PART 43: "Daha Fazla Yaramazlık Yok"

7.2K 268 25
                                    

Koşu bandında geçirdiğim kırk dakika sonucunda yanıma gelen kas yığınıyla dikkatim dağıldı. Kafamı çevirerek koşmaya devam ederken koşu bandım yavaşladı ve bir süre sonra durdu. Çatık kaşlarımı koşu bandımı durdurun herife çevirdim.

“Ne yaptığını sanıyorsun?” Kaşlarını sempatikçe oynattı ve gülümsedi.

“Asıl sen ne yapıyorsun? Zayıflamak yerine eklem kaybının olmasını istiyorsan başka tabi.” Diyerek elini önemsizce salladı. Kaşlarım anlamsızca havalanırken, durmuş olan aletin üzerinden indim ve boynundaki havlusunu bana uzatışını izledim.

“Kullanmadım.” Tebessüm ile teşekkür ederek terimi kuruladım.

“Adım Jevi.”

“Gabriela.” Diyerek gülümsedim ve terbiyesizce terimle kirlettiğim havluyu ona geri uzattım. Bunu önemsemeden alarak tekrar omzuna astı. Buralarda takıla takıla alışmış olmalıydı.

“Koşun kırk dakikayı geçince uyarmak istedim. Koşu bandını en fazla yirmi dakika öneriyoruz.” Dediğinde meraklı bakışlarımın nedenini anlamışçasına konuştu.

“Ben burada eğitmenim. Şimdiki insanlar ne kadar çok spor yaparsam o kadar zayıflarım kafasında. Ben insanlara bunun yanlış olduğunu göstermek için buradayım.” Kafamı utançla eğdim. Tanrım, inceden laf sokmuştu.

“Ah,” yenilgiyi kabul edercesine mırıldandım. “Benden başka uyarı olan oldu mu?” Birkaç kişi dışında oldukça tenha olan spor salonuna göz gezdirdi.

“Hayır, ilk defa mı spor yapıyorsun?”

“Im, şey,” Kafamı kaşıdım. İçimden geçenleri söylesem daha iyi olacaktı. “Aslında erkek arkadaşımla kavga ettim ve stresimi atmaya çalışıyordum.” Kafasını kaldırdı ve en uç köşedeki ringe kısa bir bakış attı. Ondan cesaret alarak bende baktım. Tüm konsantresini önündeki kum torbasına vermiş Harry, açıkçası beni cezbetmişti. Boğazımı temizledim. Vücudundan etrafa fırlayan ter damlacıklarını düşünmemeye çalışarak Jevi’ e döndüm.

“Onun erkek arkadaşım olduğunu nereden bildin?” Bana uzaylıymışım gibi baktı.

“Haber okumayı severim.” Ukalaca gülümsedi.

“Bana daha çok haberlerin magazin kısmını takip ediyormuşsun gibi geldi.” Koca bir kahkaha attı. Sesi salonda yankılandı. Eko yapan ses korkunçlaşmadan önce dikkatimi başka bir şeye odakladım.

“Stresini atmana yardımcı olabilirim.” Ona bunu nasıl becereceksin? Dercesine baktım. Gülümsedi ve beni ringe yönlendirdi. Arkama geçerek fısıldadığında Harry’nin meraklı bakışları bize döndü.

“Vur ona.”

“Ne?!” Şaşkın sesim gürültü yaptığında gözlerini devirdi ki, bu Harry’nin daha çok meraklanmasına neden oldu. Ona açıklama yapmaya kalkışmadım, çünkü hey! Unuttunuz mu? Onunla konuşmuyordum. Sanırım o da bunu bildiği için bana müdahale etmeye kalkışmıyordu. Jevi büyük ringe tırmanarak bana elini uzattı. Biraz tereddütten sonra Harry’nin karşısında bir erkeğin elini tutmaya cesaret ederek elimi uzattım ve benim için aralamış olan ipten eğilerek geçtim. Jevi Harry’ye döndü.

“Ona stresini atması için yardımcı olacağım. Önerdiğin bir şey var mı?” Canına mı susamıştı? Burada bir kavga çıksa kimin kazanacağından bile şüpheliydim. Harry dayak yemezdi, öte yandan Jevi de yiyecek gibi durmuyordu. Aslında rahatlamam gerekiyordu çünkü Jevi hiç kavgacı bir tipe benzemiyordu. Daha çok Harry kızdırmam için bana gönderilen yardım meleği gibiydi. Ah, üzgünüm Jevi. Harry beni şaşırtacak bir şey söyledi.

TWIX // h.sWhere stories live. Discover now