54.bölüm🍂 ölüm soğuk

Start from the beginning
                                    

Başını hafifçe salladı, elini kapının kulpunun üzerine koydu. Yavaşça açtı. Hastaneye baktı, hiç
Sevmiyordu hastaneleri Rüzgar hastalandığından beri..

Oğuz önde giderken , Asya'yla Efsun onu takip ediyodu. Mete'yi aradı.

"Oğlum neredesin"

"Abi 2. Katta ameliyat katındayız"

"Geliyoruz"

Oğuz bakışıyla merdivenleri işaret ederken, kızlar arkasından sessizce adımlarını takip ediyorlardı.

Ameliyathanenin önünde Mete duvara sırtını dayamış elini başının üstüne koymuş bir şekilde bekliyordu. Asya titreyen sesiyle seslendi.

"Mete "

Mete başında tuttuğu ellerini , yavaşça aşağı indirdi. Asya koşarak sarıldı. Korkusu gözlerinin pınarındaydı. Şimdi onlar hem Mete için hem de Uraz için akıyordu. Mete belinden sımsıkı sarıldı. Asya hem ağlıyor hem de yarım yamalak çıkan sesini duyurmaya çalıştı.

"Çok korktum, Mete çok... Şükürler olsun sen iyisin de.. Abim Mete abimmm "

"Tamam güzelim iyi olacak" Mete ellerini saçlarına götürüp avuçlarının arasına yüzünü aldı.

"Hişşş ağlama , sapasağlam çıkacak buradan"

"Ya çıkma..." Mete Asya'nın konuşmasına izin vermeden, parmağıyla susturdu.

"Asya kes sesini, o çıkacak buradan , duydun mu güzelim"

Mete tekrar kollarının arasına aldı Asya'yı. Şimdi Asya sakinleşmeyi beklerken, Efsun hemen yanında duran sandalyeye otururken , bakışlarını Mete'yle Asya'ya çevirdi.

Uraz'da ordan çıkacaktı, ve hiçbir şeye geç kalmayacaklardı artık.. Efsun kendine söz verdi. Her anının tadını çıkaracak bir daha ne kendini ne de Uraz'ı üzecekti.

Oğuz Mete'nin yanına gidip Asya'nın ayrılmasını bekledi. Oğuz da Mete'ye sarılırken sırtına vurdu.

"Sen iyisin en azından" bir abinin söyleyebileceği en güzel kelimeydi. Mete gözüne biriken yaşa inat Oğuz'a gülümsemeye çalıştı.

"O da iyi olacak abim"

"İnşallah Mete inşallah"

"Doktorlar bir şey dedi mi?"

Mete başını salladı, " hayır girdiklerinden beri ameliyathanedeler"

"Anladım " dedi Oğuz Mete'nin yanından ayrılırken , Oğuz Efsunun yanına otururken , bir elini sırtına dokundurdu.

" iyi olacak"

Efsun hiçbir şey diyemedi, ne zaman Uraz ordan çıkacak o zaman Efsun inanacaktı, Uraz'ın iyi olacağına ..

Saatler geçmek bilmiyorken onların tek yaptıkları şey beklemekti. Efsun duvara yakın sandalyeye oturup , başını duvara dayadı. Gözlerini hafifçe kapatırken , sadece dua etmekten başka bir şeyi yoktu. Dua her şeyin ilacı değil miydi. Onlara da merhem olacaktı.

1 saat sonra..

Ameliyathanenin kapısı açıldığında hemşire kapıdan çıktı. Mete hemen hemşirenin kolundan tutarak konuşmaya başladı.

"O iyi mi?"

Hemşire başını önüne eğerken , ağzındaki maskeyi indirmişti. " doktor bey gerekli açıklamayı yapacak" deyip giderken Mete sadece arkasından bakakaldı.

Bu işte bir acı vardı.. Doktor kapıdan çıktığında başındaki bonesini eline almış ona bakıyodu.

"Doktor"

Oğuz oturduğu yerden kalkarken , herkes Oğuz'un olduğu yere gelmişti. Efsun kalbini tuttu inceden bir sızı ona davetiye göndermişti.

"Hastamız geldiğinde göğsünden vurulmuş , ve çok kan kaybetmişti." Sustu sanki söyleyeceklerini tasarlar gibi.. Ona bakan 4 çift göze tek tek baktı.

"Kurşun çok derindeydi, biz... Kanı durdurmaya çalıştık"

"Ama çok zor çıkardık kurşunu "

Efsun bir adım atıp doktorun elinden tuttu. " iyi ama demi"

Duymak istediklerini söylemiyordu doktor.. Efsun siyah gözlerinin kırmızılığında doktora baktı .. Doktor gözlerini hüzünlü bakışlara bakarken derin bir iç çekti.

"Ben çok üzgünüm"

Efsun kafasını inatla sallarken, dudakları titremeye başladı.

"Neden özür diliyosun? İyi o söyle, çıkacak de"

"Biz , çok çabaladık.. "

"Tamam işte söyle çıkarsınlar, onu odaya alsınlar"

"Başınız sağ olsun" doktor başını öne eğdi, her ölüm acıydı.. Kaç kez ölüm haberi verseler de , her sevdadaki ölüm sızlatırdı kalbi kim görse ...

Efsun eline sarıldı doktorun, şimdi yanaklarından aşağıya inci taneleri süzülüyordu.

"Yalvarırım , bir şeyler yapın, şaka deyin "

Asya, Mete , Oğuz öylece olayları izliyorlardı. Herkes susmuş Efsun tüm acısını dışa vuruyordu.

Mete arkasını dönüp dudaklarının arasına kıstırdığı elini ısırırken boşta kalan elini duvara vurdu.

"Hayır yaa. Hayır ... Bizi bırakıp gidemezdi , gidemezdin lann"

Asya Oğuz'a sarılıp ağlarken, işte onlardan bir parça daha toprak kokusuna karışacaktı. Efsun yere yığıldı, daha fazla taşımadı ki ayakları onu..

Tek başına taşıdığı yükler artık ona ait değildi. Yere yığıldı , acısından, hüznünden ... Kaybedişinden...

Bağırıp çağırıp ağlamak yoktu, hepsi acısını içinde yaşarken , efsun kalbine hızla vurdu.

"Lanet olsun, affetmek bu kadar zor muydu"

Asya Efsuna sarılırken, elini tutmaya çalıştı" yapma ne olur yapma"

"Zor muydu Asya "

"Hişşşş" Asya hiçbir şey diyemedi , hiçbir şey ...
Ne diyecekti. Artık bitmişti işte...

Uraz'ı morga aldıklarında hepsi sırayla girip çıktı, en son efsun girdi. Morgda yatan soğuk cansız beden Uraza aitti. Efsun yanına kadar gitti. Rengi solmuş adama baktı., Oysaki gülünce tüm cennet orada olurdu. Efsun cennetini kaybetti. Cehennemine kapıyı açtı uraz..

Cennetim de sen cehennemim de sen demişti... Uraz avuçlarının arasında tuttuğu kadının alnını öperken Efsun anın hüznüyle elini Uraz'ın soğuk yüzüne koydu. Oysaki Efsunun içinde yangınlar yanıyordu.

"Hadi kalk, seni almaya geldim"

Uraz artık konuşamazdı, gelemezdi.. Susardı ! Sadece susar.

Efsun yanağından akıttığı yaşlarını yüzüne döktü. Uraz'ın alnından öptü.

"Allah şahidim ki affettim seni, hadi kalk"

Efsun çaresizliğine kendini acındırırdı , önünde duran cansız beden ona cevap veremez, konuşamazdı. " ah be güzelim geç kaldın " diyemezdi.
Efsun sarıldı uzun uzun bir daha dokunamayacağı bedene sarıldı. Tenine kan bulaşmış kokusunu içine çekti..

Aldığı tek koku.. Kurumuş kan kokusuydu.

Son sözüydü ona , son sesini duyuruşuydu sevdiği adama..

"Beni affet demiyorum, çünkü ben asla kendimi affetmeyeceğim, çünkü ben.."

"Ben geç kaldım sana ..."

Artık SeninimWhere stories live. Discover now