50.bölüm🍂 elma şekeri anlaşması

3.3K 172 42
                                    

"Emanet? Kime emanet etmiştin onları"

Kaan kaşlarını kaldırarak Uraz'a baktı. 3 senedir olmayan adam şimdi emanetlerimi almaya geldim diyordu sanki Kaan'la dalga geçer gibi....

"Sana emanet etmediğim kesin!"

Uraz dişlerinin arasından Kaan'a bakarak tısladı. Bu adamın kendine güveni dağları titrettirirdi.
Uraz'ın verdiği karşılığa, Kaan yapay bir şekilde gülümsedi, aklınca Uraz'dan hesap soruyordu .

"Giderken hangisi aklındaydı?"

"Sana vazife olmayan şeylere burnunu sokma "

"Sen de emanet deme onlara o zaman, insan sevdiğini emanet etmez etse de eli hep üstünde olur. Sen nerdeydin? , "

"Lan ne demek istiyorsun sen açık konuşsana "

"Sen bile isteye Efsunu bıraktın, şimdi gelmiş buraya erkeklik yapma"

Uraz, Kaan'ın yakasından tuttup kendine doğru çekti, "ulan sen kimsin de beni sorguluyorsun haa"

Uraz, Kaan'ın söylediklerine takılsa da şimdi Efsunun aklının karışmasına izin vermeyecekti. Artık Uraz buradaydı ve hep de olacaktı. Kaan Efsunun hep yanındaydı bunu zorda olsa kabul etmişti Uraz ama buraya kadar artık dönmüştü ve hiçbir yere gitmeyecekti.

Kaan'la Uraz birbirlerinin yakalarından tutmuş birbirlerine meydan okuyorlardı.

"Ben Efsunu sevdim sen değil" Kaan son çırpınışlarını yapıyordu. Uraz kahkahayla güldü.

"Ama Efsun seni sevmedi, o sadece beni sevdi anladın mı , ve biz yine aile olduğumuzda sen defolup gidiceksin"

"Yeter!!!"

Efsunun çığlıkları hastanenin koridorunda yankılanıyordu. Neyin savaşıydı bu, neyin hesaplaşması...

"Benim oğlum içerde yatarken siz neyin derdindesiniz, aklım almıyo"r

Efsun Hem bağırıyor hem titreyen bedenine kollarını sarıyordu.İkisi de iki adım geri attı. Bu savaşı Efsunun bitirmesi gerekiyordu.

"İkinizi de görmek istemiyorum "

İkisi de Efsunun yüzüne bakıyordu. Efsun koridorun en ucundaki sandalyeye oturdu. Şu an tek düşündüğü Rüzgardı. Efsun 2 saate yakındır yalnız oturuyordu, aklında tek kişi vardı , o da Rüzgarıydı...
Hemşire koluna dokunduğunda bakışlarını ona çevirdi. Ne mi hissetti.. Sadece korktu...

"Efsun hanım doktor hanım sizi bekliyor"

"Rüzgar?"

"Rüzgar iyi ateşi düştü, "

Efsun derince bir iç çekti , Arafta kalmak buydu. Sevinmekle sevinmemek arasındaydı....
Oturduğu sandalyeden güç alıp kalktı. Avuçlarının içini sıkmaktan tırnakları etine batmış izini bırakmıştı. Arkasından efsunla birlikte gelen ayak sesine aldırış etmeden doktorun odasını çaldı. İçeriye girdiğinde sevil hanım hafifçe gülümseyerek ayağa kalktı.

"Gel efsun"

"Rüzgar nasıl sevil hanım"

Yalpalayan bedeni , Beline aniden dokunan el onu tutarak sakince sandalyeye oturttu, bakmadı kim diye. Gerek var mıydı?
Usulca Efsuna yetmeyen nefesini doktora bakarak verdi.

"Rüzgar sıklıkla atak geçiriyor, şu an Rüzgar için yapılması en uygun olan şey donör bulmak. "

Efsun gözlerini hafifçe kıstı, söylediği şeyleri beyni algılamıyordu sanki. Yutkundu. Kafasında o kadar çok şey vardı ki.. Hangisini duymalıydı, hangisine yumsaydı gözlerini ..

Artık SeninimWhere stories live. Discover now