huit

273 18 59
                                    

-⤝♆*♆*♆⤞-

Avcundaki Harold'ın eline sıkı sıkıya tutundu. Gözlerini ne ara yumduğunu bilmiyordu bile. Ne yaptığını bilmiyordu, ne olduğunu bilmiyordu, bilmiyordu... yalnızca çok ama çok iyi hissettiriyordu.

Mümkünmüş gibi daha da kendine çekti kızı Harold. Soğukta hafifçe ürperen bedeni kendisininkine yasladı, onu ısıttı. Dudakları tutkulu bir savaşın içinde birbirlerine saldırırken Harold bu anın gerçek olduğuna inanmak istercesine kollarının arasındaki kızı sıktı. Gerçekti işte, buradaydı.

Sıcacık, yumuşacık ve ıslaktı dudakları. Harold'ınkine karıştıkça inanılmaz hissettiriyorlardı. Avcunun içindeki güzel eli uzanıp kendi yanağına yerleştirdi ve kendi de aynı şekilde uzanıp kızın yanağını kavradı. Başını eğip dudaklarını emmeye devam ederken kızın yanağını okşadığını duyumsadı. Bu hoşuna gitmişti.

İkisi de soluk soluğa birbirlerinden çekildiklerinde önce yutkunup soluklarını zapt etmeye çalıştılar. Bu imkânsız gibiydi! Harold her an yeniden bu kızın dudaklarına uzanabilirdi, ah... neden yapmıyordu ki?

Tam uzanacağı sırada Odette acıyla inledi. Harold'ın kollarına sıkı sıkı tutunurken bir an acıdan gözleri doldu. Güçlükle de olsa bacağına doğru döndü.

"Ne oldu?" dedi Harold kollarına ağırlığını veren kızı sıkıca kavrarken, "Odette!"

"Bacağım..." dedi, "Bir şey battı sanırım..."

Harold endişeyle kızın bacağına döndü. Suya karışan kanı ve hızla uzaklaşan yılanı gördü, "Kahretsin!"

Odette şaşkınlık içinde suya baktı, "B-ben... kanıyor muyum?" Harold'ın kollarına sıkı sıkı tutundu, "Ne oldu, Harold, b-ben..."

"Şşş..." dedi Harold kızın başını göğsüne yaslarken, "Şimdi seni götüreceğim buradan."

Eğilip kızın çıplak bedenini kavradı. Bunun bu şekilde yaşandığına inanamıyordu.

Onu kıyıya çıkar çıkmaz güvenli bir yere bıraktı. Hızla pantolonundan kemerini çıkardı ve kızın diz kapağının hemen üstünden sıkı sıkı bağladı, "Acıtıyorsun..." dedi Odette. Çok korkmuştu.

"Acıması gerek," dedi Harold ve hızla kızın bacağında, bileğine yakın bir yerdeki ufak diş izini buldu. Düşünmeden eğilip çekebildiği kadar kanı çekti ve hızla tükürdü. Ağzına gelen hiçbir şeyi yutmamak için çaba gösterdi. Bunu birkaç kez daha tekrarladı.

Odette ne olduğunu anlamıyordu. Harold ne yapıyordu?

Harold hızla birkaç kez de ağzını gölün suyuyla çalkaladı. Ardından hemen temiz gömleklerden birini kavrayıp kızın başından geçirdi, "Hemen giy şu gömleği," dedi ve kendi de giyinmeye başladı.

"Harold, neler oluyor?" dedi Odette, "Bacağımı ne ısırdı?"

Harold kızın korkmuş yüzüne baktı. Çıplak ayaklarıyla ilerledi ve kızın önünde eğildi, "Bir şey yok, korkma..." dedi yanaklarını kavrarken.

"Neden bu kadar acele ediyorsun o zaman?" dedi endişeyle, "Bana bir şey olacak..."

"Hayır," dedi Harold sertçe, "Buna izin vermem."

Hızla ayakkabılarını da giydi ve yerde oturan kızı kucaklayıp atına oturttu. Odette belki de ilk defa bu kadar uysaldı. İşin aslı, şok olmuştu. Harold'ın onu öpmesi ve hemen apar topar gitmeleri... Her şey çok hızlı olmuştu.

Harold hızla kızın arkasına tırmandı ve kızı pelerininin altına aldı. Atını dehledi ve hızla kampa dönmeye başladı.

"Öleceğim, değil mi?.." diye sordu Odette. Gözleri dolmuştu.

mon chéri | harry stylesWhere stories live. Discover now