51.bölüm🍂gidiyorum

3.1K 163 33
                                    


"Ben senin değilim Uraz!"

Uraz , Efsunu duymamış gibi yaptı, yüreği şimdi ona en güzel aşk şarkısını mırıldanıyordu. Hiçbir şey diyemedi Efsun , dese ne olurdu ki.. Uraz'ın hayallerini de kirletemezdi , onlar en masum muydu şimdi...

"Yani anlayacağın elma, ne şekersiz yapabilir ne de sapsız... Biz birbirimize mecburuz"

Efsun ayağa kalkıp ellerini iki yana açtı.

"Affet be güzelim kalbim acıyor sensiz... "

Uraz elini uzattı, tekrar dokunabilir miydi bilmiyordu... Efsun gözlerinin içine baktı uzun ama kısa olan ...

Tutarsa ne kaybederdi, tutmzsa kimi kaybederdi..?

Derince bir nefes aldı ciğerlerini doldurdu onun kokusuyla ...
Ellerinin avucunun içinde kayboluşuna müsaade etmedi... Ellerini iki yanında yumruk yaptı. Şimdi tutamazdı..

"Hadi prenses gidip kan verelim birimizin ki illa ki uyar"

Efsun , Uraz'ın peşinden hastaneye doğru yürümeye başladı. Ne o öndeydi , ne Efsun arkasındaydı. Yan yanaydılar... Elleri değse değer, dokunsa dokunur , tutsa tutardı. Ne Uraz tutmak için uzattı elini, ne de Efsun değmesin diye çekti elini...
İki yabancı gibiydiler hastane koridorunda . Doktorun odasına girdiklerinde , Seval hanım onları sıcak gülümsemesiyle karşıladı.

"Efsun , sen güçlü bir kadınsın, şimidi de güçlü ol ve sadece Rabbine dua et"

Efsun hafifçe başını salladı. "Tek kaybetmediğim güç Allah'a yalvardığım dualarımdır"

"Biz hemen kan vermek istiyoruz "

Seval hanım oturduğu yerden kalkıp ikisinin yanına geldi. Efsunun sırtında gezdirdiği elleri onlara güç verircesine sabitlemişti parmaklarını.

"Ne olursa olsun vazgeçmek yok"

Uraz da uzanıp boşta kalan titreyen ellerini Efsunda dindirdi. Sımsıkı tuttu... Bir daha bırakmayacaktı.

Efsunun ellerini saran eller titrerken , öylece kala kaldı... Başını usulca döndürdü. Efsunun şimdi bir elinde Uraz'ın sıcaklığı , diğer elinde sıkı sıkı tuttuğu elma şekeri... Efsuna hayallerin en dokunulmazını anımsatıcaktı.. İçindeki kız çocuğu gülümsedi...
Rüzgardan önce belki de onlar iyi olurlardı... Kan verme yerine gidip ikisi de kanını verdi . Heyecanlı bekleyiş ikisinde de hissediliyordu. Kaan yanlarındaydı. Hepsi suskundu, ne konuşabilirlerdi ki...

Kaan acil girişin önünde sedyede yatan birini gördü, tanıdık bir simaydı bu... Başından kan akarken gözleri kapalıydı. Bu kız oydu... Kaan koşar adım sedyenin yanına vardı.

"Nesi var?"

"Yaralı, durumu kritik"

Kaan son kez arkasını döndüğünde ışıl ışıl gülüşünü anımsadı..

"Tanıyor musunuz?"

"Hayır ! Şey aslında evet... "

"Peki , her şeye hazırlıklı olun "

Ameliyata alınan kız kimsesizdi, Kaan öylece kapanan kapıya baktı. Ellerini göğsünde birleştirip duvara yasladı sırtını, duvar soğuktu, peki ya kalbi.. Şimdi üzgündü...

Gidemedi, bırakamadı o kızı, o kız bırakamamıştı onu.. O da bırakmayacaktı... saatler ardı ardına vururken.. Sonunda bitmişti ameliyat.

Artık SeninimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin