PART 47 / 1: Haber Yangını

5.6K 250 14
                                    

Ayna da yaşlı gözlerime bakarken içimden bir kez daha ne kadar umutsuz olduğumu düşündüm. Sadece normal ve herkes gibi mutlu bir hayat yaşamak istemiştim ama Tanrı bana acı dolu bir aşk vermişti sadece. Düşünüyordum; herkes için mi böyleydi aşk? Hepsi bizim gibi kavga eder miydi? Sürekli ayrılırlar mıydı? Kıskançlık krizleri yaşanır mıydı? Belki. Ama hiçbir erkeğin sevgilisini bir odaya kilitleyip, birisini öldüresiye dövmediğine yemin edebilirdim. En azından insanların aklındaki kap kek Harry Styles bunu yapmazdı. Ama yapmıştı işte. Beni engel olmayayım diye bir odaya kapatmıştı; belki de içindeki canavarı görmemi istememişti ama görmüştüm. Onun yapılı vücudu bile gözlerimin onda takılı kalmasını sağlarken, korkutucu yumrukları ürkmemi sağlamıştı. Kavgacı bir kişi olmadığını bildiğim halde damarına basılınca nasıl korkutucu şeyler yapacağını tahmin edemez olmuştum, ama en azından artık fikir sahibiydim. Düşünceler aklımda dolanıp duruyor ve beni dipsiz bir kuyuya çekerek boğmaya çalışıyordu. Çırpındıkça daha çok boğuluyor gibiydim; düşünceler aklımı sürekli kurcalıyordu ve onu sürekli görmem işleri benim açımdan kolaylaştırmıyordu. Çünkü lanet olası O’na karşı kahrolası duygularım vardı. Ona aşıktım! Aşık olduğun insandan kolayca uzak duramazsın ve ben hala bunun için sağlam bir temel atamamıştım. Yaptığım tek şey ona ayrıldığımı söylemek olmuştu. Onu unutmak için bir çaba harcamamıştım aksine ona daha çok bağlanmaya başlamıştım. Müziklerini dinliyor, fotoğraflarına bakıyor, twitter’ını sık sık takip ediyordum. Onu unutmak için bir şeyler yapmam gerekiyordu, fangirl’ lük değil. Fakat şu sıralar bana aksini de yaptıramazdınız. Beynim ne zaman onu düşünmemem gerektiğini, artık bittiğini söylese kalbim ona bir savaş açıyor ve aksini aşkımla kanıtlıyordu. Kapım tıklatıldığında yerimde zıpladım ve kapım açılmadan hemen önce haberim olmadan akan yaşların izlerini yanaklarımdan yok ettim.

“Ells?” Taylor odaya girdiğinde hızla bir nefes alarak ona döndüm. Ama o çoktan kızarmış yanaklarımı ve şişmiş gözlerimi fark etmişti.

“Ağladın mı sen?” diyerek kaşlarını çattı ve bana yaklaştı. Ondan yayılan merak sinyalleri etrafımı kuşatmıştı bile ki aksi inkar bile edilemezdi.

“Ne olmuş yani? Bende insanım ve arada strese giriyorum.” Gözlerini devirdi ve yatağıma oturdu.

“Sorun neden stres yaptığında zaten. Yoksa ağladığın için seni suçlamıyorum. Karşında Sulu göz bir kraliçe varken hem de.” Ona bıkkınca baktım ve elim dolabımın kulpunu buldu. Üzerim için mavi uzun kollu bir gömlek çıkardım. Bu gömleği Harry ile alışverişe çıktığımızda almıştım ve üzerimde hoş durduğunu söylemişti. Ve şimdi ben büyük ihtimalle onu göreceğimi bile bile birlikte aldığımız gömleği giyerek hata ediyordum. Üzerimdeki tişörtü çıkararak Taylor’a kısa bir bakış attım. Telefonunu kurcalıyordu.

“Sen kiminle mesajlaşıyorsun?” Sesimdeki şüpheyi fark etmesi zor olmamıştı. Bu sıralar onu sıkıştırdığımı farkındaydım ama yakın arkadaşım olduğu için ne yaptığını, kiminle konuştuğunu merak ediyordum. Özellikle şu sıralar Niall ile aralarından su sızmıyorken.

“Ne? Kimseyle mesajlaşmıyorum. Hakkınızda bir haber okuyordum.” Diyerek içimdeki meraklı canavarı ortaya çıkardı. Her ne kadar merak canavarıma yenik düşmemem gerektiğini bilsem de dediğim gibi, bu düşüncemi hayata geçiremeyecek kadar meraklıydım. Eh, canavarım sağ olsun.

“Öhöm,” diyerek boğazını temizledi Taylor ve okumaya başladı.

HELLA AYRILIĞI

Son zamanlarda kameralardan uzak duran ikili özellikle hayranları düşündürdü. Geçtiğimiz günlerde grubuyla birlikte gece kulübü kameralarımıza yakalanan Harry Styles’ın yalnız olduğu söylenildi. O gece aynı gece kulübünde bulunan bir kaynak; “Kesinlikle yalnızdı ve arkadaşlarından uzak takılıyordu. Neredeyse sarhoş bile sayılırdı, yanına sürekli farklı türden kızlar geldi ve o hepsiyle güzel vakit geçirdi.”

“Sen şaka mı yapıyorsun?!” diye cırladığımda kafasını kaldırıp bana baktı. Korktuğu her halinden belli oluyordu.

“Siktir! Ödümü patlattın!”

“Devam et!” diye sinirle hırladığımda kafasını onaylamazca sallayıp kafasını ekrana indirdi. Benim bu tutarsız hareketlerimi onaylamadığını biliyordum.

Diğer taraftan Gabriela Evelyn özellikle sosyal ağlardaki aktifsizliğini koruyor. Bazıları bunun sadece ünlü model’ in daha fazla yükselmesini sağlamak için olduğunu düşünüyor. Açıkça görünüyor ki, özellikle hayranlar tarafından bu imrenilen çiftin ilişkisi reklam ilişkisi gibi gözüküyor.

 

“Saçmalık.” Diye mırıldandı Taylor sinirle. Benim aklım ise o kızlarla geçirdiği güzel vakitlerdeydi. Hani bu adam hiç odasından dışarı çıkmamıştı?! Hani benden beterdi!? Gece kulüplerinde piç gibi içip, kızlarla sürtmek mi aşk acısı çekmek oluyor? Eğer Harry böyle aşk acısı çekiyorduysa da inanırım; ondan her türlü absürt hareket bekliyorum. Yine de bu hala penisine tekme geçirme isteğime engel olmuyor. Agh! Aptal herif!

Dolabımın kapağını sinirle açtım ve altıma giymek için siyah bir pantolon seçtim. Ayağıma botlarımı geçirirken, Taylor içeriye Charlotta’nın kıyafetlerinin dizilmiş olduğu bir çantayla girdi.

“Bunları erkenden hazırlamamız iyi olmuş, yoksa iki saat bunları dizmekle uğraşacaktık.” Çalan telefonuyla izin isteyip aşağıya giderken ayağıma siyah botlarımı geçirdim. Saçlarımı sallamakla yetindim ve zaten yapılmış olan hafif makyajımı tazeleme gereği duymadım. Tay’ın bana kakaladığı orta boy çantayı aldım ve aşağıya indim. Hala bir arabaya sahip değildim bu yüzden merdivenleri henüz yeni bitirmişken Taylor’un fırlattığı araba anahtarlarını yakalamak için ayrıca çaba sarf ettim. Lanet olasıca her şeyi benim yapmamı bekliyordu ki, buna arabayı sürmekte dahildi. Araba kullanmak için bile fazla üşengeç olan bir kızın bana kakaladığı çanta hakkında endişemin yersiz olduğunu fark ettiğimde çoktan çantayı arka koltuğa fırlatıp, arabanın kornasına basmıştım. Taylor, aşırı yavaş yürüyordu ve bu beni sinir ediyordu.

“Sinirliyken hiç çekilmediğini umarım biliyorsundur.” Arabayı çalıştırırken ona yandan bir bakış attım. Motor’un yeni sesi etrafta çınlarken Taylor saçlarını düzeltti.

“O uzun bacaklarını mini eteklerle süslemek yerine biraz daha hızlı yürümeleri için kullanabilirsin.” Bir cd taktı.

“O sıçtığım kalbine acı çektirmek yerine Harry ile konuşmayı deneyebilirsin.” Direksiyonu sağa kırarken sinirle inledim.

“Her konu ona gelmek zorunda öyle değil mi? Yoksa o oturmak için kullandığın koca şeyin kaşınıyor.” Yumruk yaptığı elini acımadan koluma geçirdi.

“Benim popom büyük değil.” Göz devirme işlemim her zamanki gibi başarıyla gerçekleşti kızlar.

“Kollarımda popomdan çıkıyor zaten.” Diyerek kıkırdadım. Bana uyuz bir bakış attı.

“Hayır sadece başka bir şey sıçman gerekirken sen nedense beynini tercih ediyorsun.” Ve arabayı hastanenin önünde durdurdum. Umarım beynimi kavuran haber yangının külleri sıcakken karşıma bir adet Harry Styles çıkmazdı. 

TWIX // h.sWhere stories live. Discover now