Orda Kal Portakal

By zehraAbacilar

24.5K 2.4K 638

'' Dayanamıyorum, '' dedi Asel pamuk gibi yanağını ıslatan göz yaşlarını elinin tersiyle silerek. Meriç kon... More

♣ 1.Bölüm ♣
♣ 2.Bölüm ♣
♣ 3.Bölüm ♣
♣ 4.Bölüm ♣
♣ 5.Bölüm ♣
♣ 7.Bölüm ♣
♣ 8.Bölüm ♣
♣ 9.Bölüm ♣
♣ 10.Bölüm ♣
♣ 11.Bölüm ♣
♣ 12.Bölüm ♣
♣ 13.Bölüm ♣
♣ 14.Bölüm ♣
♣ 15.Bölüm ♣
♣ 16.Bölüm ♣
♣ 17.Bölüm ♣
♣ 18.Bölüm ♣
♣19.Bölüm♣
♣20.Bölüm♣
♣21.Bölüm♣
♣ 22.Bölüm ♣
♣ 23.Bölüm ♣
♣ 24.Bölüm ♣
♣ 25.Bölüm ♣
♣ 26.Bölüm ♣
♣ 27.Bölüm ♣
♣ 28.Bölüm ♣
♣ 29.Bölüm ♣
♣ 30.Bölüm ♣
♣ 31.Bölüm ♣
♣ 32.Bölüm ♣
♣ 33.Bölüm ♣ / 1.Kısım
♣ 33.Bölüm ♣ / 2.Kısım
♣ 34.Bölüm ♣
♣ 35.Bölüm ♣
♣ 36.Bölüm ♣
♣ 37. Bölüm ♣
♣ 38.Bölüm ♣ / 1.Kısım
♣ 38.Bölüm ♣ / 2.Kısım
♣ 39.Bölüm ♣
♣ 40.Bölüm ♣
** 41.Bölüm **
** 42. Bölüm **
♣ 43. Bölüm ♣
♣ 44. Bölüm ♣
♣ 45.Bölüm ♣

♣ 6.Bölüm ♣

805 92 30
By zehraAbacilar

Müdürün odasına girdiğimde babam ve annemi görünce şok oldum. Bana geleceklerinden bahsetmemişlerdi hiç. Acaba müdür mü çağırmıştı?

''Kızım da geldi. Artık okula neden geldiğimizi açıklayabiliriz. Gel yanıma Asel, '' dedi babam. Bende meraklıca yanına doğru ilerledim. Annem ve babamı hiç bu kadar telaşlı ve sinirli görmemiştim.

Ne olduğunu bir an önce öğrenmek için sabırsızlanıyordum. 

''Başlayabilirsiniz. Neden geldiniz buraya? '' diye meraklıca sordu Müdür Acrisius.

Annem sözü alarak, ''Bugün alışveriş yapmak için eşimin laptopunu kullanacaktım. Ama eşim yanında götürdüğü için Asel'in bilgisayarına geçtim, '' dedi.

Hayır anne. Düşündüğüm şeyi görmemiş ol.

Babam devam etti, ''Eşim Asel'in dün bilgisayarın başından kalktıktan sonra kapatmayı unutmuş olduğu sitenize rastlamış, '' dedi babam.

Dev ötesi şoktaydım. Allah'ım her şey alt üst olacak yardım et bana, diyerek içimden dualar ettim.

Aptaldım. O siteyi nasıl olur da açık bırakmıştım?

Annem ''Sevgili Acrisius, sitede yazan tüm her şeyi okudum. Okulunuzun geçmişini! Ne kadar iğrenç bir okulda okutmaya başlamışız kızımızı! Ve sizi şikayet edeceğiz. Bu okuldaki tüm öğrencilerin geleceğiyle oynayacaksınız! Ben de bir ebeveyn olarak asla buna göz yumamam! '' dedi. Sinirden ateş topuna dönmüştü.

Babam elindeki dört sayfa kağıdı müdürün eline tutuşturdu. Galiba kağıtlarda sitedeki bilgiler vardı.

Evet Asel, İzmir maceranın sonuna geldin!

Müdür ''Hiç bir şey sizin sandığınız gibi değil inanın bana! Asla aslını bilmediğiniz duyup ya da okuyarak sahip olduğunuz bilgilerle insanların kalbini kırmayın lütfen. Anlayabiliyorum sizde birer ebeveynsiniz ve çocuğunuzun iyi bir eğitim almasını diliyorsunuz. Bu sizin en büyük ve en doğal hakkınız! Size yemin ederim ki okulumuz asla böyle iğrenç bir geçmişe sahip değil. Evet doğru okulumuz yıkıldı ve biz de Türkiye'ye yerleştik. Burada okulumuzu kurduk. Eğer geçmişimiz bu denli iğrenç olsaydı şuan hapiste çürüyor olurdum, '' dedi ve bunları söylerken her zamankinin aksine oldukça sakindi.

Babam ''Buna inanmamızı mı bekliyorsunuz? '' dedi.

''Her sitenin doğruluğu kesin midir Tuğra Bey, '' diye sordu müdür.

''Kusura bakmayın fakat biz artık kızımızı bu okulda okutmak istemiyoruz, '' dedi annem ve bir hışımla oturduğu yerden kalktı. 

''Eğer bir hatamız olursa cezalandırırsınız. Fakat bir yanlışımız olmadı size karşı. İnanın iftira hepsi. Bir şans daha verin. ''

Babam ve annem uzun süren sessizliğin ardından, ''Pekala, '' dedi. 

''Eğer kızıma zarar gelirse veya bir başka öğrenciye zarar gelirse emin olun sizi süründürürüm, '' dedi babam ve ardından müdürün elini sıktı.

Gerçek miydi yoksa yalan mıydı o sitedekiler hiçbir fikrim yoktu doğrusunu söylemek gerekirse. Ama ufacık bir sorun çıkarsa babam affetmezdi. 

Endişeliydim de. Bu kadar kötü bir geçmişi varsa eğer, asla iyi bir lise süreci geçiremeyip üniversitede de istediğim yerlere ulaşamayacaktım.

Annem ve babamı uğurladıktan sonra zil çaldı. O sırada Belinay hızlı adımlarla yanıma geldi ve meraklıca sordu ''Neler oldu anlatsana. Çok merak ettim. ''

''Önemli bir şey değil ya. Ailem gelmiş. Tanışmak kaynaşmak işte ne olacak, '' diyerek iç çektim.

''Peki öyle olsun bakalım. Hadi gel sınıfa gidelim, '' dedi.

Diğer okullarla kıyaslanırsa bizim okulun teneffüsü daha fazlaydı. Ama bu süreç bile aşağıya inip tekrar yukarıya çıkmamıza yetmiyordu diyebilirim. Çünkü dinlenmek de işin cabasıydı. 

Sınıfa geldiğimizde yerimize oturup konuşmaya başladık. Herkes sınıfta bir şeylerle uğraşıyordu. Pencere kenarına oturduk. Meriç'in uzağına...

''Belinay bana sınıftakilerin isimlerini söylesene. Hiçbirinin ismi aklımda değil, ''dedim gülümseyerek. Maksat zamanın geçmesiydi. Eski arkadaşlarım olsa bir sürü şeyden konuşabilirdik boş zaman zarfında. Fakat yeni arkadaşlarla pek de fazla bir şeyler konuşulmuyordu.

''Tabii. Bak şimdi bu ilk sırada oturanlar Ayşe ve Ferzan, sevgililer. Hem de orta okuldan bu yana. Onların arkasında oturan Dilara. Aslında hiç sessiz değil ama kendini insanlardan dışlıyor. Tabiri caizse yalnızlığı seviyor. En arkadakileri zaten tanıyorsun Meriç ve Sebuhan, '' diyerek kahkaha attı.

Meriç'le biran göz göze geldik. Galiba beni izliyordu. Başını sıraya yaslamış o etkileyici  gözleriyle bana bakıp duruyordu. Gülümsedim ona. O da bana.

''Neyse devam edeyim... Orta sıradakileri tanıtayım şimdi. En öndekiler Ahmet ve Yekta. Bunlar hiç ayrılmıyorlar birbirinden. İkisinin kendilerine zararları çok ama bize hiç zararları dokunmuyor. Sigara, içki ara sıra kumar da oynadıkları duyuldu. Fakat asla bir kızın duygusuyla oynayacak kadar öküz değiller.  Arkadaki mallar da Beyza, Bilge, Dilek ve Şeyda. Tanıyorsun Beyzayı zaten. Diğer üçü de Beyza'nın itleri. Ve bu yüzden okulca sevilmiyorlar. Bilge'nin akli dengesi bozuk galiba. Dilekle Şeyda da psikopat.! '' diyerek bitirdi konuşmasını.

Artık unutmamak üzeri aklıma kazıdım isimlerini. Tabii karakterlerini de.

***

Son dersin bitmesine 5 dakika kala herkes toparlanıyordu. Sınıfta galiba ilkokul konumundan çıkmamış insanlar vardı. Çocuk gibi bağırıyorlardı zil çaldığında.

Meriç yanıma geldi hemen. Belinay da bana sarılıp gitti.

Nereye gidiyorsun mal! Beni yalnız bırakma.

''Asel istersen biraz yürüyelim. Seni sonra evine bırakacağım, '' diyerek gözlerimin içine baktı Meriç.

Bu sefer onu kırmamam gerektiğini biliyordum. Yoksa ayıp etmiş olurdum.

''Peki, olur, '' dedim ve çantamı alıp sınıftan çıktım. O da aynı şekilde. Aşağıya indiğimizde soluk soluğa kalmıştık. 

Zaten 10 katta işin cabasıydı.

Okuldan çıktıktan sonra okulun çevresindeki bir mekana gittik. Oturduk ve birer kahve sipariş ettik.

Heyecanlı gibiydi. Merak ediyordum. Acaba ne diyecekti?

''Nasıl diyeceğimi, nasıl söze başlayacağımı bilmiyorum, '' dedi.

'' Çok merak ettim, '' dedim gülümseyerek.

''Diyeyim mi? Hızlı mı olsun yoksa yavaş mı? ''

'' Söyleyeceğin şeyin boyutuna bağlı. ''

''Ben senden hoşlanıyorum. Bu kadar hızlı olması seni tedirgin edebilir. Saçma gelebilir ama gerçekten hoşlanıyorum. Bunu demeseydim içimde kalırdı. Sevmek veya aşık olmak değil bu ama seninle konuşmak istiyorum. Ve bilmeni istiyorum ki yakında hoşlanma evresi yerini farklı evrelere bırakacak. En azından bana karşı ne hissettiklerini öğreneyim ki ona göre seni daha da seveyim ya da unutayım. Biliyorum sen de benden hoşlanıyorsun. ''

Evet ondan hoşlanıyordum. Ama asla bunu açıkça söyleyemezdim asla!

''Senden hoşlanmıyorum. Belki sen benden hoşlanıyor olabilirsin. Seninle göz göze geldiğimiz zamanlar hep tesadüftü. En azından benim için tesadüftü. Benden asla böyle bir şey bekleme. Eğer hoşlanıyor olsam bile bu asla ilişkiye dökülemez. İmkansız! ''dedim ve ayağa kalktım. Ona çok büyük tepki verdiğimin farkına varınca duraksadım. 

''Saçmalıyorsun. Çıkalım demedim sana. Sadece tanımak istiyorum. Yakından. ''

''Özür dilerim, '' dedim ve tekrardan yerime oturdum.

''Kendini anlatır mısın bana? '' diye sordu.

*** 

Uzun süre konuştuk. Ondan çok ben kendimi anlattım. -Bazı - şeyleri atlayarak. Hatta kendisi hakkında hiç konuşmadı diyebilirim.

''Evet bu kadar işte, '' dedim gülümseyerek. 

''Sen çok farklısın sanki Asel. Bilmiyorum neden bu kadar kolayca bunu dile getirdiğimi. Cidden farklısın sanki diğer kızlardan. Dinlemeyi bilen ve konuşmayı seven birisin sanki. Hadi bunu geç de ya gözlerine ne demeli? ''

''Neyse kalkayım artık, '' dedim ve ayağa kalktım.

''Asel! ''

'Efendim? ''

''Ben gerçekten senden hoşlanıyorum. Belki de şimdi bu durumu ilişkiyle taçlandırmamız gerek. Sanki erteleyince elimden kayıp gidecekmişsin gibi hissediyorum. ''

''Dalga mı geçiyorsun? Elinde miyim ki elinden kayıp gideyim? '' dedim gülerek.

''Ciddiyim, '' dedi. Yüz ifadesinden belliydi. Tekrardan dalga mı geçiyorsun, diye sormama gerek yoktu. Harbiden ciddiydi.

''Üzgünüm Meriç, '' dedim ve onu ardımda bırakıp dışarıya çıktım.

Meriç koşarak yanıma geldi. Bana baktı. Gözleri dolmuştu. Birkaç damla süzüldü yanaklarına. Bende akıttım içten içe gözyaşlarımı içime. 

Gözyaşlarımı silmesini isterdim, içime akan. 

Gözyaşlarını silmek isterdim, yanaklarını ıslatan.


Gözleri yaşlıydı. Gözlerini gözlerimden kaçırdı.


Erkekler ağlamaz, sil göz yaşını. Kaçırma gözlerini benden suçlu suçlu...


Sonra bana yaklaştı. Yavaşça ittim ve arkama bakmadan ilerledim otobüs durağına doğru. Peşimden gelmiyordu.


Kusura bakma Meriç. Ben İbrahim'e söz vermiştim. Onu Urfa da bıraktım ama hala birlikteyiz. Ona ihanet edersem eğer seninle de oynamış olurum. Özür dilerim ...

Continue Reading

You'll Also Like

681K 45.5K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
124K 8.9K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.
112K 11.4K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
53.2K 3.7K 18
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yaz...