PART 13: "Biz neyiz Harry?"

11.4K 409 50
                                    

“Size gördüm diyorum! Kızlar, ben deli değilim! Neden bana inanmıyorsunuz?” Karşımda bana inanmayan gözlerle bakan Tay ve Ellie’ye sinirle baktım. Bana deliymişim gibi davranıyorlardı.

“Tatlım, biraz sakinleş. O burada değil… Kırılma ama…” Tay’ın sözlerini Ellie gözlerini devirerek tamamladı.

“Böyle şeyler sadece filmlerde olur.” Ayağımı sinirle yere vurdum.

“Bana birden görünüp hemen ardından kayboluyor dedim! Bana inanmanız gerekiyor. Ayrıca biri beni takip ediyor!” Ellie, yavaşça ayağa kalktı ve karşımda durdu.

“Ella, çocuklar birazdan burada olurlar. Lütfen onlara bundan bahsetme. Eminim, birkaç güne bu gariplik ortalıktan kalkacak. Ve sen yanlış bir hisse kapıldığını anlayacaksın.” Ona daha bir şey söyleyemeden, zil çalmıştı. Belki de fazla stresten dolayı Clark denen şerefsizi gördüğümü sanıyor olamaz mıydım? Sonuçta bir anda belirip, kaybolmak hız gerektirirdi… Ah ve bu onda vardı! Tüylerim bir kez daha diken diken olurken, gözlerimi yeni evimin üzerinde gezdirdim. Bay Brown, bu eve yerleşmem için tam zamanını bulmuştu! Şimdi o piç kurusu param olduğunu zannedip, beni sıkıştıracaktı. Fakat gerçekten bankada dudak uçuklatacak miktarda param yoktu. Kış koleksiyonu bitmişti ve yaz için hazırlık yapılıyordu. Yani yaz’a kadar yetecek anca param vardı. Zaten Yaz Koleksiyonu başlayınca tekrar defileler başlayacaktı. O zamana kadar büyük paralar almayacaktım. Şirket hesabımıza ufak miktarda para yatıracaktı o kadar. Fakat o piç kurusu bunların hiçbirini bilmiyordu!

“Selam kızlar!” İçeriye giren Louis ve Liam’a hayal kırıklığı ile baktım. Harry neredeydi? Geleceğini söylemişti.

“Selam çocuklar.” Derken fazla durgundum ve yavaşça gidip onlara sarıldım. Ayrıldığımda Louis neşeyle konuştu.

“Hey bize bir şey kalmamış! Evi yerleştirmişsiniz.” Ellie, sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu ve sinsice gülümsedi.

“Evet evi yerleştirmekten o kadar yorulduk ki, temizliği yapamadık. Sanırım burada devreye siz giriyorsunu-“

“Hayır!” İkisi de aynı anda bağırırken, zil tekrar çaldı. Kapıya yönelmiş olan Taylor’dan önce davranarak kapıya koştum ve Harry olmasını ümit ederek kapıyı hızla açtım. Gözlerimden bir kez daha hayal kırıklığı okunurken, Sophia karşımda dudak büzdü.

“Sanırım başka birini bekliyordun. Üzgünüm.” Suratımdaki sevimsiz ve saçma bir ifadeye son verip ona sarıldım. Onu kırmış olmalıydım.

“Ah saçmalama ve hoş geldin! Temizliğe yardım etmeye gelmen ne hoş!” Kapıdan girerken söylediklerim omuzlarının düşmesine sebep olurken istemsizce kıkırdadım. Karşımdakilere eziyet çektirmeye bayılıyordum.

“Bebeğim, sende bu işkenceye katılmaya mı geldin?” Liam yüzünü Sophia’nın saçlarına gömerken, hepimiz kıkırdadık.

“Pekala, bu kadar şamata yeter! Seksi Tommo! Sen yerleri süpüreceksin ve Sophia’nın Kokusuyla Kendinden Geçmiş Liam! Sende süpüreceksin. Sen, Stilist. Sende toz alacaksın.” Hepsi Ellie’nın emirlerine uyup iş başına geçerken, Tay ve Ellie kıkırdayıp beşlik çaktılar.

“Ben odamı düzenleyeceğim.” Diyerek odama çıktığımda iki katlı bu evde tek başıma ne halt edeceğimi düşünüyordum. Kendi apartmanımda mutluydum. En azından orada selam vereceğim komşularım vardı. Burada?  Hiç kimse.

Yalnızlığıma bir yalnızlık daha eklenmişti.

***

Yanağımdaki baskıyla gözlerimi açtığımda karşımda Harry’yi gördüm. Uyandığımı görünce yavaşça ellerini gözlerimin önüne getirerek parmaklarını oynattı. Bana neden el salladı? Ah, salak.

TWIX // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin