PART 3: Masum Zümrütler

20.2K 621 69
                                    

Aynada kendime son bir kez daha baktıktan sonra derin bir nefes aldım. Beynim gitmemem için içimde resmen fırtınalar estiriyordu. Fakat kalbim de aksini söylüyordu.

Pekâlâ, Harry ile şu tanışma işini yenilemek istedik. Aslında o istedi ve beni öğle yemeği için bir kafeye davet etti. Ve bende beynimin tüm 'Hayır'larına rağmen teklifini kabul ettim. Aklınıza fesat düşünceler doluşmasın. Sadece arkadaş olarak yiyeceğimiz bir öğle yemeği. Çıkma falan değil veya bir randevu. Sadece hatasını anlamış olmasını takdir ettigimi gostermek istiyor ve ona karşı daha fazla kaba davranmak istemiyordum. Aynada kendime son bir kez bakarak üzerimde ki mini elbiseyi çekiştirdim çantamı omzuma asarak merdivenlerden indim. Kapının yanındaki askılıktan evimin anahtarını çantaya attıktan sonra topuklularımı ayağıma geçirdim. Gereğinden fazla gergindim. Bay Brown'un geçici bir süre bana verdiği audi6'ma bindim. Ehliyetim olduğu için şanslıydım. Rezil edici bir durum olduğunda arabaya atlayıp oradan kaçacaktım çünkü. Bu tarz ışıklı bir hayata hala yeterince alışık olmadığım için aklıma hep en kötü senaryo geliyordu ve bu beni olduğumdan saha strese sokuyordu.
Fakat aklımdaki tek soruyu hala sormaktan kendimi alamıyordum.
Neden? Neden benimle tekrardan tanışmak istemişti? Olduğumuz halde de kalabilirdik. Beni bir çikolata için kendisine aptal diye cırlayan çikolata hırsızı olarak da hatırlayabilirdi ya da hatırlamazdı. Her neyse...

Heyecanımı direksiyonu sıkarak atmaya çalışıyordum fakat bu elimi acıtmaktan başka bir işe yaramıyordu. Sinirle ellerimi direksiyona geçirdim ve yeşilin yanmasını bekledim. Ne?

Kabul ediyorum;

Stresliydim. Agresiftim ve süper heyecanlıydım.

Bir aksilik çıkacak diye içim içimi yiyordu. Tek istediğim güzel vakit geçirip, bir daha onunla görüşmek istemememdi. O Harry Styles. Milyoner, ünlü ve çapkın. Ve ünlülerin özel hayatları olmaz. Her şeyi bilinir. Harry'nin hayatına girersem göze batacağım ve beni rahat bırakmayacaklar. Binlerce insan benden nefret edecek. Ve tanrım! Onun gibi biriyle biraz daha görüşmeye devam edersem, aşık olacağım! Ve dünyaca ünlü bir yıldıza aşık olmak istediğim son şey bile değil. Bazı insanların aksine normal bir hayat yaşamayı seven bir kızım. Ve Harry Styles kesinlikle normal olarak nitelendirebileceğim birisi değil. Söylemek istemiyorum ama sinir bozucu derecede insanı kendine hayran bırakan bir yanı var. Ona hayran kalmak istemiyorum ve bu yüzden bu görüşmeletin tekrarlanmaması için elimden geleni yapmam gerektiğini düşünmem pek yanlış sayılmaz.

Arabamı zorda olsa park edip, arabadan indiğimde ne tesadüf ki Harry'de arabasından iniyordu. Beni gördü ve gülümseyerek el salladı.

İşte başlıyoruz. Elimi yukarı kaldırdım ve hafifçe salladım. Gülümseyerek ona yürürken, dakka bir gol bir diye düşünüyordum. Ben henüz Harry'nin yanına ulaşmış ve sarılmıştım ki fotoğraf makinesi sesiyle hızla geri çekildim. Gazeteci hiç çekinmeden yanıma geldiğinde, suratımın kireç gibi olduğuna emindim. Harry ise buna alışık olduğunu her halinden belli edecek türden rahattı.

"Bay Styles, Bayan Evelyn yeni sevgiliniz mi?" Beni tanımasını ummuyordum. Ben bu işlerde henüz yeniydim. Harry'nin bakışlarını üzerimde hissetmemle ona döndüğümde yüzümün aldığı rahatsız hali hemen farketmiş ve gazeteciyi hızla savuşturmuştu.

"Hayır, sadece arkadaşız ve işten kalan vaktimizde öğle yemeği yiyeceğiz." Elini belime koyup beni hafifçe ittirdi ve yürümemi sağladı. Fakat gazeteci peşimizden gelmeye başladığında dişlerimi gıcırdattım. Harry bir an kaşlarını çattı ve önümüze geçen gazeteciye baktı.

"Bayan Evelyn, kısa sürede en çok konuşulan model oldunuz. Ne düşünüyorsunuz?" Çantamı daha sıkı kavradım ve gülümsemeye çalıştım.

TWIX // h.sWhere stories live. Discover now