20. Bölüm // Kötüler grubu

84 7 1
                                    

Bu 3 odadan birini açamazsak buradan çıkamayacaktık. Zaten kapana kısılmıştık. Bu odalar son şansımızdı. 

Shigaraki yavaşça enerji duvarlarını kıra kıra pembe sisle geliyordu.

Mina'nın asidi bile kapıları eritemiyordu. O an hepimiz anlamıştık ki tek yapabileceğimiz savaşmaktı. '018 SUSMA VE BİR ŞEY SÖYLE NE YAPACAĞIZ?!' diye bağırdım 018'e. Bu gibi kriz durumlarında beni o yönetirdi. 'Bilmiyorum Luna... Tek yapabileceğiz savaşmak.' diye umutsuzca bir ses yankılandı kafamda. 018 bile umutsuz ise... Hiç mi şansımız yoktu..? 

Son duvarı kırdığında sis bize yaklaşmaya başladı. Herkes burnunu ve ağzını kapatmaya uğraşıyordu. Mina tam kapatamamış ve uyuyakalan ilk kişi olmuştu. Enerji dalgasını kullanarak sisi ve Shigaraki'yi biraz ittirdim. Çok azda olsa zaman kazanırdık. Izuku ve kirpi kapıları kırmaya çalışıyordu. "NE İÇİN BURADASINIZ?!" diye bağırdım Shigaraki'ye. Cevap vereceğini sanmıyordum ama yine de sordum işte. Beklediğimin aksine "Sen ve onun için" diyerek kirpiyi işaret etti.

Donakalmıştım. Ben ve kirpi mi? İyi ama neden? Kendimi toparlamalıydım çünkü yaklaşıyordu. Dikenler ile onu biraz daha oyaladım. Kapıyla ilgilenenlere zaman kazandırmaya çalışıyordum. Dikenleri de duvarlar gibi yok edip yaklaşmaya devam etti. Sarmaşığımla onu tuttum ama yine onu yok etti. Aklıma yok edemeyeceği tek şey geldi. Telekinezi.

Onu yakasından yakalayıp duvara yapıştırdım. Ona dokunan bir şey olmadığından yok edemedi. Sis içinde bir duvar yaptım ve bizi korumaya aldım. Yani ben öyle sanıyordum.

Onu bu şekilde yakalamam bize sadece 30 saniye kazandırdı. Aniden duvarda beliren siyah ve mor rengi karışımı bir deliğe benzer şeyden çıkan bir kız, bana tekme atıp telekinezi ve duvarın yok olmasına neden oldu. Aynı delikten bir de yerde belirdi ve kız ona atlayıp kaçtı. Kendimi sisten 1 dakikalığına koruyamamıştım.

"Çocuklar sanırım uykum geliyor" dedim. Gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum ama gittikçe zorlaşıyordu. Dizlerim artık beni taşıyamıyor gibiydi. Yere çöktüm. "Hayır! Luna-san lütfen uyuma. Şuan tek umudumuz sensin!" dedi Uraraka. Gözlerinde umutsuzluk vardı. Koluyla ağzını ve burnunu koruyordu. "Onların kazanmasına izin verme!" diye ekledi umutsuzluk dolu sözlerine.

Kafamın içinde 018'in sesi yankılandı. 'Şimdi pes edemezsin. Arkadaşlarının sana ihtiyacı var!' diyerek beni güçlendirmeye çalıştı. Çok yorgundum ama haklıydı. Arkadaşlarımı yüz üstü bırakamazdım.

Kendimi zorlayıp duvara dayanarak ayağı kalktım. Uyumamak için kendimi acayip zorluyordum. Titreyen gözlerimle Shigaraki'ye baktım. Pembe sisin beni çoktan uyutması gerektiğini düşünüyordu. Baş parmağım havada işaret parmağımsa ona dönük elimi silaha benzettim. "Bam." der demez onun hemen önünde büyükçe bir patlama yarattım. Bu hamleyi kasten değil refleks gibi yapmıştım. 

Patlama onu biraz sarstı. Afallamış gibiydi. Bense ayakta durmakta bile zorlanıyordum. Adeta bedenime uyumamak için savaş açmıştım. Ama arkadaşlarım için dayanabildiğim kadar dayanacaktım. Benim bu halime onlarda şaşırmıştı. Yarı uykuda gibiydim. Shigaraki kendini toparlayamadan ona bir de şok topu gönderdim. Onu iyice yavaşlatmıştım.

Ben hem kendimle hem de Shigaraki ile savaş verirken diğerleri dışarı çıkmanın yollarını arıyordu. Kirpi ve Izuku duvarları yıkmayı denedi ama işe yaramadı. Todoroki arada bir ateş yakıp sisin etkisini biraz da olsa azaltıyordu. Biz böyle uğraşırken Shigaraki'nin önünde yine o delik ve o kız belirdi. Delik bu sefer daha çok geçide benzemişti. Onlarda geçitler yapabilen biri vardı. Aklıma bu sayede ışınlanmayı getirdi. Doğru ya ben ışınlanabiliyordum. Bunu nasıl unuturum. 

Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFicWhere stories live. Discover now