Moruk tekrar gülmeye başlayınca sinirlerimin alt üst olduğunu fark ettim. Dişlerimi sıkarak konuşmayı sürdürdüm.

"Anneme zarar vermeden burdan götürün. İstediğiniz benim o değil."
"Evet istediğimiz sensin. Ve seni tehdit edebileceğimiz birkaç şey de lazım ne de olsa."

Dişlerimi sıkmaktan kırabilirdim birazdan.

"İstediğimiz her şeyi yapman dahilinde annene ve sevgiline bir zarar gelmeyecek."

Kaşlarım olabildiğince çatılarak yaşlı adama döndüm.

"Sevgilin derken?"

Kolumdan tutan adamlar beni 180 derece çevirdiler ve hemen arkamda duran şeyi görmemi sağladılar. Ağzım iki metre açık bir şekilde karşımdaki manzarayı izledim.

Aaron hafif eğik bir yatakta yatıyordu ve birçok zincirle bağlanmış durumdaydı. Ve sorun sadece bu değildi. Karın boşluğundan geçirilmiş iki kazık onu yatağa sabitlemişti. Kazıkların karnını deldiği yerlerde biraz kan vardı ama bir insanınki gibi asla değildi. Eğer kollarımı tutan adamlar olmasaydı yere düşmüş olurdum şimdi. Çünkü ayaklarım beni taşımıyorlardı artık. Görebileceğim en kötü görüntünün içindeydim. Arkamda annem baygın bir şekilde yatıyor ve karşımdaysa her zaman tek kurtarıcım olan Aaron kazıklarla yatağa sabitlenmiş şekilde duruyordu.

"Nasıl?.. Aaron'ı nasıl?"
"Şöyleki anneni zaten sizden önce almıştık. Sizin içinse uygun zamanı bekledik. Nedenini bilmesem de Aaron oldukça zayıf düşmüştü zaten. İşimizin bu kadar kolay olacağını tahmin dahi edemezdim ama oldu işte."

Ara verip bir kahkaha patlattı.

"Şimdi uyansa bile kazıklara sürdüğüm bir zehir sayesinde kıpırdayamayacak bile."

Boğazıma bir yumru oturmuştu sanki. Yutkunamadım. Güçsüz çıkan sesimle konuştum.

"Benden ne istiyorsunuz?"

İmalı imalı bana baktı.

"Bildiğini söylemiştin."
"Beni öldürmeniz karşılığında ikisini de serbest bırakacak mısınız?"
"Tabii birkaç ay bu şekilde bize konuk olacaksınız. Ondan sonra anneni serbest bırakabilirim ama sevgilinden emin değilim."
"Eğer ikisini de serbest bırakırsanız hiçbir zorluk çıkarmayacağım."

Yaşlı adamın gülmesinden nefret etmeye başlamıştım.

"Sen zaten zorluk çıkaramazsın bize. Ama eğer onları serbest bırakırsak onlar zorluk çıkaracaktır. Ayrıca yapmanı istediğimiz bazı işler içinde tehdit amaçlı işimize yarayacaklar. Yani hiçbiriniz bir yere gitmiyorsunuz."

Kulaklarım ve gözlerim algıladıkları şeylere inanamıyorlardı. Kendime gelmek için son gücümle çığlık attım nefesim kesilene kadar. Sonunda çığlığım acıklı bir ağlamaya dönüştü. Benim gibi güçsüz bir kız bunların üstesinden gelemezdi. Melezlik gibi üstün bir şey daha güçlü bir kızın elinde olmalıydı.

Bu durumdan ancak güçlü bir kız kurtulabilirdi. Ben öyle biri asla değildim. Ama sanırım güçlü olmaya çalışmalıydım en azından. Mesela güçlü bir kız şuan ne yapardı? Öncelikle ağlamak yerine plan kurmaya çalışırdı. Annem de Aaron da yaşıyor. Yani bir şeyler yapıp buradan kurtulmam lazım. Ama ne? Tek başıma ne yapabilirim ki? Kimim ki ben?

Kollarımdan sürüklenerek odanın köşesine götürülüp zincirlerle bağlandım. Hepimiz bu geniş odada birbirimizden çok uzaktaydık. Ama en azından ikisini de görebiliyordum. Genç adamlar benden ayrılıp odadan çıktılar. Yaşlı adamsa elindeki bastonla zar zor yürüyerek odadan ayrıldı. Ağlamam hiç kesilmeden devam ediyordu.

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin