SEZON FİNALİ: "Yaşadığım en iyi aşktı Harry."

7.8K 310 41
                                    

Belki şaşırdınız, biliyorum fakat biraz araya ihtiyacım olduğunu fark ettim. Bu kısa sezon finali size de bana da iyi gelecek. Lütfen sezon finali hakkındaki isyanlarınızı değilde, bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum atın. Ve ben yeni sezonla gelene kadar kendinize iyi bakın. Hikayeye ve Hella çiftine olan ilgiliniz için teşekkürler, sizi seviyorum!

*Multimedia'daki şarkıyla okuyun.*

___________________________________________________________

Merhaba, günlük?

Sana ilk defa yazacak olmama rağmen girişlerden ne kadar nefret ettiğimi sahiden fark ettin mi? Hayatımın en dolu zamanlarında sana yazmadığım için gerçekten pişmanım. Zaten söylemekten bile nefret ettiğim bir cümle var ki, filmlerde gerçek olabiliyormuş. Hayatımda çok şey yaşadım ve sana yazmadığım için sen hepsini kaçırdın. Aslında merak etme, bilmesen daha iyi çünkü senin de benden utanmanı istemiyorum. Sonuçta benden nefret eden yirmi milyon küsur insan var. Belki de küsuratı söylememeliyim, belki o kadarının içinde beni seven birileri vardır? Pekala, en son böyle dediğimde hayallerimde boğulmak üzereydim. Bu yüzden neden sana olan biteni anlatmayayım ki? Hem de doğum günümde. Evet, evet; bugün Temmuz’un 14’ü ve ben yirmi oluyorum. İnanamadın değil mi? Aşağıdaki gürültünün sesi buraya kadar ulaşıyor ve muhtemelen koridorlarda koşarak beni arayan bir kıvırcık kafa var. Ya da bir striptizci getirtmiş eğleniyordur, pis domuz. Eğer birazdan onu öyle yakalarsam çok fena yapacağım ve gerçekten sıralanmış bahanelerini dinlemeyeceğim çünkü dudakları konuşmak için fazla meşgul olacak. Ne var? Her zaman kendime pay çıkarmayı severim. Ah, tamam en son olan biteni anlatıyordum. Fakat şimdi düşündüm de bana doğum günümde hediye edilen bu günlükle temiz bir başlangıç yapacağım. O yüzden sadece bir hafta öncesinin özetini geçsem bu yeterince iyi olur.

 

“Bana yalan söyledin!” diye cırlamıştım o oflayarak bacağındaki sargıyı çözerken.

“Sadece dikkatini çekmeye çalışıyordum, ama senin son zamanlarda yaptığın tek şey bağırmaktı.” O gün onun gerçekten tepesini attırmış olmalıyım ki bana bu kaza numarasını çekti. Pis oyuncu kıvırcığın diğer yönleri de işin içindeymiş, tabi ben bunu ona kızdıktan sadece birkaç saniye sonra anlamıştım. Yoksa o dört avanağın bacağı kırık bir Harold’u yalnız bırakacak vicdana sahip olmadıklarını biliyordum.

“Son zamanlarda bu kadar çok bağırmamın sebebinin sen olduğunu biliyorsun. Beni sürekli kıskandırmaya çalışıyorsun ya da o cin fikirlerinle tepemin tasını attırıyorsun. Bazı şeylerin üstesinden gelmeme izin vermiyorsun ve bana güvenmiyorsun. Haklısın, bana güvenmemen için sana bir sebep verdim ama o sebebin canını cehenneme yollamama bile izin vermiyorsun.”

“Çünkü cehennemle işin olmayacak kadar temizsin. Ne yaparsan yap, eninde sonunda sana geri geleceğimi bilmiyor musun? Ben seni istiyorum.”

 

O gece konuştuklarımız sadece birkaç cümleydi. Gerisi ise tutkulu bir geceydi. Beni istediğini söylediğinde ona karşı koymamıştım ve gerçek anlamda onun olmuştum. Beni sevdiğini biliyordum yoksa söyledikleri kalbime dokunmazdı. Kalbimin deli gibi çarpmasına, dokunuşuyla dizlerimin bağının her çözülmesinde beni tutacağını bilmeme neden olmazdı. Sanırım Tanrı benimle uğraşmaktan yorulmuştu veya gerçekten onun bile usandığı bir baş belasıydım. Herkes bir baş belası olduğumu söylediğinde bile o “Bende seni seven bir baş belasıyım.” Diyerek kendine pay çıkarıyordu ve bunun Not Defteri sahnesine benzemesi için can atıyordu. Onunla birçok kez bu filmi izlemiştik ve her seferinde ‘Kuş’ kelimesi yerine ‘Baş Belasını’ kullanması sinirlerimi bozuyordu fakat sanırım sonumuzun not defteri gibi bitmesini istese de kesinlikle bazı şeylerin bize özgü kalmasını istiyordu. Sadece ben Allie gibi bunu kabul edecek bir yapıya sahip değildim, bilirsin ya, özgünlük meselesi. Yukarıda bahsetmiştim? Harry’nin yine cin fikirleri falan. Bir saniye bekle, birisi geldi.

 

 

“Her yerde seni arıyordum, burada ne yapıyorsun?” Gülerek bana yaklaşırken bacaklarını bir kez daha süzdüm. Siyah dar pantolonu, yarısına kadar iliklenmiş şık gömleğiyle nefes kesici görünüyordu. Ona gülümsedikten kısa bir süre sonra arkama sakladığım büyük kırmızı günlüğümü çıkararak ona gösterdim. Gülümsemesi yüzünde genişledi.

“Yeni günlüğüme bir şeyler not ediyordum.”

“Hediyeni beğenmene sevindim.” Ellerim boynumdaki, onun hiç çıkarmadığı uzun haç kolyesine gittiğinde ona yaklaştım.

“Bu ikisi hayatım boyunca aldığım en iyi hediyelerdi, en anlamlı olanlardı.” Uzun parmakları saçlarımı taradı ve pembe dudakları dudaklarıma değdi. Öpüşü derinleşirken elleri kalçalarıma inerek beni kucağına çekti. Ağzımdan kaçan çığlık öpüşmemizi bozduğunda geri çekildi.

“Yaşadığım en iyi doğum günüydü,” dudaklarına muzip bir öpücük bıraktım. Kıkırdadı.

“Yaşadığım en iyi aşktı Harry.”

Gözleri duyguyla büyüdü, ayakları hareket etti ve sırtım yumuşak yatakla buluştu.

“Sen,” dedi dudaklarını yalamadan hemen önce, “Yaşadığım en iyi şey, hissettiğim tek şeysin.”

“Seni seviyorum.”

“Seni çok seviyorum.”

Sonrasında olan tutkulu bir öpücük ve geri çekilmek için harcadığımız iradeydi. Kendiyle birlikte beni de yataktan geri çektiğinde sırıttı.

 “Bu kadar itiraftan sonra ne yapmak istersin? Dans mı, seks mi?” Düşünüyormuş gibi yaparken ondan birazcık uzaklaştım.

“Sanırım günlüğüme son birkaç şey yazacağım.” Elleriyle yüzüne kapatırken kocaman bir kahkaha attı ve bu benim kıkırdamama neden oldu.

“Sakın az önce seks davetimi reddettiğini söyleme, ah Tanrım.” Ona yaklaşarak kollarımı boynuna doladım. Dudaklarımı birkaç saniyeliğine yumuşak ve mis gibi kokan boynuna bastırdım. Derin bir iç çekti.

“Sanırım öyle yaptım, belki bunun acısını partiden sonra çıkarırsın.” Ellerini belime yerleştirirken, bunu beni kendinden uzaklaştırmak için kullanışını izledim.

“Tabi ki, senin aksine ben senin seks davetlerini reddetmeyeceğim. Bu çok kaba olurdu.” Diyerek kocaman bir kahkaha atmama neden oldu.

“Tanrım, çık dışarı! Ve ben aşağıya gelene kadar uslu dur aksi takdirde seks davetimi ölüm ritüeline çevirmekten hiç çekinmem.” Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı.

“Beni partideki seksi kızlardan koruması için Paul’un yanına gideceğim, yemin ederim.” Arkamı dönerek yatağımdan kaptığım pofuduk yastığı suratının ortasına fırlattım.

“Seni biraz kıskandım. Benim beni partideki seksi erkeklerden koruyacak bir korumam yok.” Kaşlarını çatarken işaret parmağını kendine doğrulttu.

“Ben burada ne oluyorum?”

“Harry Styles?” Suratımdaki muzip sırıtışla bakışlarına karşılık vermeye devam ettim.

“Senin sevgilin olarak koruma görevini üstlenen kişi ben oluyorum! O yüzden günlüğünle işin bittiğinde yanıma gelmezsen partiyi sonlandırmaktan hiç çekinmem. Ölüm ritüelinin canı cehenneme.”

“Cehenneme git Styles!” diye bağırdığımda kahkaha atarak dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

“Aşağıda bekliyorum.”

Gelen benim tatlı sevgilimmiş! Şu an aşağıda gerçekleşen partideki güya seksi kızlardan kaçmaya çalışıyor. Aşağıya inip onu kurtarmam gerek, sanırım bu hikaye de onun Patch’i benim. Doğal olarak Nora’da o oluyor. Daha sonra tekrar yazacağım günlük. Şu an da kıvırcığımın tam ortasında olduğu bir savaş var. Gidip o kızları halledeceğim.

Ben gelene kadar kendine iyi bak, bana onun hediyesinin ve başına bir şey gelirse seni öldüreceğim. (Şakaydı.) 

TWIX // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin