştim. Korktuğumdan değil, sinirimden. O lanet Monoma yüzünden.

1-A ve 1-B'nin rehber öğretmenleri ve All Might orada bizi bekliyordu. Aizawa-sensei'nin düşüncelerini okudum. Bu karşılaşma normalde daha sonra yapılacakmış. Ama bizim Monoma ile kavgamızdan dolayı erkene alınmış. Daha sonra vakti geldiğinde tekrar yapılacakmış.

Müdür Nezu ile konuşmasını düşünüyordu. "Onlar böyle kavga etmişken sizce karşı karşıya getirmek iyi bir fikir mi?" diyordu Müdür Nezu'ya.

"Luna'yı denemek istiyorum. Zaten güçlü. Sinirlenince özgünlüğünü nasıl kontrol edecek görmek istiyorum. Hep stratejik hareket ediyordu. Şimdiyse duygularıyla mı hareket edecek yoksa sakin kalıp stratejik ilerleyebilecek mi görmeliyiz. Bu kız geleceğin 1 numaralı kahramanı olabilir Aizawa." diyordu Müdür Nezu.

Konuşmayı düşünmeyi kesti. Bende zihin ortamından gerçekliğe döndüm.

Müdürü tekrardan sevdim. Bu sefer ben düşünmeye dalmıştım ki Aizawa-sensei konuşmaya başladı.

"Bu antrenmanda karşınızdaki sınıftan oluşmuş dörder kişilik takımlarla oynayacaksınız. Yalnız 1-A sınıfı 21 1-B 20 kişi olduğundan 1-B'den bir takıma birini ekleyeceğiz." diyerek arkamızdan gelen kişiye baktı.

Bu çocuğu spor festivalinden hatırlıyordum. Yüzde 99 ihtimal karşılıklı takımda oynayacaktık. Izuku'ya baktım. Yine aklından detaylı bilgiler geçirdi. Hızlı düşünme özelliği çok işe yarıyordu.

Adı Shinso... Özgünlüğü ona cevap veren kişinin beynini yıkamaktı. Zihin kontrolü gibi bir şeydi. Etkileyici...

"Takımlar yukarıdaki ekranda yazıyor." dedi eliyle ekranı işaret ederken.

Ben... 5. takımdaydım. Bizim takım Izuku, Uraraka, Mina, Mineta ve benden oluşuyordu. Karşımızda ise tam tahmin ettiğim gibi Monoma ve Shinso vardı.

1-B'deki öğrencilerin özgünlüklerini öğrenebilecektim. Kim bilir... Daha sonra lazım olur belki...

Oturup ekranı izlemeye başladım...

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicWhere stories live. Discover now