Eli hızla yukarı kalktığında, arkamda ki gerçek babam olan adamda ayağa kalkmıştı ama ona gerek kalmadan ben geri kaçmıştım.

Eli hava da kalmıştı. Sinirle güldüm "İşte orada duracaksın, Hakan Soydan. Bu zamana kadar babamdır dedim sustum ama bu saatten sonra bir bok yapamazsın sen bana!" Şaşkınlıkla kalakaldı.

"Kızım dur lütfen, sakin ol konuşalım." Annem kolumdan tutup durdurduğunda hızla ona döndüm. "Anne bu kızı istiyor musun? Tek bir cevap ver, evet ya da hayır." Dedim, elimle de gerçek kızlarını göstererek.

Gözlerini kaçırdı.

Ben cevabımı almıştım.

"Kızım, bak o bizim gerçek kız-"

"Daha fazlasını duymama gerek yok." Arkamdan bağırışlarını umursamadan hızla odadan çıktım. Kendimi hastanenin bahçesine atarak, bir banka oturdum.

Göz yaşlarım tek tek elime damlarken yapabildiğim hiçbir şey yoktu.

Daha sabah mükemmelde olmasa, yalanda olsa güzel bir hayatım vardı. Beni seven bir annem, sürekli atışsak da dibine kadar eğlendiğim bir abim vardı. Babam benden nefret etse de onu da seviyordum. Şimdiyse her şeyin bir yalan olduğunu öğrenmiştim.

Çok ağır gelmişti bu.

Şimdiden beni istemiyorlardı. Gerçek kızlarını hemen sahiplenmişlerdi. Tamam yanında istersin, tanımak istersin. Sonuçta gerçek kızın ama bu kadar mı çabuk?

Kolay mıydı bir anda 17 yılı silip atmak?

Şaka gibi, sürekli sıkıcı bir hayatım olduğuyla ilgili yakınırdım. Yakındığım günlerin Allah bin belasını versin, bildiğiniz pembe dizinin içine düşmüştüm ulan.

Kendi kendime gülmeye başladım. Sinirlerim boşalmıştı.

"Oturabilir miyim?" Seslenen kişiye baktığımda biyolojik yani gerçek annem olduğunu gördüm. Hızla göz yaşlarını sildim. Kafamı salladım oturması için. Sakince yanıma oturdu.

"Tanışalım mı?" Diye sordu naif sesiyle. Bakışlarımı ona çevirdim. Kestane rengi saçlara, kahverengi gözlere ve benim gibi bembeyaz bir tene sahipti. Daha uzun boylu ve zarif biri gibi duruyordu. Duru bir güzelliği vardı ve gerçekten kadın benim kopyam gibiydi. Aşırı benziyorduk.

Kafamı salladım yavaşça. "Ben Sevgi Barutçu..." dedi gülümseyerek ama gözleri hala yaşlıydı. "Kayra." Diyebildim sadece.

Ne diyecektim ki... Herif beni kızı bile saymıyor bir de onun soyadını mı kullanacaktım?

"Biliyorum bunların hepsi sana çok ağır geliyor Kayra ama emin ol beraber atlatacağız. Evet belki bizi istemezsin, istemezsende sonuna kadar anlarım seni ama bize şans vermeni istiyorum. Sen bizim kızımızsın. İzin ver yanında olalım. Beraber atlatalım bu süreci." Dedi yine aynı sakinlikte.

Gözümden bir damla daha düştüğünde hızla sildim. Bugün ağlama kotamı doldurmuştum. Baya sümüklü bir şey olmuş çıkmıştım ama durduramıyordum işte.

Benim gibi ciddi kalamayan bir insana bile fazla ağır gelmişti bu şeyler.

Kadına baktım tekrardan "Şimdi o kız onlarla ben sizinle mi gelmek zorundayım?" Gülümsedi "O tercihini çoktan yaptı. Peki sen, bizimle gelir misin?"

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Où les histoires vivent. Découvrez maintenant