dix-neuf

273 14 129
                                    

zor yetiştirdim bugüne! oysa çoğusunu çok önceden yazmıştım, biliyor musunuz? ama çok yoruldum, kontrol de edemedim. herhangi bir mantık/yazım hatası varsa mutlaka söyleyin!

okunmanın arttığını gördüm! 1.2k olmuş, bu da demek oluyor ki 1 haftada %20 artmış. bu çok hızlıydı! teşekkür ederiz :,]

şey, yorum atmak isterseniz olur yani. ben okurum, cevap veririz karakterlerle, yapıyoruz öyle şeyler. her türlü yoruma açığız.

o zaman... iyi okumalar! seviliyorsunuz <33

-⤝♆*♆*♆⤞-

"Tamam..."

"Tamam mı?" dedi Harold inanmakta güçlük çekerken.

Odette başını salladı, "Tamam..."

Harold ne yapacağını bilemedi. Pek sevmezdi kucaklaşmayı ama Odette'e sarılırken buldu kendini. Sımsıkı sarıldı, "Teşekkür ederim..." diye fısıldadı, "Çok teşekkür ederim.". O kadar çok şey demekti ki bu Harold için, o kadar çok ama... Ne yapması, nasıl yapması gerektiğini hiç kestiremiyordu.

Hafifçe geri çekildi, Odette pek mutlu görünmüyordu.

"Sana söz veriyorum," dedi Harold, "Şimdi ne kadar hoşnutsuzsan o kadar mutlu edeceğim seni."

"Bir süreliğine kalacağım yanında," dedi Odette, "Philippe'ten tamamen kurtulana dek. Madem benim burada olmam seni zayıf düşürecek, tehlike geçene kadar dayanabilirim. Ancak bir gün, aylar sonra olsa bile evime döneceğim," dedi, "Söz mü?"

Harold'ın yüzündeki mutlu ifade bozuluyor gibi olduysa da gülümsemeye devam etti, "Söz."

Odette oturduğu yerden kalktı, "Hemen şimdi mi gideceğiz?"

Başını salladı, "Evet. Burada daha fazla kalmanı istemiyorum."

Odette ona ters ters baksa da bir şey demedi. Hem Harold'ın içi neden içine sığmıyordu ki şu an? Odette bu kadar mutsuzken Harold mutlu olamazdı.

Onu evine götürüyorsun... büyük ihtimalle de bir daha bırakmayacaksın. Eşek gibi sırıtmanın nedeni bu olabilir mi?

İngilizlerden nefret ediyordu bir kere Odette.

Ama senden etmiyor. Sen de bir İngiliz değil miydin?

Harold'ı seviyor muydu?

Niye sevmesindi?

Hiç değilse seninle öpüşmeyi seviyor.

Harold sırıttı, öpüşmeyi o da seviyordu.

"Sen niye sırıtıyorsun?" diye sordu Odette. Zira kendisi ağlamak üzereydi. Evini onun kadar seven biri yoktu galiba.

"Hiç..." dedi Harold.

Odette kaşını kaldırdı, "Her neyse. Sanırım eşyalarımı toplamam gerek."

"Eşyalarını toplamana gerek yok. Londra'da ihtiyacın olabilecek her şey var. Anısı olan şeyler var mı?"

Odette yutkundu, "Evin her köşesinde bir anım var..." dedi evini süzerken, "Babamla." Harold'a döndü, "Evimi de götürebilir misin?"

Harold bir an sahiden bunu düşününce Odette gözlerini büyüttü, "Götüremeyeceğini bilerek söylemiştim."

"Beni fazla küçümsüyorsun..."

"Yine de böyle bir şey yapmanı istemem."

Harold burukça gülümsedi ve kızın ellerini kavradı, "Önünde yepyeni bir hayat var..." diye fısıldadı, "Bir insanın yalnızca bir evi olmaz. Evi ev yapan içindekilerdir. Sana söz veriyorum, evin gibi olmasa da Londra'da baktıkça gülümseyeceğin bir yerin, uçsuz bucaksız bahçelerin olacak... Bunu senin için yapacağım."

mon chéri | harry stylesWhere stories live. Discover now