PART 62: Seksi Kız

3.9K 187 48
                                    

Merhabaaa, nasılsınız acaba? :)

3 aylık bir süre yoktum, bölüm gelmediği için üzgünüm. Ama zaten gitmeden önce sona yaklaştığımızı söylemiştim ki şimdi de diyorum ki, sona geldik. Son 2 bölüm diyelim öyleyse ve bu haberi size 2121 kelimelik bir bölümle vereyim. Tek istediğim şu ana kadar benimle birlikte olan her okuyucumun yorumunu bu son bölümlerin altında görmek. Benim için daha güzel bir şey olamaz ki, altmış küsür bölümün teşekkürünü bu sayede almış olayım. Sizinle birlikte bir macerayı daha sonlandırıyoruz. Bir dakika ya, bu konuşmayı final bölümünden sonra yapmam gerekiyordu. Pöööğf, diğer bölümde görüşmek üzere! Oy ve yorumlarınızı bırakmanız dileğiyle.

...

Gerginlikle dolu bir yolculuğu yatıştırabilecek bana göre en iyi şey, başımın güvendiğim bir omuzda dinlenmesiydi. Harry'nin kolları arabadaki geniş alanda beni sıkıca sarmıştı, ve sıcak parmak uçları dirseğimden omzuma kadar rahatlık yayıyordu. Beni bu şekilde rahatlatacak başka bir yöntem düşünemiyordum ve Harry bunu her zaman anlıyor ve gerekeni yapıyordu. Biraz uykusuzluk ve halsizlik çekiyordum. Harry ise düne oran ki hastalıklı halinden neredeyse kurtulmuştu. Aslında gereğinden fazla bile iyi gözüktüğünü söyleyebilirdim ki, zaten bu haline alışmış, artık eskisi kadar şaşırmıyordum. Yani, her durumda bile iyi gözükebilmeyi başaran yeteneğinden bahsediyorum. Aslında bu yetenek olmaktan çok, onun tamamen kendine has olan bir özelliğiydi ve sanırım böyle zor durumlarda baya işe yarıyordu. En azından onun için. Ben ise belki de ilk defa adaylığım olan bir törende tabirim yerindeyse bok gibi hissediyordum, görüntüm ise dışarıdan söylenene göre iyiydi. Her ne kadar öyle hissetmiyor olsam da dışarıdan aldığım bu duyumlar kafamdaki düşüncelerin katlanılabilir hale gelmesine yardımcı oluyordu. Harry'nin şu an alnımda hissettiğim sıcak nefesini ve dudaklarının bıraktığı küçük dokunuşları da eklemek istiyorum.

"Nasıl hissediyorsun?" Harry'nin dün ki hastalıklı halinden geriye kalan tek şey bir parça mahcubiyetti. Ona göre beni uyutmamış, kendi deyimiyle beni rezil bir hale sokmuştu. Bu aklıma gerçekten o kadar mı berbat görünüyorum? sorusunu getirse de, ona bu konu hakkında kızmaktan yeteri kadar sıkılmıştım.

"Az önce söylediğimden farklı değil," diyerek çıkıştım daha fazla bu soruyu sormamasını umarak. Kırk dakikalık yolculuğun yirmi beş dakikasında aynı soruya tabi tutulmak zorunda kalmıştım.

"Durma itip kak, sana yardım etmeye çalışıyorum," Harry kollarını geri çekti ve yüzümü görmeye çalıştı. Ona bezgince baktım.

"Harry muhtemelen bana biraz grip bulaştırdın ve şu an tek sorunum halsizlik. Ciddiyim, sürekli nasıl olduğumu sorman bir şeyi değiştirmeyecek." Suratında üzgün bir ifade belirdiğinde benden biraz uzaklaştı. Söylediklerimi tekrar düşündüm ve hangi kısma alınmış olabileceğini tartım. Yine eşeklik edip, onun moralini bozmuştum.

"Üzgünüm bebeğim, sadece bana sarılmana ihtiyacım var." Ona yaklaşmaya çalıştığımda beni durdurdu.

"Hayır Evelyn, biraz uzak durmalısın. Hala tam olarak iyileşmiş sayılmam." Ona kaşlarımı çattım. Bana kızgın bakışlarıyla karşılık verdiğinde elim çoktan yanaklarını kavrayıp, güzel suratını yakınıma çekmişti. Dudaklarımı bekletmeden ince üst dudağına dokundurdum. Pembe öpülesi dudakları beni geri çevirmedi ve aksine uzun parmakları çenemi kavrarken sık öpücüklerine maruz kaldım. Ufak öpücükleri vücudumdaki tüylerin diklenmesine sebep olurken, küçük bir ses çıkardım. Bu onu gülümsetti ve kısa süren öpücüğümüzü keserek geri çekildi.

"Oh, minik kulak utandı!" diye bağırdım araba keskin bir şekilde sağa dönerken onun üzerine abanarak. Elleri kalçamı bularak dokunmaya başladı, ve dudaklarındaki küçük gülümseme ukalalaştı.

TWIX // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin