38.bölüm🍂Rüzgar

3.4K 192 19
                                    


"Müjde oğlunuz oldu"

Efsunun gözlerindeki yaş yanağına akarken , içindeki ses hep erkek olduğunu söylüyordu. Efsuna sadakati hiç bitmeyecek bir erkeğe sahip olmuştu. Uzun uzun soludu kokusunu , hasreti bitmişti. Öyle çok özlemişti ki onu karnındayken ..
aylarca bu özleminin bitmesini bekledi.
Odaya çıkarttıklarında Kaan'la , Asya merakla Efsuna bakıyorlardı.. Bebeği odaya getirdiklerinde üzerinde pembe kıyafetler vardı. Efsun bir anda panikle hemşireye bağırdı.

"Bir dakika benim oğlum oldu , bu kız"

Hemşire Efsuna bakıp gülümsedi, "Hayır efsun hanım o sizin bebeğiniz"

Kaan bir anda elini saçına götürüp bir suçlu gibi yüzüne baktı." Şey ben karıştırmış olabilirim poşetleri"

"Hayret bir şey bir kere söylesen yeter! Diyen kimdi Asya ?"

Efsun Asya'yla kahkaha atarak  gülmeye başladılar. Kaan onlara hiç unutamayacakları bir anı bırakmıştı. Asya bol bol  bebeğin resimlerini çekti.İlk emişini her şeyi çekti. Bebek ilk dakikadan emmeyi becerebilmişti. Emzirdikten sonra , Asya kucağına alıp gaz'ını çıkarttı. Şimdiden yeğeniyle ilişkisini sağlam kuruyordu.

"Efsun sahi ya bebeğin ismi ne olacak" Asya , Efsunun kucağına bebeğini verdi.

Efsun  onun yumuk ellerini tuttu ,

"Adı...."

Gözlerini kapatıp tek bir isim söyledi , yüreğindeki aşk'a tek şahidiydi.

"Adı Rüzgar" dedi , bebeğinin yanağına dokunurken.

Fırat yetişememişti ne yazık ki, sitemle içeri girerken bebeğin odasına doğru gidiyodu.

"Ulan eşek sıpası 2 gün sabredemedin mi?"

Fırat beşiğin yanına yaklaştığında bembeyaz tenli yumuk yumuk bir varlıkla karşılaştığında bütün siniri yok olup gitmişti. İşte cennet buydu. Kötülük barınamazdı yanında.

Fırat , Rüzgarı kucağına aldı. "Hoş geldin dayıcım, valla aramızda kalsın erkek olmana çok sevindim, tek başıma maçlara gitmekten bıkmıştım"

Fırat muzurca Efsuna bakıp gülümsedi, efsun ise burnunu buruşturmuş ikisine bakıyordu.

"Oğlumun şimdiden aklını çelmeyin "

Fırat bebeği yavaşça tekrar yatağına bıraktı.

"O iş bende Efsun " derken elini kalbine götürüp hafifçe başını eğmişti Fırat.

"Sıra bana geldi mi?"

Fırat ellerini kocaman açıp kollarının arasına aldı Efsunu . Derin bir iç çekti.

"Çok özlemişim"

"İnat ettin buralara geldin, çok iyi oldu. Şimdi ben nasıl dayanacağım bu velede"

Haklıydı çünkü sabahtan beri Asya da aynı sitemleri ediyordu. Masada duran telefon çalmaya başladı. Asya kulağına götürdü.

"Efendim abi."

Asya'nın yüzü gittikçe değişiyordu. Koltuğa oturup sakinleşmeyi bekledi." Ben küçük bir çocuk değilim , kimseye hesap vermem , vermeceğim de abi"

Telefonu kapattığında , Efsunun yanına oturdu.

"Sakinleş biraz iyi misin ?"

"Değilim Efsun , Uraz abim sen gittiğinden beri o kadar çekilmez bir adam oldu ki, ona nasıl katlandın allah aşkına "

Asya'nın sinirle döktüğü kelimeleri , Efsunun kalbine saplıyodu. Ordan kor alıp gözlerine akıyodu.

" hişşt, o da seni düşünüyor."

"3 gün sonra gidiyorum ve ben seni de Rüzgarı da bırakmak istemiyorum"

"Yine gelirsin "

"Belki siz de arada gelirsiniz Efsun"

"Gelmem Asya , İstanbul'a bir daha dönmem"

İnsan büyük konuşmadan , konuştuğunu yaşamadan ölmezmiş derler. İşte Efsun ölümlerin en büyüğünü yaşarken yapmam dediği her şeyi yapacaktı.

.....

Artık SeninimWhere stories live. Discover now