özel 4: özgürlük

En başından başla
                                    

Leva istemese de dudakları ona ihanet edip Adal'a karşılık verirken kendini kötü hissetmeden edemezken ondan ayrılmayı da düşünemiyordu. Adal geri çekildiğinde "Sadece sen de beni sevdiğini söyle Leva. Her şeyi halledeceğim." dediğinde Leva iç geçirdi. Neden karşısındaki adama bir türlü hayır diyemiyordu. Kendini başını sallarken buldu. Bir yandan da bu işin çok zor olacağını düşünmeden edemiyordu.

Adal mutlulukla Leva'ya sarılırken kapı birden açıldı ve Sophie onları bu halde gördü. Leva hızla geri çekilirken Adal bunu saklamanın çok da anlamı olmadığını düşünüyordu. Onlara hiçbir zaman Hera'yı sevmeyeceğini söylemişti. Hera sadece bir süre karısı olarak kalacaktı. Daha fazlası değil.

Sophie gözlerini dikmiş ikisini bir süre izledikten sonra Leva'ya "Abim seni buraya sadece kuzenini tebrik için göndermiştir diye umut ediyorum." derken sesinden kızgın olduğu belliydi. Leva'nın yanakları kızarınca Sophie bakışlarını oğluna çevirdi. 

"Seninle konuşacağız ama bugün düğün günün olduğu için üstüne gelmeyeceğim. Şimdi ikimiz de bu odadan çıksak iyi olacak."  Adal odadan çıktığında Sophie Leva'ya "Bu akşamki kutlama yemeğinde başının ağrıdığını söyleyeceğim. Odanda yemen daha iyi olacak sanırım" dedikten sonra odayı terk etti.

Leva odada yalnız kaldığında sinirle yataktaki yastığı alıp fırlattı. Zaten yeterince sinirliydi bir de tüm bunlar üstüne tuz biber ekmişti. Sinirle "Bir gün hepiniz bana saygı duymak zorunda kalacaksınız" diye söylendi.

***

Hera ağlarken uyuyakalmış olduğunu odasının kapısı açılıp annesi içeri girince anladı. "Hazırlanmamışsın canım. Kutlama yemeği birazdan başlayacak." diyen annesine bir süre boş boş baktıktan sonra olanları hatırlayınca örtüyü tekrar üzerine çekti.

"Ben gelmesem olmaz mı?" dediğinde "Olmaz" cevabıyla ofladı. Annesinin neler olduğunu sormak istediğini görünce "Adal'a sevdiği kızla birlikte olabileceğini, buna karışmayacağımı söyledim." dedi. Helen onaylamayan bakışlarla ona bakıyordu.

"Bunu neden yaptın canım?" derken Hera yataktan kalkmış dolabına ilerlemişti. Annesine bakmadan "Aşk her zaman senin ve babamın yaşadığı gibi olmaz anne. Bunu kabullendim sadece. Adal başka bir kızı seviyorsa ona izin vermek zorundaydım. Belki bir gün ben de başka birini seveceğim. En azından böyle düşünmek istiyorum." diyerek seçtiği elbiseyi gösterdi. 

"Bunu giyerim diye düşünmüştüm, sen ne düşünüyorsun?" Helen başını iki yana salladıktan sonra kendi seçtiği elbiseyi dolaptan çıkardı. 

"Yemek için bu kıyafeti yaptırmıştım."  Hera önce kıyafete baktı sonra "Bu fazla abartılı değil mi?" diye sordu.

Helen başını iki yana salladı. "Hadi canım bunu giy ve herkese bu düğün için ne kadar mutlu olduğunu göster. Senin ne kadar güçlü olduğunu bu gece görmek istiyorum." 

Hera bir süre düşündükten sonra annesine gülümsedi. "Hadi herkese yeni kraliçenin ne kadar güzel ve güçlü olduğunu gösterelim." dedi neşeyle. Elbisesini giydikten sonra aynaya bakıp "Senin güzelliğini aldığım için çok şanslıyım." dedi.

"Ve mantıklı yönünü babandan aldığın için." dediğinde Hera dönüp annesine sarıldı. "Bugün yanımda onun da olmasını istiyordum ama bir yerlerde beni hissettiğini biliyorum." dedikten sonra konuyu değiştirmek için "Hadi ama geç kalıyoruz daha bu sarayın en güzel saça sahip kişisi olmam için saçımı yapacaksın." dedi.

Helen kızının tekrar neşesine sahip olmasını gülümseyerek karşıladı. O üzülürken canından bir parça kopuyor gibi hissediyordu. Bu hayatta en çok değer verdiği kişi oydu. O yüzden de üzülmesine, canı yanmasına bir türlü dayanamıyordu.

Hera'nın saçlarını yaparken Hera da bir yandan makyajını yapıyordu. İşleri bittiğinde Hera aynaya bakarak ona göz kırptı. "Bu saray sen ve Sophie Annemden sonra beni görünce biraz hayal kırıklığına uğrayacak ama neyse." 

"Sanırım senin yerine bir başkasını görselerdi hayal kırıklığı olurdu canım." Hera bir an hüzünlenir gibi olduğu için Helen durumu toparlamak adına "Gidelim mi artık?" diye sorunca Hera başını salladı.

Hera salona girerken yanında annesi olduğunu düşünerek sakin olmaya çalışıyordu. Adal onu koridorun sonunda beklerken Hera yavaş yavaş ona doğru yürüyordu. Yolun yarısında Leva'yı görünce omzunun üzerinden ona bakıp geçti sadece. Adal'ı kazanan o olabilirdi ama bu krallık ona aitti. 

Hera o an kararını vermişti. Krallığını bırakıp bir yere gitmeyecekti. Evet Adal istediği kişiyle istediği gibi birlikte olabilirdi ama sırf Adal mutlu olsun diye de bu kadar sene yaşadığı sarayı terk edip gitmeyecekti. Ancak birini severse bu saraydan ayrılabileceğini düşünebilirdi ama bunun dışında Leva'ya bu krallığı kolay bir şekilde sunmayacaktı. Eğer o sevdiği adamı alıp gözlerinin içine baka baka onlara özel yemeğe gelebiliyorsa o da ona zorluk çıkaracaktı.

Hera Adal'ın yanına geldiğinde Adal'ın uzattığı eli tuttuktan sonra gülümsedi. Halka döndüklerinde Hera tüm güzelliğiyle gülümserken Adal ona "Çok güzelsin." diye fısıldadı. Hera umursamaz bir tavırla "Bu salondaki en güzel kız olduğumu biliyorum zaten. Bir de senin onaylamana gerek yok." dediğinde Adal ile göz göze geldiler.

Masaya oturduklarında Adal "En güzel kız ha?" diye alayla mırıldandığında Hera ona bakıp gülümsedi. "Beni sevmeyişinin nedeni davranışlarımı sevmeyişin Adal, bunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun? Ama senin için değişemem. Ben Prenses Helen'in ve kralın sağ kolu Marcus'un kızıyım. Ve ailem bana ne olursa olsun kendim olmayı öğretti."

Hera bunları söyledikten sonra hiçbir şey söylememiş gibi yemek yerken Adal bir süre Helen'in ne düşündüğünü anlamak için baktı ama anlayamayınca o da yemeğine döndü. O sırada Leva gelip karşılarına oturduğunda Hera bir süre onu izledi.

Leva'nın siyah uzun saçları esmer teni vardı. Hera'nın ise sarı saçları bembeyaz bir teni ve yeşil gözleri vardı. Leva ile siyah ve beyaz kadar zıtlardı. Adal ile konuşurken salondaki en güzel kızın kendisi olduğunu söylerken belki de kendini kandırıyordu. Bir süre daha Leva'yı izledikten sonra onun o kadar yer varken tam karşılarında oturmalarına sinir oldu. Adal'a Leva ile birlikte olabileceğini söylerken bu durumun bu kadar zor olabileceğini düşünmemişti. "Ve sana verdiğim özgürlük karşılığında kendi özgürlüğümü istiyorum"

Edit: 22.04.2023

Çok Uzak Diyarlardan -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin